Şart mı?
İnsanoğlu yaratıldığından bu yana sürekli olarak önceleri bilinçsiz ve tesadüfen ama evrim ve gelişim tamamlandıkça bilinçli olarak hep bir şeyler keşfetmek ve yeni bir şeyler bulmak için çabalamıştır. Zaten gelişim de bu şekilde olmuştur. İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, filozof, ilahiyatçı ve mucit İsaac Newton bir tesadüf eseri yer çekimini bulmuş ve bu buluş insanlığın gelişmesinde ve bilim dünyasında önemli bir mihenk taşı olmuştur. Eski Yunanda yaşamış olan matematikçi, filozof ve fizikçi Arşimet de suyun kaldırma gücünü bulmuştur. Dünyanın yuvarlak olduğunu ilk söyleyen de M.Ö 500’lü yıllarda yaşamış olan Pisagor’dur. Ancak, bunu kanıtlayan kişi ise M.S 1500’lü yıllarda Ferdinand Macellan’dır. Ve İzafiyet teorisi (Görelilik teorisi) ile bilimdeki gelişmeyi aritmetik olmaktan çıkarıp Geometrik hale getiren Albert Einstein’i de altın harflerle bilim dünyasının çılgınları arasına yazmak gerekir.
Bugün bilimdeki gelişme durmuş mudur? Asla, durmadığı gibi son hızla devam etmektedir. Dünyanın dışına çıkılmış ve evrende başka sistemlerde yaşanabilir gezegenlerin olduğu haberleri merakla izlenmektedir. İnsanlık adına ve insanlığın iyiliği için yapılan bütün keşif ve icatları ve bunları yapanları saygı ve minnetle anmamak en azından nankörlük ve bağnazlıktır. Ancak, benim bugünkü yazımda değinmek istediğim bilimsel gelişmelerden çok toplumda illa ki yeni bir şeyler yaratma ve yapma çabalarındaki rahatsız edici boyutlardır. Özellikle sanal ortamda ve sosyal medyada çok sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur bu. Hele bazılarını sizler de çok iyi tanıyorsunuz toplam beş kitap okumamış ama sanal alemde kendini filozof ilan eden entelektüel bozuntularını. Hepimizin çevresinde bunlardan mebzul miktarda var ne yazık ki.
Sürekli olarak yapılmamışı yapmak, söylenmemişi söylemek ve yazılmamışı yazmak gibi anlamsız bir çaba içinde bu insanlar. Bunları yapabilmek için de akıl zorlaması yapılmaktadır. Herhangi bir yerde okudukları birkaç yazıdan yeni bir yazı çıkartabilmek adına yapılmış nafile gayretleri görmemek mümkün değil. Böyle yaparak kendilerini de zor ve gülünç duruma düşürdüklerine tanık olabiliyoruz. Halbuki herhangi bir konuda uzmanlığı ve alt yapısı bulunmayan bu insanların illa yeni bir şeyler üretmek yerine yapılmışın üzerine yeni bir şeyler koymak, daha doğru olacaktır diye düşünüyorum. Adana kebabını tavuk etiyle yapıp “yeni bir şey ürettim” demek yerine, Adana kebabını daha da lezzetli hale nasıl getirebilirim diye çabalamak daha sağlıklı olacaktır kanımca.
Ya da bir ressamın futbol antrenörlüğüne soyunması yerine daha iyi resim yapmaya çalışması ve resim konusunda daha iyiye ulaşmak için çaba harcaması. Bana hep tuhaf gelmiştir bir doktorun siyasete yönelmesi. Ne verebilecektir ki tıp dışında? Bırak siyaseti, insanların hayatlarını kurtarmak için doktorluğunu geliştirmeye çalış. Bu konuda birçok örnek verilebilir. Yalnız lütfen yanlış anlaşılmasın her insanın her şeyi yapmaya hakkı vardır, bu sadece benim görüşümdür. Ben illa ki yeni bir şey yapma uğruna saçmalamak yerine yapılmış olan herhangi bir şeyi daha da iyi yapmaktan yanayım. Şüphesiz ki, insanlık adına bilim adına yeni bir şeyler bulmak muhteşem bir olaydır. Ancak, böyle bir yeteneğiniz yoksa beyhude bir uğraştan başka bir şey değildir yaptıklarınız.
Önemli olan her ne yapıyorsanız en iyisini yapmaya çalışmaktır. Yapılmışın, yazılmışın ve söylenmişin üzerine bir tuğla daha koymaya çalışmak daha akılcı ve gerçekçi olacaktır. Tıpkı atletlerin ya da diğer sporcuların yaptıkları gibi, 100 metreyi 10 saniyenin altında koştuktan sonra bunu 9 saniyenin altına indirebilmek için çalışmak. 300 kg. halteri kaldırıp rekor kırdıktan sonra 310 kg.ı kaldırmayı denemek gibi. Böylece yapılanın daha iyisini yapmaya çalışmak hem yapılanın ne kadar değerli olduğunu ortaya çıkaracaktır hem de bunu geçmek için verilen uğraşın ne kadar değerli olduğunu.
İnancım gereği bir tek ölüme çare bulamayacaktır insanoğlu. Ama yaşamı daha sağlıklı ve kaliteli kılmak ve ömrü uzatmak için çabalar her geçen gün artacak ve mutlaka başarıya ulaşılacaktır. Yapılan tüm araştırma ve geliştirmeler sadece insanoğlunun mutluluğu için olmalıdır ki değer ve önem kazanabilsin. İnsanoğluna ve doğaya yararı olmayan hiçbir buluş mutluluk getirmeyecektir. Bunun için de bırakın boş yere çabalamayı, enerjinizi ve gücünüzü yapılanın daha iyisini, yazılanın daha güzelini ve söylenenin daha anlamlısını söylemek, yapmak ve yazmak üzere çabalayın.
Sevgili dostlar sanırım biraz öğretmen edasıyla yazdım. Lütfen hoş görün, daha yeni Öğretmenler Günü’ydü ve sanırım etkisinde kaldım.