Nereden Yanıyorsun?
Geçen haftaki yazım ile ilgili erkek okuyucularımdan biraz eleştiri aldım; amadüşündüklerimi yazdım, ne yapabilirim? Yine de tekrar etmek isterim ben erkeklere “şey” demek istemedim. Burada anlaşalım.
Sonra bu yazıya başlarken başka bir şey yazmak için oturdum ama zihnimde düzletmeye başladığımı fark ettim. Orayı öyle yazmamalıyım “feministçe”olur, burayı böyle yazarsam “politik” olur.
Hep birileri geldi oturdu aklıma.
Ben ne derim acaba?
Ben ne diyorum acaba başka şeyleri, okurken, yorumlarken?
Bir reklam vardı, “İmaj her şeydir” diye.
Subliminal mesajların en iyi yerleridir reklamlar, filmler.
Başkalarının gözündeki imajlarımız, beğenilip beğenilmememiz…
Nasıl görünüyorum, yaptığım bu hareket ‘dışarıdan’ nasıl algılanıyor?
Kendimize çook uzaktan başkasının yaşamından, gözünden bakarak karar veriyoruz.
Gerçekten tüm verdiğiniz kararlar, aldığınız kıyafetler, sosyal medyaya yüklediğiniz fotoğraflar, verdiğiniz oy, aldığınız deterjan markasında, hatta güldüğümüz şeylerde bile…
Karar sadece size mi ait?
Aynı kaliteye aynı ürünü daha ucuza almak sizi hiç tedirgin etti mi?
Kendinize sordunuz mu hiç?
Ben ne seviyorum?
Ben kendimi nasıl daha iyi hissediyorum, beğeniyorum?
Önce kime soruyorsunuz?
Şimdi böyle havalı havalı yazarken kendime de sordum; sen kime soruyorsun canımcım?
Ben yakın olduğum konu hakkında bilgi, fikir sahibi olan yakın arkadaşlarıma sorup ortalama alıp kendi bildiğimi yapıyorum sanırım.
Bir de kendi kararımı uygulamaya geçerken de birini de yanıma alıyorum mutlaka.
Dıştan referanslı, içten yanmalıyım.
Bazen çok güldüğüm bir karikatür oluyor; başkalarına da yolluyorum onlar gülmüyor.J Gülmeyenlerde kendileri bir grup oluyor.Ben kötü esprilere gülen kişi olarak kalıyorum. Kapı kapı gezip buna gülecek birini aradığım oluyor.
“Komik değil mi ya gerçekten”, diyerek en sonunda, her zaman gülen bir arkadaşıma yolluyorum hep.
Referans arayışım.(Tek olmanın dayanılmaz ağırlığı konusunda çalışıyorum.)
Zaman zaman dış kaynaklara sorup, onları izleyip doğru yolu bulabiliriz tabi ki, ama bu kişiler hiç tanımadığımız mahalle sakinlerimiz ya da sosyal medya fenomenleri olmamalı.
İlla hiç tanımadığınız birine soracaksanız, önce en yabancımız olan kendimize soralım!
Ben kimim nasıl biriyim, ne seviyorum, neyi beğeniyorum, kendimi en çok ne zaman ve nasıl seviyorum?
Eskiye oranla ben daha çok iç referanslı olmaya başladım.
Zaman geçtikçe, yaş aldıkça insan en çok kendini önemsemeye başlıyor, en çok kendine güvenmeye başlıyor.
Psikolojik Danışman
Kasımova Psikoloji Merkezi
psikolojikdanışman_mcuhadar