Öztrak’tan 128 milyar dolar afişi tepkisi
CHP Sözcüsü Faik Öztrak partinin hazırlatıp yurt genelinde astırdığı “128 milyar dolar nerede” afişlerinin “cumhurbaşkanlığına hakaret” gerekçesiyle toplatılmasına ilişkin “Savcı ve valiler leb demeden leblebiyi nasıl da anlamış. ‘Kayıp 128 milyar dolar’ ile ‘cumhurbaşkanına hakaret bağlantısını’ nasıl kurmuş? Doğrusu biz de merak ediyoruz” dedi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Faik Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
TÜRKİYE’Yİ KÜRESEL SALGININ YENİ MERKEZ ÜSSÜ YAPTI: Salgın tsunamisi, yetersiz destekler, çığ gibi büyüyen işsizlik, mutfakları kavuran yangın, ailelerde ve evlerde kaybolan huzur, vatandaşlarımızın artan gelecek kaygısı, milletimize darbe üstüne darbe vuruyor. Bu darbelerin sorumlusu olan Erdoğan Şahsım Hükümeti ise muhalefete ağır hakaretler ederek, suçunu ve sorumluluğunu gizlemeye çalışıyor. Devleti yönetmeyi bırakmış, türlü kumpaslarla algıyı yönetmeye uğraşıyor. Bu kavgacı, darbeci şahsım hükümetinin elinde milletimiz, neşesini kaybetti, heyecanını kaybetti, aşını kaybetti, işini kaybetti. Ülkemizin geleceği gençlerimiz, umudunu kaybetti. Ve en acısı, milletimiz sevdiklerini kaybetti. Bilimle ve akılla kavgalı Erdoğan şahsım hükümeti, Türkiye’yi ‘küresel salgının yeni merkez üssü’ yaptı. Nüfusuna oranla yeni vaka sayılarında başa güreşiyoruz. Salgın milletimizi ezip geçiyor. Günlük vaka sayıları 50-55 bin civarına yerleşti. Her gün yaklaşık 250 vatandaşımızı, 250 canımızı kaybediyoruz. Vefat – ağır hasta oranları maalesef rekor kırıyor. Hastanelerde her 100 ağır hastadan, neredeyse 10’nunu yitiriyoruz. Salgının başından beri, bu oranları ilk kez görüyoruz. Ve işin kötüsü yakın çevremizden, vefat rakamlarının karartılmaya başlandığını duyuyoruz.
SAĞLIK BAKANLIĞI VE BİLİM KURULU’NDAN AÇIKLAMA BEKLİYORUZ: AK Parti’nin büyük kongresini yapmasının üzerinden, tam 18 gün geçti ve bu 18 günde aşısı, yani çaresi olan bir virüs yüzünden, 3 bin 477 yurttaşımızı kaybettik. Gittiğimiz yerlerde yurttaşlarımız anlattı. AK Parti kongresine otobüslerle gönderilen vatandaşlarımızın, ilçelerine geri dönmesiyle beraber, vaka sayıları patlamış. Dün Çinli yetkililer, aşılarının etkinliğinin düşük olduğunu ve bunun bir sorun olduğunu açıkladı. Çin aşılarını, biz dâhil 22 ülke kullanıyor. Bu aşılar için bugüne kadar, Brezilya yüzde 50,4, Endonezya yüzde 65,3, Türkiye ise yüzde 83,5 etkinlik oranı açıkladı. Aşı bu salgına karşı halen elimizdeki en etkili silah… Sayın Genel Başkanımız ve sırası gelen tüm arkadaşlarımız gittiler, Çin aşılarını yaptırdılar. Yurttaşlarımız da aşılarını mutlaka yaptırmalı. Ancak Çinli yetkililerin açıklamalarıyla ilgili olarak, Sağlık Bakanlığı ve görüşlerini kamuoyuyla paylaşmayan Bilim Kurulu’ndan mutlaka kapsamlı bir izahat bekliyoruz. Biz tek aşıya bağımlı kalmanın riskini gördüğümüz için aşı tedarikinde kaynak çeşitliliğinin gerekliliğini ısrarla vurguladık.
SAVCI VE VALİLER LEB DEMEDEN NASIL ANLAMIŞ: Kapanma kararı alınırsa, ‘milletimiz canı ile cüzdanı arasına sıkışmasın, Ramazan’da yüzü gülsün’ diyerek ek bir destek verecek mi? Yani kapanma kararı, yine doların yeşili için mi alınacak yoksa millet için mi alınacak göreceğiz. Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin doların yeşilini çok sevdiğini biliyoruz. Ama bu ülkede, milletin dolarlarının yeşilinin hesabını sormak, Merkez Bankası kasasından buharlaşan, 128 milyar doların akıbetini öğrenmeye çalışmak, ‘cumhurbaşkanına hakaret suçu’ oluyor… Savcı ve valiler leb demeden leblebiyi nasıl da anlamış. ‘Kayıp 128 milyar dolar’ ile ‘cumhurbaşkanına hakaret bağlantısını’ nasıl kurmuş? Doğrusu biz de merak ediyoruz… Ekonominin sorumlusuna, millet adına soru sormak, ne zamandan beri ‘cumhurbaşkanına hakaret suçu’ oldu? Merkez Bankası kasasındaki döviz rezervleri, Erdoğan’ın şahsına ait değil. O döviz rezervleri 83 milyona, yani millete ait. O rezervlerde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Millete ait bu döviz rezervlerinin akıbetini sorgulamak, Ana Muhalefet Partisi olarak bizim görevimizdir. Erdoğan bugün, savcıları ve valileri eliyle, milli iradenin bize verdiği, milletin hakkını arama görevini yerine getirmemizi engelliyor. Propaganda hakkımız elimizden alınmaya çalışılıyor. Damat kadar taş, demokrasimizin, hukuk devletinin kafasına düşüyor. Böylece Erdoğan şahsım hükümeti; sadece Merkez Bankası kasasına darbe yapmakla kalmıyor, hukuka ve demokrasimize de darbe yapıyor. 12 Eylül’ün darbeci generallerini bile solluyor.
YARIN ALACAKLILAR GELSE KASADA PARA YOK: Bugünden başlayarak, ‘Merkez Bankası’nın kasasında, her ay 100 milyon dolar biriktireceğim’ deseniz, 128 milyar doları yerine koymak, bin 280 ayı bulur, yani yıla vurursanız 107 yılda bu parayı yerine koyamazsınız. Atalarımızın dedelerimizin mirasını yiyip bitirdiler. Şimdi de çocuklarımızın, torunlarımızın, Onların çocuklarının ve torunlarının omuzlarına, korkunç bir yük yüklediler. Bu darbenin sorumlusu kim? Elbette Erdoğan şahsım hükümeti… 2019’un başında Merkez Bankası’nın kasasında, SWAP dâhil döviz borçları ayıklandığında, 54 milyar dolar rezerv vardı yani kasa döviz fazlası veriyordu. Bugün aynı kasa 45 milyar dolar açık veriyor. Yarın kapıya alacaklılar gelse, kasada para yok. İşte bugün Türkiye, dünyanın en kırılgan ekonomileri arasında başa güreşiyorsa, sebebi tam da budur. Biz böyle bir durumla daha önce hiç karşılaşmadık.
FETÖ TARZI KUMPAS: Bu son yalanlarının ömrü bir hafta bile sürmedi. Emekli amirallerin duyurusunu, basına sızdıran hükümete yakın bir gazeteci, bu duyurunun, yayımlanmadan önce Erdoğan’ın bir bakanının elinde olduğunu itiraf etti. Amiraller bu açıklamanın başına, bildiri kelimesini kendilerinin koymadığını söylüyorlar. Anlaşılan açıklamaya muhtıra görünümü vermek için bir el sabaha kadar uğraşmış. Ortada ucu sarayın dehlizlerine çıkan, FETÖ tarzı bir kumpas olduğu anlaşılıyor. Bu kumpas, bir bakanın koltuğunu korumak için mi tezgâhlandı yoksa işin içinde başka saray entrikaları da var mı? Elbette bunlar da ortaya çıkar. Amirallerin yedi sülalesini sabaha kadar araştırıp, fişleyip, basına servis edenler, bir hafta boyunca amirallerin ifadesini alamayıp, gözaltında tutuyorsa, bunun adı işkencedir. Bunun adı zulümdür.
“POPİLİZMİN EN VICIK VICIK ÖRNEĞİ”
Faik Öztrak, basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi.
COVİD vaka sayılarının artması ve CHP’nin il gezilerine devam etmesi hakkında gelen soruya Öztrak, “Bu konular üzerinde duruyoruz” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “gavur” ifadesini kullanmasına Öztrak, “Kişi karşısındakini kendi gibi bilirmiş. Erdoğan ne düşünürse düşünsün bizim içimizde Ortadoğu Projesi Eş Başkanı çıkmaz. Emperyalizm kılıcını Müslüman alemine sallayan çıkmaz. Bizim kılıcımız yerli millidir. Milletten başka sahibi yoktur. Bu ayrıştırıcı söylemler, popülizmin en vıcık vıcık örneğidir” dedi.
128 milyar dolar nerede” afişlerinin toplatılması için Öztrak, “Savcılığın bu karara nasıl vardığı bizim için de son derece şaşırtıcı. Açık söyleyeyim, bu olay siyasi partilerin rolüne, propaganda yapma hakkına aykırıdır. Hukuka aykırıdır. Bu hukuka ve Anayasa’ya aykırı girişimlerle alakalı olarak grup başkanvekillerimiz bir genel görüşme önergesi vermiştir” dedi.