Neden hepimiz birer Robin Hood olamıyoruz ki?
Ne olurdu adalet savunucusu olsaydık hepimiz, ya da çoğumuz…
Neden ‘hep bana, hep bana’ diyoruz ki…
Bir ailenin her ferdinin birer arabası varken neden 2’şer 3’er veya 5’er adet olmasını ister ki? 10’larca evi, 10’larca mülkü varken dışarda aç yatan, evsiz yaşayan insana hiç mi acımaz da kendisi için daha fazlasını ister. Halbuki bu kadar bencil ve açgözlü olunmasa, ülkede bu kadar evsiz ve bu kadar aç da olmaz. Keşke artık doyduğumuz anda ‘tamam benim her şeyim var, her şeyi tattım, her yeri gördüm ve her şeye sahibim’ dediğimiz anda durabilsek, en azından ve sonra küçük küçük dokunuşlarla diğer insanlara yardım edebilsek…
Gerçi kendine sürekli alıp, yanında çalışan işçinin bile hakkını yiyebilen zengin, uzaktakini mi düşünecek, değil mi?
Siyasetten uzaktaki adalete baktığımızda bana en büyük adaletsizlik bu gibi geliyor. Birilerini sömürerek kazanılan paralar ve 100 tane mülkün varken bile 1 tanesini dışarda kalan insanlara yardım etmek için kullanılamıyor olunması.
Bizim ülkede yardıma ihtiyacı olana, yardıma ihtiyacı olan kişiler yardım ediyor. Ne tuhaf değil mi? Sanırım bu empati …. Halbuki paylaşmak karşındakinin o umut dolan gözlerini görmek mutluluğunu görmek gibisi yok. Ne demiş Peygamber Efendimiz, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Burada bahsedilen kapı komşumuz değil….
Ülkemizdeki Robin Hood’ların çoğalması dileğiyle o zaman