Yeni Güne Uyanmak
Her gece yatarken yeni bir güne uyanıp uyanmayacağımızı bilemeyiz, tıpkı bir saniye sonra ne olacağını bilemediğimiz gibi. Eğer yaşıyorsak ve yaşayacaksak her sabah yeni bir güne uyanır ve yeni bir günü yaşamaya başlarız. Hiç birimiz yeni günde neler olacağını ve neler yaşayacağımızı bilemeyiz. Dün de yeni güne başlarken aynı durumdaydık ve bugün dünde neler yaşadığımızı biliyor ve ya mutlu ya da mutsuz oluyoruz. Yeni bir güne uyanırken de neler olacağını bilemediğimiz için mutlu ya da mutsuz olacağımızı da bilemiyoruz. Ama yeni günde mutlu olmak istediğimizi biliyoruz ve bunun için de uğraş vermemiz gerekiyor.
Öncelikle yeni bir güne uyandığımızda o günden neler beklediğimizi ve beklentilerimizi karşılamak için neler yapmamız gerektiğini planlamalı ve hazırlanmalıyız. Çünkü plansız ve programsız hiçbir eylemin sonu başarıyla bitmez. Sonu başarıyla bitmeyen her şey de bizi mutlu etmeyeceği gibi çoğu zaman da mutsuzluk girdabına daldırır. Sonra uğraş, didin ve bu girdaptan çıkmaya çalış. Halbuki önceden plan ve program yaptığımız takdirde ve biraz da şansımız yaver giderse başarı kaçınılmaz olur ve başarı ile birlikte mutluluk da gelir.
Aslında başarı ve mutluluk göreceli bir kavram olup sana göre bana göre değişkenlikleri olacaktır. Ama genel geçer mutluluk tanımlarına baktığımızda insanları mutlu kılan ana konular bellidir. Birinci sıraya hiç ama hiç de dikkat etmediğimiz ve ancak yitirdiğimiz zaman yokluğunu acı bir şekilde hissettiğimiz SAĞLIK gelir. Sağlık olmadan hiçbir iş yapamazsınız ve dünyalar sizin olsa neye yarar diye düşünmek lazım. Tek başına sağlık da yeterli olmayacaktır. Yanında sevdiklerinizin de sizinle birlikte olması ve dostlarınızın da bu mutluluğunuzu desteklemeleri gerekir. Sevdikleriniz ve dostlarınız olmadan herhangi bir şeyi paylaşamayacağınız için mutluluğunuzu da tek başınıza yudumlayamazsınız. Mutlaka dostlar gerekir yanında insanın. Sonra da yaşamınızı sürdürebilecek bir gelir elde etmeniz gerekir ki bunun için de iyi bir işinizin, en azından bir işinizin olması gerekmektedir. Zira iki çıplak bir hamama yakışır misali tek başınıza kaldığınızı görürsünüz.
Tüm bunlara sahipseniz eğer yeni bir güne mutlu bir şekilde uyanmaya ve mutlu olmaya hazırsınız demektir. Ancak, tek başınıza mutlu olmak kısa bir an için mümkündür. Şayet kahvaltı masasına oturduğunuzda birlikte kahvaltı yapabileceğiniz gülen bir surat yoksa o kahvaltı süreci sizi karşılayan mutluluğunuza birinci darbeyi vurmuş demektir. Giyinip dışarı çıktığınızda lütfen gülümseyin ve herkese gülen yüzlerle günaydın deyin. İnanın mutluluk da esneme gibi bulaşıcıdır. Gözlerinin içine sıcacık bir gülümsemeyle baktığınız yüzler sizden aldıkları olumlu enerjiyle gülümsemeye ve onlar da kendi etraflarına mutluluk saçmaya başlarlar. Böylece mutluluk dalgalar halinde yayılmaya ve tüm evreni kaplamaya başlar.
Bindiğiniz taksinin şoförü sabahın o uykusuz geceden kalma donuk ve kızarmış gözleriyle size bakıp kirli sakalını sıvazlarken “nereye gidiyoruz” diye sorduğu o boğuk sesi, sizin “Günaydın kardeşim, Maçka’ya lütfen” demenizle önce bir afallar ve sonra kendisine çeki düzen vermek zorunda hisseder. “Şimdi ana yoldan gidersek çok tıkalıdır, izin verirseniz ara yollardan kaçalım. Taksimetre de daha az yazar” demek ihtiyacını duyar. Çünkü o gülümseyerek verdiğiniz günaydın selamı var ya onu fethetmiş ve gecenin lanetini birdenbire yağmurlu caddeye fırlatıp atmıştır.
İşyerine girdiğinizde kapıcıdan başlayarak aynı birimde olun ya da olmayın tüm çalışanlara verdiğiniz o güzel enerji dolu GÜNAYDIN” herkesin gününü aydın etmenin anahtarı oluvermiştir. Masanıza gelen bol köpüklü sabahın ilk kahvesi de kebabın yanında ayran misali olmuştur. Tüm bunlar yeni güne uyanırken takındığınız ve kalbinize ve dahi beyninize yerleştirdiğiniz mutluluk pompası ile başlamış ve her tarafa yayılmıştır. Bu yüzden yeni güne uyanırken dünün karanlığını veya karamsarlığını dünde bırakıp yeni güne iyi uyanmak gerekir.
Yeni ve daha yeni mutlu günlere uyanabilmek dileğiyle.