Tutku
Birkaç gündür yaşadığımız milli heyecan ve sonrasında Türkiye ligi maçları; ülke olarak konumuz, gündemimiz genelde futbol, “ülke olarak başka sorunumuz olmadığı için” arkadaş sohbetlerinde, aile arasında her yaştan herkesin yorum yaptığı bir spor dalı, Türk halkını bu kadar birlik beraberlik ve aynı zamanda tartışma ortamının içine sokan başka hiçbir güç yoktur. İki taş bir naylon top ile organize edilmesi çok kolay olan ve herkesin erişebileceği bir spor dalı olan futbol milli kültürümüze dahil oldu. Dil bilgimize bile futbol terimleri girerek sosyal hayatta da kullanılan; “frikik verme”, “ofsayta düşme” gibi terimler çoğaldı. Ofsaytı kadınlara anlatmanın başarı olarak kabul edilmesi de bu spor dalının herkes tarafından bilinmesi ve anlaması için gösterilen çabadır. Bireylerin tuttukları takımlarına delicesine bağlı olması, takımları ile kendilerini özdeşleştirerek; yenilgide ağlaması, galibiyette aşırı sevinmesi kesinlikle bir tutkudur.
Galiba bu tutkunun ticari ranta dönüştürülmesi hiç de zor olmadı. Paralı kanallarda hatırı sayılır ücretler ödenerek seyredilmesi yanında, spor programlarında, her pozisyon saatlerce tekrar tekrar izletilerek, program aralarında da hepimize uzun uzun reklam izlettirmekteler. Program anında yorumcuların giysileri, aksesuarları, geçen altyazılar vs. doğrudan bilinçaltı mesajları ile de futbol kavramının önüne geçen ticari bir rant yaratılmaktadır. Türkiye’de ve dünyada spor dalları arasında en büyük reklam geliri ve seyirci geliri elde edilen spor dalı futboldur. İzleyicinin ilgisini çekmesi adına en büyük yatırımlar bu alana yapılmaktadır. Görsel ve yazılı medyanın gündeminde hep futbol en öncelikli spordur. Devlet tarafından üzerine bahisler ve kazanç getiren oyunlar oynanması teşvik edilmekte, bunun paralelinde illegal bahis sitelerinin de çoğalması, gençlere kumar konusunda cesaret vermektedir.
Futbol takımları yönetimine talip olan bazı sanayici ve iş adamlarının, o kadar parayı sadece futbol aşkı için mi harcadığı, yoksa başka beklenti ve amaç içinde mi oldukları da tartışılır.
Futbol, farklı kesimleri, çıkarları çatışan sınıfları, dünya görüşleri ve ideolojileri farklı olan grupları, ayrı siyasi partilerden olan insanları, aynı takımın tarafları arasında konumlandırmıştır. Aynı heyecanların ve sevinçlerin paylaşıldığı, kader birliği yapılan, bir hayat görüşü olan futbol tutkusunun içimizden hiç eksilmemesi dileğiyle…
“”futbol tutkusunun içimizden hiç eksilmemesi dileğiyle”katılıyorum.Ancak siyasiler,cemaatlar futbol üzerinden ellerini çektikten sonra….
Bi rahat bıraksınlar artık sporcuları…
ŞAHSIM olarak futbolun ülkemizde eskiden olduğu gibi ilgi uyandırdığı kanaatinde değilim. Sebebi de futbolu yönetenlerin gözlerini para bürümesi olarak açıklayabiliriz. Yayıncı kuruluşların decoder satabilmesi için fahiş fiyatlar istemesi, kulüplerin akıl dışı transfer politikaları ile kulüpleri gırtlağına kadar borca batırması , herseyi taraftardan beklemesi ve TFF ve MHK de yönetici olduğu iddia edilen kişilerin iddia şirketleri ile iktisatlı olduğu düşüncesi doğuracak tarzda kararları ve atamaları neticesinde futbol futbol olmaktan çıkmıştır. Ben ne kulüp maçlarını nede milli maçları eski coşku ile izlemiyorum. Kim zevk alıyor merak içindeyim. ( Not: Milli formaların da oyuncağa çevrilerek saçma sapan şekil ve renklere döndürülmesi de hiç hoş değil. İşte bir sebep daha.)