Dolar 38,0339
Euro 43,4015
Altın 4.069,87
BİST 9.396,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 25°C
Az Bulutlu
Bursa
25°C
Az Bulutlu
Cum 22°C
Cts 20°C
Paz 23°C
Pts 23°C

ŞEY TAN ‘da gizli

8 Şubat 2025 16:25
135
A+
A-

Evet, ben kendimi açık ettikçe o beni tanımaya ve daha da artırmaya devam ediyor, hamuru hiç değişmiyor, yenilemeyen kabarmamış kızı tatsız tuzsuz bir poğaça ve herkes çöpe atıyor artık onu, melek sayesinde kendini ele veriyor, tanınıyor erkenden tanınıyor. Daha oyununu oynamadan oyunu melek sayesinde kestiriliveriyor ve halk böylelikle korunmaya başlıyor. Annem oyunun kurallarını değiştirdi zarları yeniden attı ve melek bu sefer sahada, oldukça aktif rol alıyor katılıyor ve oynuyor. Adım adım şeytanı takip ediyor, sevilmemekten aşksızlıktan şeytanlığı seçmiş olabileceği düşünülüyordu melek tarafından ama durum biraz farklı, hamuru kötü kabarmamış tıkız tatsız bir poğaça, kimse yemiyor çöpe atıyor. Melek biliyor melek tanıyor ve herkes tarafından korunuyor, yardım görüyor artık cesur korkmuyor, masalı baştan yazacak kadar cesur, zarları yeniden attıracak kadar cesur. Kartları yeniden dağıttıracak kadar cesur ve evreni sil baştan yazacak kadar cesur. Kafa tutuyor bütün frekanslara çünkü resim ona gösterildi, resmi ilk gördüğünde heyecanlandı ve atıldı ben bu planı gerçekleştiririm dedi, ama tam o sırada şeytanın kucağı kapıdaydı ve  dinledi. Melek gördüğünü ve hatta daha da ötesini söyledi, bunu duyan şeytan planı kendi yazmış gibi sattı, kimse tanrıya inanmaz olmuştu bir dönem. Sanıyorlardı ki plan şeytanın, hayır efendiler plan tanrının, resim tanrının, en son sözü melek söyleyecek, çünkü tanrının kelamını iletecek ki o daha yakındır tanrıya ve insanlara. İnanmaktan vazgeçmez, şeytanın bile değişeceğine dönüşeceğine inanmaktan vazgeçmemiştir. Melek korktuğunda en önce tanrı duyar ve onu koruma altına alır, korkusu yersiz değildir meleğin, şeytan ne yazıkki hep ensesindir. Ama artık cesurdur melek, ki daha korkusuzdur şeytandan. Çünkü oyun değişti, plan değişti. Melek uyandığı zaman tüm boyutlardaki sahte boşlukları ve bu boşlukları yaratan varlıkları tanıdı, kalbiyle tanıdı. Gördü kalbiyle gördü ve yine bir uyanma seansı esnasından sonra gördü. Melek uyandığında hemen uyanır şeytan, yakalar onun frekansını gözlerinden bakışlarından cesaretinden ve tehdit etmeye başlar onu. Ensesine korku üfleye üfleye ama hayır dedi tanrı. Melek senden daha güçlü ve şeytan artık meleğe el süremez hale geldi. Çünkü meleğin gözü tanrının gözü, kalbi tanrının kalbi olduğu zaman, uyandığı zaman vereceği hesap artık onu korkutur oldu. Uyanış başladığında ki bu birçok defa olmuştur, başına gelecekleri bilir ve durulmaya başlar şeytan çünkü melek artık susmayacak, korkmayacak, yazacak, konuşacak, frekans yollayacak. Ve anlatacaktır. Melek uyandırıldığında kalbinin ona yazdırdığı hikaye görülen ve bilinen en gerçek hikayedir. Hiç boşluksuz yazılmıştır ve her kata haber iyi niyetle uçurulmuştur. Hem alt katları hem üst katları bağlayıcı yalansız dolansız tertemiz bir kalple korkusuzca yazılmıştır. En hiçlik haliyle melek tanrıya hepliğe en yakın haliyle hikayeyi yazmıştır. Her kata da parlak fikirlerini iletmiş ve kurulacak yeni dünya düzeninde nasıl yer almaları gerektiği ile ilgili fikirlerini söylemiştir. Fikir değil kalp gerçeği diyelim. Şeytan İnstagram da bile oynamalar, yaparken melek durmaksızın saf farkındalıkla haber uçurmaya devam etmektedir. Meleğin instagramda yorum yapmaktan çekinmeyeceği ilgisini çeken ve insanlığa faydalı olacağını düşündüğü gönderileri meleğin sayfasından kaldırma yollarını bulmuştur. Meleğe yardım eden boyuttaki varlık, insan, hayvan her ne olursa olsun düşman bellemiş, ve onları korkutmuştur. Doğayla oynayıp alay eden egositten başka biri değildir. En belirgin özelliği kötü kokmasıdır. Lütfen herseye koklayarak yeyin bu insan bile olsa koklamadan almayın. Hoş esintileri olan gözleri masumca bakan saf farkındalığa hizmet eden, uyanan kalpleri destekleyenlerin yanında olun. AMİN, AMEN, AMENO;) bazen delilik bu yazdıklarım ama uyanan bir kalp için hakikat bunu unutmayın:)

Kimmiş şeytam kimmiş melek. Yani yok olmakmış sıfırda buluşmakmış. Seçeceğin yolmuş. Şey(Herbirşey) Tan da gizliymiş. Tan da çalışmak, kalkmak, kitap okumak egzersiz yapmak, meleğe yol açarmış. Yani içinizde uyuyan meleklere herkese. Neyin yolunu açarmış Melekutül alemin yolunu açarmış. Ya da ismi öyle bişi işte herneyse. Benim ismim neşe, annem babam neşe demiş, neşelenmeye ihtiyaçları olduğu için neşe demiş, amcam koymuş adı Ziya. Bu Şener Şen in ‘atma Ziyan etme Ziya’ demesi gibi. Atıyorsun da tutarlı at der gibi. Yol da bana eşlik eden 7 kat alt, 7 kat gök: Yani yer TÜRK ve gök TÜRK lere teşekkürü bir borç bilirim. Ve hediyelerim var sizlere. Mesela Mahrem Anama bir bakır yüzük, elimde kalan buydu. Mesela Kerbela anneme bir kedi gözü bileklik. Ve anneneneme, babaneneme… belki getiririm ne dersiniz;))) Mesela bana ölümsüzlük çiçeğini veren film yapımcılarına ve benim bedenimi güzel bir manyetik nefesle içine çekip uyandıran, sonra da kontrol eden o güzel insanlara. Kalbimin kaldıramadığı acıları artık anlatmayacağım, onları dosdoğru şekilde kalp acısına sebep olanlar anlatsın. Yorganları soğutanlar, ya da döşeği kanlandıranlar, ya da bir çarşafa küçücük bedenleri sarıp diri diri toprağa gömenler anlatsın. O benim hikayem değil. Ben bir farkındalık kümesiyim sadece, ama kesinlikle ne melek ne de şeytanım. Bu tür hikayelere inanıp kutupluluk yaratma bilincine de karşıyım. Barış Manço’nun dediği gibi, Cumhurbaşkanlığı’nda can kulağı ile dinleyen, aslan gözü ile görebilen ve keskin zekaya sahip olan Liberal bir parti oluşturmalıyız. CHP kadınları kendilerini bir halt sandıkları için AKP’li anneler de kendilerini bir halt sanmak istedikleri için, bu hikayeler yazıldı çizildi. Biz Mudanya da 4 salak bir seçimde Liberal Parti’ye oy attık, yani durun. Bakalım dedik ya, ne oluyormuş bu dünya da. İkisi ben ve eşim, diğer ikisi de ilkokulda aşık olduğum Sinan ve eşi. He bu hikaye nereye varır bilmiyorum. Birlik olmak bütün olmak zorundayız. Elma yarım değil tamdır. Bir sürü üyem oldu, hem o taraftan hem bu taraftan, benim için fark etmez, ‘Ne olursan ol yine gel’ dememiş mi MEVLA ANA. Yani ben bildiklerimi sana Mevla ana gibi anlatacağım. ANA MEVLA. Hikayeler tersten anlatılınca açıklar kapanıyor, he evet dosdoğru anlatılmış olsaydı, dosdoğru bir yol üzerinde mutlu mesut yaşardık ve bunlara da hiç gerek kalmazdı. Bu salonda beni gören ve destekleyen herkese teşekkür… Bazı kelimelerin notaları ses kayıpları yüzünden telaffuz ederken ağzımdan iyi çıkmıyor.

Yabancı dil öğrenme konusunda da aslında çok iyiyimdir de, bana onlar çok yabancı yaa. Dilleri çok yabancı. Türkiye de İngilizce eğitimi ortaokul da gördüm bombaydı, sonra Lise de vasat, sonra Amerika da işlerin  kesat olduğunu fark ettim. Orada makale yazmamı istediler, ben de yazdım, içimden geldiği gibi ama, ‘Amerika eskiden açık hapishaneymiş aslında burasının yerlileri sizler değilsiniz, bu kıtaya eskiden şey çocukları gelirmiş’ dedim. Sevgili öğretmenim ürkmüş olsa gerek ki, burada böyle şeyler söyleyemezsin dedi. EE dedim o zaman bana orada da yer yok demek ki. Sonrası hep oyun. Uçakta yanımda kibirli bir İngiliz kadın oturuyordu. Benim kendi İngilizcemle gayet de güzel konuştum onunla (yani bana göre çok güzel):) Senin dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum dedi sevgili İngiliz gazeteci bilmem ne işte. He dedim ben bu işi zaman çok deşmeyeyim. Deşersem altta çok acılar göreceğim.

Yani aslında ben Üni den sonra İngilizce öğrenmeye de pek gerek duymamıştım. Zaten amigdalaya bağlı bir lob, işini kolaylıkla çözebilirdi. Hem ben niye onların dilini öğrenmeye çalışacaktım ki, Gök Türk, Yer Türk, onlar benim dilimi öğrensinler di. Aman be. Yani hem Mutfakta aşçı ol, Salonda amfendi ol, yatakta o…pu ol. Yani kılıktan kılığa sokulmuş bir Türk toplumunun kendinden başka hiçbirşeye de ihtiyacı yoktu doğrusu bu. Almanya ya gittik, ortaokul da, matematik hocaları tahtaya bir soru yazmıştı, kim çözer bunu dedi? Ben de her şeye Lapin gibi atladığımdan, ben ben ben diye tahtaya çıktım. Soruyu çözdüğümü sanıyordum çözecektim de belki de kesin , şerefsizim çözecektim gerçek, ama alay edip oturttular. Aman be dedim ne Almanya’ymış..Yani benim aldığım, sağlamalı modelli eğitim sistemi ile hiç örtüşmüyordu. İnek bile onu sağmazsanız süt vermez. Sen bir çocuğu boşluksuz eğiticeğim dersen sağlama almalısın konuyu. Önce düzden gideceksin, sonra tersten okutacaksın ki, kaçak olmasın. ‘Işık ılık süt iç’ İç Işık iç, süt iç, ılık iç Işık kızım lütfen ılık ılık süt iç ışık ne olur annecim deyip, konuyu anne sevgisi ile bağlayacaksın. Ve hatta kafasına girmesi için gerekirse yalvaracaksın. Kuzucum Işığım ılık süt iç annem diyeceksin ki, önce kafasında resmettireceksin, sonra fişi gösterip çekeceksin. Yoksa ben ne bileyim ışık kim, ılık olan süt hangisi, ya da içen kim, sıçan kim…Ayy ne güzel bir yazı oldu yine dolu dolu dopdolu, aynı Sanskritçe (Öztürkçe) Sani ne Krit ne. Bunu Hindolog Didem Tabak çözer bu işi. Çok güzel bir anlatımcı, nakış nakış işliyor.:)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.