“Tematik Buluşmalar”da gıda güvenliği konuşuldu
Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen Tematik Buluşmalar etkinliğine katılan ‘Mutfaktaki Kimyacı’ kitabının yazarı Bülent Şık, gıda güvenliği, güvencesi ve iklim krizinin olumsuz etkileri üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Şık, “Türkiye hızla su fakiri ülke olma yolunda ilerliyor. Gıda güvenliği ise topraktan başlar çatala uzanır” dedi.
Nilüfer Belediyesi, ‘2021 Gıda Yılı’ kapsamında, Tematik Buluşmalar başlığı altında yeni bir etkinlik dizisine başlıyor. Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün düzenlediği etkinliğin ilk oturumu ‘Mutfaktaki Kimyacı’ başlığında gerçekleşti. Moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kayıhan Pala’nın yaptığı çevrimiçi etkinlikte ‘Mutfaktaki Kimyacı’ kitabının yazarı Bülent Şık konuk oldu. Buluşmada, Nilüfer Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Zerrin Güleş de ‘Tarım ve Gıda’ yılı çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Gıda üretim zinciri, gıda güvenliği, gıda güvencesi, su güvenliği ve yapılması gerekenler üzerine görüşlerini dile getiren Bülent Şık, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gıda güveliğinin topraktan başlayıp çatala uzandığını ifade eden Bülent Şık, “Gıda güvenliği ve güvencesini bir bütün olarak ele almak gerekir. Dünyada tarımsal üretim azaldı ve şirketleşmeler oluştu. Bu şirketleşmeler üretim ve çevresel etkenlere doğrudan etki etti. Gıda üretim faaliyetleri ekolojiyle sıkça temas etmektedir. Tarım ve imalat faaliyetleri iklim krizine ciddi katkı yapmaktadır” dedi.
Su güvenliği ve güvencesi üzerine de önemli açıklamalarda bulunan Bülent Şık, “Türkiye’nin beka sorunlarından en önemlisi bence su sorunudur. Türkiye aslında çok fazla içilebilir su zengini ülke değildir. Su varlıkları çok zengin değil ve hızla su fakiri ülke olma noktasına ilerliyoruz. Bunu iklim krizi de tetikleyecektir. Ülkemizde kişi başına düşen su miktarı bin 500 metre küp civarında. Bu rakam giderek azalıyor. Bu şekilde sular hoyratça kullanılır, yağış rejimlerindeki azalma devam ederse 20-30 yıl sonra kişi başına düşen içilebilir su miktarı 700 metre küp olacak ve bu da su fakiri ülke olduğumuzu gösterecek. Su varlıklarının kirletilmesi de ülkemizin derin sorunlarındandır. Su kaynaklarımız endüstriyel, tarımsal ve kentsel atıklarla kirletiliyor. Kirleticilere yönelik etkin mücadele yok. Kirlilik nedenleri üzerine çalışma yapıldı ama harita çıkarılamadı” diye konuştu.
Tarımsal üretimde kullanılan pestisitlerin halk sağlığını derinden etkilediğini ifade eden Bülent Şık, sebze ve meyvelerin de zamanında tüketilmesi gerektiğine değindi. Gıda güvenliği ve güvencesiyle ilgili çalışmalarda ilgili bakanlık ve yerel yönetimlere büyük sorumluluk düştüğünü söyleyen Şık, “Yerel yönetimler ve ilgili devlet makamları 20 yıllık projeksiyonlarda gelinebilecek noktayı iyi öngörmeli. Herkes üzerine düşen işi doğru planlı yapmalı. Doğru üretim, kirliliğin nedenleri ortaya çıkartılmalı ve etkin çalışmalar yapılmalı. Halkımızda bu konuda bilinçli hareket ederek yetkili kurum ve makamları sorgulamalı” şeklinde konuştu.
Etkinlikte moderatörlük görevi üstlenen Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kayıhan Pala, Nilüfer Belediyesi’nin çevre ve halk sağlığı adına yaptığı duyarlı çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Gıda güvenliği ve güvencesinin ülkenin en önemli sorunlarından biri olduğuna dikkati çeken Pala, iklim kriziyle ortaya çıkacak sonuçların insan hayatını ciddi şekilde etkileyeceğini vurguladı.
Nilüfer Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Zerrin Güleş, 2021 yılında Gıda Yılı kapsamında birçok çalışma yapacaklarını ifade etti. Sağlıklı gıdanın tüketiciyle buluşmasına katkı sağlamayı amaçladıklarını söyleyen Güleş, “Sağlıklı gıda üretimi ve adil dağıtımı sağlamak için çaba gösteriyoruz. 2020 yılını tarıma adadık ve gıda yılının temelini attığımız çalışmalar gerçekleştirdik. Toprağa küsen çiftçiyi üretime çekmek ve sağlıklı gıdayı tüketiciyle buluşturmak adına projeler üretmeye devam edeceğiz” dedi.