Türkoğlu: Milletin tam 109 milyonunu sokağa attılar!
İYİ Parti İl ve Yıldırım İlçe Teşkilatı Başkan ve Yöneticileri Yavuz Selim ve Mevlana semtleri başta olmak üzere Ankara Yolu alındaki mahallelere adeta çıkarma yaptı. Vatandaşlara hitabeden İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, “Belediyenin Kentsel Dönüşüm sözü yalan oldu ve halkın tam 109 milyonu sokağa atıldı” dedi.
Önceki dönem yönetimince ilçenin üçte birine kentsel dönüşüm için söz verildiğini ifade eden Türkoğlu, “her biri yalan olan projeler, imar planları, imar uygulamaları hatta maketler, bir sonraki yönetimce sanki başka bir partinin belediyesi yapmış gibi çarçur edilerek çöpe atılmıştır” şeklinde konuştu. Türkoğlu’nun açıklaması şöyle:
“Kıymetli Yıldırımlılar,
Değerli Basın Mensupları;
Yaklaşık 800 bin nüfusu ile ülkemizin tam 50 ilinden büyük olan Yıldırım ilçemizde, pek çok konuda olduğu gibi KENTSEL DÖNÜŞÜM konusunda da tam anlamıyla bir sorunlar yumağı ile karşı karşıyayız.
Özgen Keskin’in 2. Dönemi ile başlayan kentsel dönüşümdeki kangrene dönmüş sorunlar; basiretsiz yönetimler sayesinde, yaklaşık 15 yıldır içinden çıkılmaz bir hale dönüştü.
Hatırlanacağı gibi o dönemde, ilçemizin doğusundaki Arabayatağı, Yavuz Selim, Mevlana, Ulus, Hacivat, Şirinevler ve Çınarönü olmak üzere tam 7 mahalle, Çevre Şehircilik Bakanlığınca riskli alan ilan edilerek imar planları onaylandı, fakat imar uygulamaları o gündem bu güne bir türlü tamamlanamadı.
Sadece Başkan Keskin döneminde Mevlana Mahallesi’nde ilk kentsel dönüşüm uygulaması olarak 128 daire ve 10 dükkan yapıldı, ancak bunlar da yıllarca kullanılmayarak atıl hale düşürüldü.
Sonrasında tekrar masraf edilerek tadilattan geçirildi, şu sıralarda da kısmen satış, kısmen de diğer bölgelerdeki kentsel dönüşümler için takas yöntemi ile değerlendirilmeye çalışılıyor.
MİLLETİN PARASI HİÇ EDİLDİ!
İsmail Hakkı Edebali döneminde ise 2014 yılından sonra ilçenin neredeyse üçte biri kentsel dönüşüm alanı ilan edilerek, bu bölgelerin imar planları, mevcut durum değerlemeleri, imar uygulamaları, mimari projeleri hatta maketleri dahi yapıldı ve bu işler için milletin tam 109 milyon parası harcandı.
Aynı dönemde Mevlana Mahallesi’nde 614 konutluk kentsel dönüşüm inşaatı tamamlandı, onların da şu an satışları gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Bu konutlar, kısmen de takas yöntemi ile diğer dönüşümler için kullanılmaya çalışılsa da, sözünü ettiğimiz 7 mahallenin imar uygulamaları bitmediği ve mülkiyet sorunları çözülmediği için her hangi bir adım atılamıyor.
MÜLKİYET SORUNU ACİL ÇÖZÜM BEKLİYOR!
Mülkiyetleri kısıtlanan vatandaşlarımız, yerlerini ne kendileri yapabiliyorlar, ne müteahhite verebiliyorlar, ne de mülklerini değerinde satabiliyorlar.
Şimdi buradan kamuoyu önünde açıkça soruyoruz:
-7 mahallede birden aynı anda öyle büyük çapta bir imar uygulaması yapmak doğru mudur ?
-En azından her mahallenin imar uygulamasını farklı yapıp itirazların ve iptallerin önüne geçilemez miydi?
-Sadece Mevlana Mahallesi’ne yapılacak 300-500 konutla, Yıldırım’ın kangren olmuş kentsel dönüşüm sorunu çözülür mü?
İYİ Parti olarak buradan yetkililere sesleniyoruz:
Sorunlu bölgelerdeki imar uygulamalarını bir an önce tamamlayıp, vatandaşın mülkiyet sorunlarını bitirin!
Bölgeye müteahhitleri ve yatırımcıları derhal kanalize edin çünkü bu iş belediyenin tek başına altından kalkacağı bir iş değildir.
BELEDİYE ASLİ GÖREVİNİ RES’EN YAPMALIDIR!
Yıldırım, Bursa’nın coğrafi olarak en küçük, nüfus olarak ise en yoğun ilçesidir. Güneyde Uludağ, Kuzeyde ova koruma alanı, doğuda Kestel-Gürsu ve batıda Osmangazi ilçeleri arasında sıkışmış, yaklaşık 800.000 nüfusluyla aslında devasa bir kenttir.
O nedenle belediye, asli görevi olan imar plan ve uygulamalarını, kentin genel planına uygun olarak res’en yapmalı, mülkiyet sorunlarını da bir an önce çözmelidir.
Vatandaşların mülkiyetlerine ve ellerindeki tapulara baktığımızda, yerlerinin yarısından fazlası tarla olarak gösteriliyor ve bu durum bu çağda utanılacak bir uygulamadır.
Önceki dönem yönetimince ilçenin üçte birine kentsel dönüşüm için tam 109 milyon lira para harcanmış; yapılan projeler, imar planları, imar uygulamaları hatta maketler, bir sonraki yönetimce sanki başka bir partinin belediyesi yapmış gibi çarçur edilerek çöpe atılmıştır.
Oysa devlette ve kamu kurumlarında hizmette devamlılık esastır; bölgedeki hak sahipleri ile yapılan uzlaşmaları, noter sözleşmeleri dahi yok sayarak, onlarca projenin rafa kaldırılarak, milletin parasını çöpe atmanın mantığı nedir?
Belediyenin müteahhitlik yapması ve fiilen inşaatın içinde olması gerekmez. Belediye asli görevi olan imar plan ve uygulamalarını bir an önce yapmalı, hak sahiplerinin mülkiyet sorunlarını çözmeli, müteşebbislerin, müteahhitlerin önünü açmalı, yatırımcıyı özendirerek Yıldırım’a kanalize etmelidir.
YILDIRIM DEĞER KAYBEDİYOR!
Kıymetli Dostlar;
Yıldırım maalesef her geçen gün değer kaybediyor. Kültürü ile değer kaybediyor, yapılaşması ile değer kaybediyor, arsası ile değer kaybediyor..
Yıldırım bir taraftan göç alıyor, bir taraftan da planlı alanlara göç veriyor. Üstelik ilçenin doğusunda kalan bu 7 mahallenin sorunları sadece kentsel dönüşümden ibaret de değil.
Nüfusunun neredeyse yüzde 50’si Suriyeli sığınmacılardan oluşan bu mahallelerin esnafına bir dokunan bin ah işitiyor. Adeta Halep caddelerine dönmüş sokaklar, Arapça tabelalar ve konuşmalarla dolup taşmış durumda.
Suriyeli sığınmacılara devlet destekleri, vergi muafiyetleri, belediye yardımları devam ederken, kendi vatandaşlarımızın durumları gittikçe kötüleşiyor. Yerli esnafımız mağdur durumda ve bu nedenle de Suriyeli sığınmacılarla rekabet edemeyerek, iş yerlerini kapatmak zorunda kalıyorlar.
Sığınmacıların trafik kurallarına uyumamaları, sokaklarda gruplaşarak asayiş sorunu yaratmaları da bölgede tehlikeli bir kaos ortamı yaratıyor.
Bu sorunlar da merkezi yönetim tarafından ciddiye alınıp bir şekilde çözülmelidir.
GÖZ BOYAMAKTAN VAZGEÇİN!
Bugünkü Belediye Yönetimi’nin kendi hizmet dönemlerini Fen İşleri Yılı olarak ilan ettiklerini biliyoruz.
Ancak önceki dönemde kurulan asfalt plent tesisinin ürettiği asfaltı; ‘’Arabın yağı bol bulunca yaptığı gibi‘’ kullandığını, gereksiz çıkmaz sokaklarda israf ettiğini de söylemek zorundayız.
Ayrıca geçmiş dönemde yapılan pazar alanları, park ve bahçelerin de tekrar tekrar açılışlarını yaparak, çürük binalara cephe giydirerek adeta ‘Dostlar alışverişte görsün’ misali göz boyayıp, gün doldurduklarını da belirtelim.
Milletimiz bilsin ki; bu yolla da yandaş müteahhitleri beslemeye devam etmekten başka bir amaçları asla yok.
İYİ Parti olarak vatandaşımızın sesi olmaya, milletimizin hak ve hukukunu koruma amaçlı etkin ve güçlü muhalefet anlayışını sürdürmeye kararlıyız.
Kamuoyuna saygılarımızla duyuruyoruz. Sağolun, varolun.”