Tüm Kadınlara Sesleniyorum… Bursa dümdüz bir yer değildir
Hafta içi bir seansta danışanımla araba kullanmaktan, daha doğrusu “kullanmaya cesaret etmekten” bahsettik.
Ben de ona o sırada yoldan geçen onlarca arabayı göstererek, “O araçları kullanan insanlardan ne farkın var?” dedim.
“Yok” dedi.
Yok çünkü.
18 yaş üstü ortalama zekaya sahip, ciddi fiziksel engelleri bulunmayan herkes araç kullanabilir.
Ama bu özelliklere sahip olmasına rağmen biz kadınlarda bu durum farklı.
“Kolektif” bir bilince sahibiz bu konuda.
“Acaba ben de araba kullanabilir miyim, kaza yapar mıyım veya park edebilir miyim?”
Erkekler tarafından soruluyor aslında bunlar; bizim iç sesimizle tabi.
Biz bunları konuşurken aklıma yaşadığım bir olay geldi.
“Hayır tek başına araba kullanamazsın, kaza yaparsın, başına bir şey gelse ne yapacaksın?” gibi saçma sorular eşliğinde, henüz 2-3 kez kullandığım dünyanın en güzel Twingo’su ile yolculuğu başladım.
Çünkü tek başıma yapamasam asla yapamayacaktım.
Bu olaydaki tek sorun Bursa’nın bir ova üzerine kurulduğu yanılgımdır.
Neyse…
Bindim arabama…
Her şey yolunda.
Dümdüz gidiyorum, gidiyorum…
Aman Allah’ım hafifçe bir yokuş başladı sanki…
Eee ova nerde? Bu kadarcık mı koca ova!
Tamam sorun yok, önümde 2-3 araç var. Az önce onların benim önümde ve arkamda olmaları bana bir güvence veriyordu, fakat şimdi gerilmeye başladım.
Önümdeki araçlar benim hiçççç durmama gerek kalmadan pıt diye en dik noktayı geçerlerse ben de geçerim ve yokuşta beklememe gerek kalmaz.
Nasıl gerildim ama, anlatamam. Yazarken gülerek yazıyorum şimdi ama o günü çok iyi hatırlıyorum.
Derken kabus başladı. Sağa dönenler, direkt karşıya geçenler, derken durmak zorunda kaldım.
Durmak derken bir nevi oraya çakıldım diyelim. Ayağımı frenden çekemiyorum. El frenini de çektim. Hareket edemiyorum.Yani doğrusu hareket etmiyorum aslında. Sabitim.
Arkamda o bana güven veren araçlar bir “biiir” yanımdan geçerek bana olan sevgi ve sempatilerini gerek korna gerek selektör ve biraz da“tühh” benzeri el kol hareketleri ile bana ilettiler.
Buradan birkaç sonuca varabiliriz”
Bir; herkese hemen güvenmemek lazım.
İki; ilk kullanımınız ise otomatik vitesli bir araba daha iyi olabilir.
Üç; söz dinleyin!
Bence hiçbiri tabi.
Tam bir beyin tutulması yaşıyorken, solda bir araç yanıma yanaştı.
Yandan görüyorum ama bakmıyorum abuk bir tepki ile karşılaşmamak için.
Korna çaldılar, baktım artık, neyse ne amaann dedim …
Baktım bir teyze ve bir amca.
Camı açtım o da açmıştı.
Bana dedi ki,“yaparsın.”
“Yapamıyorum”dedim.
Amca da “bak şimdi” dedi ve tarif etmeye başladı.
Yoldayız yani bildiğiniz yan yana iki araç.
Yokuş kalkış desteği veriyorlar bana bir anlamda.
Birinci deneme hiç olmadı araba kaydı.
Teyze,“Ay sen bir beni görseydin, haydi olacak bu kez, yaparsın”dedi.
Oldu, valla yaptım!
Fakat çok ayıp ettim hep içimde kalmıştır.
Tabi o olmuşlukla biraz da hızla“vııınn” diye o bölgeyi geçince
Bir daha duramadım. Ne durması, ödüm koptu bir daha durmaya zaten.
Onlara teşekkür edemedim. O kadar önemliydi ki o an benim için.Çok teşekkür ederim ne kadar iyi insanlarmış.
Şimdi bu yazının sonunu “Buradan tüm kadınlara sesleniyorum, “Hayallerinizden vazgeçmeyin o zavallı kız şimdi dünya kadın ralli şampiyonasına hazırlanıyor” falan diye bitirmek de vardı ama normal bir sürücü olarak yaşantıma devam ediyorum.
Normal derken de bir itirafta bulunmalıyım. Beni tanıyanlar için yazıyorum bu bölümü…
Sık sık kaza olaylarına karıştığım da doğrudur.
Daha çok yardımcı kazacıyım ben .Biri bir trafik kazası yapacaksa ben mutlaka olay yerinde olurum.
Ama yine de kimsenin hevesini kursağında bırakmadan,bir daha görme olasılığımın çok çok az olduğu insanları rencide etmeden, özgüvenini sarsmadan, acil bir durum yoksa acemi sürücülere yardım ederek devam ediyorum.
Siz de seçiminizi yapın kornaya mı basacaksınız camınızı açıp destek mi olacaksınız ?
Müzeyyen ÇUHADAR
Psikolojik DanışmanKASIMOVA PSİKOLOJİ MERKEZİ
@psikolojikdanışman_mcuhadar