Uyuşturucuda riskli yaş grubu belli oldu
Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk “26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, uyuşturucu madde kullanmaya başlama riski açısından 15-24 yaş döneminin en riskli grup olduğunu hatırlattı ve ailelere çocuklarıyla daha yakın olmaları için çağrıda bulundu.
ANKARA (İGFA) – Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk “26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, uyuşturucu madde kullanmaya başlama riski açısından 15-24 yaş döneminin en riskli grup olduğunu hatırlattı ve ailelere çocuklarıyla daha yakın olmaları için çağrıda bulundu. Öztürk şunları söyledi: “Merak, özenti, kendini ispat etme, aile sevgisinden yoksun olma, boşlukta olma, maalesef gençlerimizi uyuşturucuya itebiliyor. Ailelerimizden isteğimiz çocuklarıyla yakından ilgilensinler, onlarla iletişim kursunlar. Bağımlılık hakkında bilgi sahibi olsunlar ve tedavi olması gereken durumlarda çocuklarına bir suçlu gözüyle değil iyileşmesi gereken bir hasta gibi baksınlar.”
Uyuşturucu kullanımının tüm dünyanın ortak sorunu olduğunu belirten Öztürk, uyuşturucu bağımlılığı ile topyekûn bir mücadele gerektiğini belirterek “Başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun tamamını bağımlılıklar konusunda bilgilendirmek, farkındalığı artırmak zorundayız. Yeşilay olarak, bu kapsamda ulusal ve uluslararası kongrelerle bilim ve sağlık otoritelerini bir araya getiriyoruz, yıllardır sürdürdüğümüz basılı yayınlarımızla toplumu bilgilendiriyoruz, eğitim programlarımızla 7’den 77’ye herkese ulaşıyoruz, burs desteklerimizle bağımlılık alanında akademik çalışmaları destekliyoruz. Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu kapsamında ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde bilgilendirici ve önleyici çalışmalar gerçekleştiriyor ve gerçekleştirilmesine vesile oluyoruz” dedi.
Yapılan araştırmalara göre uyuşturucu madde kullanımının başlıca sebeplerinin eğitim seviyesi ve sorunlu aile yapısı olduğunu belirten Yeşilay Genel Başkanı şunları ifade etti: “Öğrencilere, madde kullanmaya başlamadan önce ulaşma hedefiyle uyguladığımız Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim programlarını hem kamu kurumları hem de sivil toplum kuruluşları iş birliği ile yürütüyoruz. Türkiye’de her yıl yaklaşık 10 milyon çocuğa ve 3 milyon yetişkine ulaştığımız modelimiz dünyaya örnek oldu ve farklı dillere çevirileri yapılarak 10 ülkede hayata geçirildi. Birbirini tamamlayıcı niteliği bulunan Okulda Bağımlılığa Müdahale ve Yaşam Becerileri Eğitim Programlarımız ile de çocuk ve gençlere ulaşıyoruz. Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM) ile 81 il ve Kıbrıs olmak üzere; toplam 105 merkezde bağımlılara ve ailelerine ücretsiz psikolojik ve sosyal destek veriyoruz. Uzman psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarının görev yaptığı merkezlerimiz bağımlı bireylere, maddeyi bırakma ve yüz yüze danışmanlık, grup terapileri, sosyal destek hizmetleri veriyor. Ayrıca, dileyenler 115 YEDAM danışma hattımızı kullanarak, telefonun ucundaki uzman psikologlarımızdan hizmet alabiliyor.”
Uyuşturucunun, kullanan kişide fizyolojik, psikolojik ve sosyal anlamda ciddi yıkımlar meydana getirdiğini, özellikle son zamanlarda yaygınlaşan sentetik uyuşturucuların ilk kullanımda bile ölümlere yol açabildiğini belirten Öztürk, “Uyuşturucu bağımlılığı sadece kullananı değil, ailesini ve çevresini de son derece olumsuz yönde etkileyen bir hastalık. Uyuşturucu kullanım oranlarının artış sebepleri ve bununla mücadele için yapılacaklar hepimizin ortak meselesidir” dedi.
“Hiçbir madde beni sağlığım kadar mutlu edemez”
Yeşilay, 26 Haziran Uyuşturucu ile Mücadele Günü kapsamında No More Lies ismiyle bilinen sokak sanatçısı ile iş birliği yapıyor. No More Lies iş birliğiyle gerçekleşen çalışmada sanatçı, Üsküdar semtinde sokak duvarını duvar resmiyle süsleyerek, “Hiçbir madde beni sağlığım kadar mutlu edemez” yazılı sloganla bağımlılık konusuna dikkat çekmeyi hedefliyor. Gençler arasında bağımlılık sorununa çözüm üretmek için önleyici çalışmalara imza atan Yeşilay, bu proje ile gençlere bağımlılıktan uzak yaşam çağrısı yapan “Bağımsız Gençlik” kampanya manifestosuna da atıfta bulunuyor.