Sadece özveri ve aidiyet duygusu
Milli Takımımız Çeyrek Finalde Hollanda’ya 2-1 mağlup olarak turnuvaya veda etti.
Turnuva boyunca Montella’nın kendince ürettiği ama sadece takımdaki aidiyet duygusuyla işleyen taktiğini 5 maç boyunca izledik. Bu maçta yine her maçta olduğu gibi, kendi liglerinde savunma futbolu oynamayan futbolcuların takım halinde topun arkasına geçmesi, Barış’ın fizik gücü yettiğince rakip defansla boğuşması ve duran toplardan gol bulunması üzerine bir taktik deha yaratılmıştı. Turnuvada 8 gol atan Milli Takımımızın 4 golünü defans oyuncularının atması bu taktiğin şablonunu az çok bize izah ediyor aslında. Hollanda maçında da daha önceki maçlara benzer bir kurgu ile başlandı.
Beşli defansın önünde, Hakan ve Salih yer alırken, Hakan’ın çift yönü oyunu ile defans ile orta saha arasındaki koordinasyon başarı ile sağlandı. Arda’nın diğer maçlara göre daha fazla sorumluluk alarak oynaması, Barış’ın fizik mücadelesi, tüm takımın sahanın her yerinde rakiple temaslı oynaması taktikten çok özveri ve aidiyet duygusundan kaynaklanıyordu. Söz konusu hırs ve mücadele, Hollanda’nın ilk 30 dakikada bireysel yeteneklerini kullanmasına engel olduğu gibi takım oyunu oynamalarına da izin vermedi. Orta sahayı geçme çabalarımız ileride çoğalamayınca bir sabun köpüğü gibi yok oluyordu. İleride çoğalmayı başardığımız ve gol atabileceğimiz tek alternatifimiz olan duran toplardan yine golümüzü bir defans oyuncumuzla bulduk. Kullandığımız korner nedeniyle üç stoperimizin de ceza sahasında olması gelen topun Arda tarafında akıllıca ortalanması ile “Bir yaz gecesi rüyamız” başladı. Montella hariç, hepimiz ikinci golün hatta İngiltere maçının rüyasına yattık.
İkinci yarı pivot santraforla oyuna başlayan Hollanda’ya karşı cesaret gösteremeyen Montella aynı savunma taktiğinde ısrar etti. Üstümüze gelen Hollanda’ya karşı kontratak oynayabilecek bir forvet veya orta sahada topu dinlendirecek bir hamle yapmayan kenar yönetim beraberlik golüne kadar bekledi. Hollanda’nın Weghorst’u oyuna alması ile defansif adam paylaşımı ve pozisyon alma hatası nedeniyle gelen ilk golün ardından çevre kontrolü yapma acizliğimiz ile ikinci golü kalemizde gördük.
Ve nihayet Montella, 80. dakikada normal bir takım dizilişine geçmeye karar verdi. Forveti, santraforu olan bir Türk Milli Takımının Hollanda’ya neler yapabileceğine hoca da biz de şahit olduk. Son 10 dakika ve uzatmalarda kaçan goller, Hollanda kalecisinin kurtarışları ve sayısız pozisyonlar….
Madem böyle bir gücümüz vardı, madem son 10-15 dakika Hollanda kalesini abluka altına alabiliyoruz, Neden bunu maç başında yapmadık veya neden bunu maç 1-1 olduğu zaman yapmadık. Son 10 dakikada Montella kendi 5 maçlık savunma taktiğini inkar etti. Hücum futbolu oynayabilecek bir kadrosu olan Montella’nın gereksiz savunma futbolu ve forvetsiz futbol fantezileri sayesinde bu büyük turnuvadan elendik.
Çeyrek finalde Hollanda’ya elenmeyi bir başarı olarak görmüyorum. Avusturya’dan daha kötü bir takıma elenen Milli takımımızın mevcut potansiyelini son 10 dakikada bize seyrettiren, oyuncu değişiklikleri için ikinci golü yememizi bekleyen, aciz ve pısırık futbolu bizlere reva gören kenar yönetime saygılarımı sunuyorum
Ahhh…keşke senin ve bir kaç yorumcunun yazılarını okusaydı Montella.Ama milli duygular ile oynayan oyuncularımız üzerinde deney yapıyor.Zaten federasyonu kafalamışlar.Daha bizim sevincimiz kursağımızda kalacak.İyi tatiller
İstikrarlı bir Milli Takım görmek istiyoruz artık.