Para Geleceğe Koşar
Belki de yeryüzünün en büyük efendisi olan para kafama takıldı bütün gece. Sabah bu konuda bir şeyler yazmak istedim, ancak, bilgisayarımdaki bir arıza nedeniyle akşama kaldı. İnsanoğlunun bu gün yaşamak için ihtiyacı olan temel üç şey vardır. Beslenmek (gıda), sağlık ve enerji. Bunların dışında da bir çok ihtiyacı vardır şüphesiz; Giyinmek, seyahat etmek,bir araç sahibi olmak, müzik dinlemek, sinemaya gitmek ve daha binlercesi. Ama en önemlileri Gıda, Sağlık ve Enerji. Bunlar olmazsa olmazıdır insanoğlunun diğerleri olmasa da olur. Ya da iyi kötü olsa da olur. Bir giysiyi mecbur kalınca ve dikkatli kullanırsanız beş yıl da giyebilirsiniz. Ama iki gün aç kalınca dayanamazsınız. Ya da sağlığınız bozulunca sağlık hizmetleri almadan yaşama şansınız zaman içinde yok olur. Ya da enerji olmadan bırakın seyahat etmeyi ocakta yemek dahi pişiremezsiniz.
Tüm bu ihtiyaçlarınızın tamamı için de lâzım olan yegâne şey paradır. Paranız olmazsa bu ihtiyaçlarınızın hiçbirini karşılayamazsınız. Paranız olmadan ekmek dahi alamazsınız, bırakın doktora gitmeyi ve ilaç almayı. Hiçbir akrabanız uzun süre kahrınızı çekmez. Merhum Tanju Okan’ın şarkısında dediği gibi; “Benim en iyi dostum içkim ve sigaram, onlar da terk ederdi olmasaydı param.” Bu, dünyanın parayla tanışmasından bu yana vazgeçilmezi olmuştur. Para öncesi mübadele ve ondan öncesi ilk çağlarda kendi yiyeceğini avlanarak kendisi temin eden, av hayvanlarının derisinden giysilerle örtünüp mağarada yaşayan insan bugün yoktur. Bu günkü insanların ihtiyaçları ise saymakla bitmez.
İşte bu para denilen vazgeçilmez aşkımızı da yöneten güçler vardır bugünkü dünyada. Onlar dilediği kadar parayı dilediği toplumlara ve dilediği insanlara verir. Bunun adına sermaye diyoruz. Bu sermaye dediğimiz güç parayı elinde tutarak dünyaya egemen olmuştur. Sermayenin yani paranın ne dini, ne dili, ne ırkı, ne milliyeti, ne de cinsiyeti vardır. Görünmez güçlerdir bu sermaye sahipleri. Adına bazen banka, bazen menkul kıymetler, bazen sigorta deriz, bazen de farklı farklı markalar olarak çıkarlar karşımıza. Ama hep aynıdırlar. Toplumların nasıl ve kimler tarafından yönetileceğine onlar karar verir. Yöneticileri de onlar yetiştirir ve onlar seçer. Onların onayı olmadan hiç kimse hiçbir ülkede iktidar olamaz. Var sayalım ki gözden kaçtı ve sermayenin istemediği birileri herhangi bir ülkede iktidara geldiler. Çok uzun sürmez, bir şekilde alaşağı edilirler.
Bir ülkede sermaye mevut iktidarı sonuna kadar kullanıp yerine yenisini getirmeyi planlıyorsa yavaş yavaş o sermayeyi oluşturan guruplar bir şekilde yeni adaylarına karşı ılık bir ortam oluşturmaya ve mevcut iktidarla da aralarına soğukluk sokmaya başlarlar. Herhangi bir ülkede bu durumu fark ettiğiniz zaman biliniz ki, iktidar gidicidir. Sermayede yani parada ahde vefa yoktur. Dostluk yoktur, sevgi yoktur. Zira paranın ırkı, dili, dini, milliyeti, sevgisi ve merhameti yoktur. Para geçmişte yaşamaz ve dünü yoktur, sürekli geleceği araştırır.
Bu nedenle PARA GELECEĞE KOŞAR.