Tersyüz
Dedim ama! “Bak kızım, uzak dur, bağımlılık yapacak,” dedim. Yine dinletemedim. İnsanın bazen kendine sözü geçmiyor. O dürtü bir geldi mi, tutabilene aşk olsun. Neyden mi bahsediyorum? Yazmaktan tabii. Beni başka hangi güç böyle ele geçirebilir? Kaçmaya çabaladıkça daha yakınlaşıyorum. Son günlerde duyduklarımdan sonra, bazı konulara dikkat çekmenin gerekliliğine karar verdim.
Okuyacaklarınız karşısında kemerlerinizi sıkı bağlayın.
Bir yakınım, iş arkadaşının başına geleni anlatıyor. Meslektaşı genç, düzgün tipli bir adam. Olayı kolayca aktarmak adına bu adama uydurma bir isim takalım. ‘Ahmet’ diyelim mesela. Ahmet’in kendisinden yaşça büyük bir kadın tanıdığı ona geliyor ve şöyle bir ricada (!) bulunuyor: “Kızım artık genç bir hanım oldu. Biriyle her an ilişkiye girebilir. Saçma sapan kişilerle yatacağına, ilk deneyimini seninle yaşasın istiyorum. Ne dersin?”
Farklı iki hadise daha anlatarak size şok üstüne şok geçirtebilirim. Fakat, bazı şeyler söylenmiyor işte. Sansürlemeden yazılamıyor, sansürleyince de yeterince net anlaşılamıyor. Arada sıkıştım. O yüzden, yüzeysel değineceğim.
Soru cevap yöntemiyle gidelim. Ben sorayım, cevabı size bırakayım.
İlki şu. Genelevlerin yasal olması, orada yapılanın fuhuş olduğu gerçeğini değiştirir mi? ‘Değiştirmez’ diyorsanız eğer, diğer soruya geçiyorum. Bir takım bahislerin yasal olması, bahis yoluyla para kazanmanın kumar olduğu gerçeğini değiştirir mi? Bu işlere girişenler, henüz genç bile sayılmayacak yaşta iseler, ayrıca ebeveynlerinden izin almak suretiyle inanılmaz rakamlarla destekleniyorlarsa, yapılan işlemler sırf ‘yasal’ diye etik sayılır mı?
İkincisi. Bir annenin üniversiteye giden çocuğuna sigara uzatıp ‘Büyüdü de karşılıklı tüttürüyoruz.’ demesi ne tür bir mutluluğun övgüsüdür?
Üçüncüsü. Porno veya uyuşturucu tarzı sapkınlıkların çocuk denilecek yaşa düştüğü, üstelik sosyal medya kanalıyla marifetmiş gibi paylaşıldığı bir çağda; evlatlarımıza iyi ve kötünün, doğru ve yanlışın, merhametin ve vicdansızlığın, helal ve haramın ayrımını öğretmezsek, sonumuz nereye varır?
Diyeceklerim bu kadar. Farkında mısınız, hiç yorum katmadım. Yazının başlığı tek kelime ile yeter. Uçağımız yere çakılmıştır, sevgili okuyucu. Kalan sağlar bizimdir.