Dolar 36,6834
Euro 39,7758
Altın 3.521,87
BİST 10.727,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 29°C
Çok Bulutlu
Bursa
29°C
Çok Bulutlu
Cts 30°C
Paz 22°C
Pts 8°C
Sal 5°C

Mikrobiyota : Sihirli komşumuz

18 Ocak 2025 09:41
730
A+
A-

Vücudumuz, özellikle sindirim sistemimiz, milyonlarca mikroorganizmaya ev sahipliği yapar. Bu mikroskobik canlılar; bakteriler, virüsler, mantarlar ve diğer mikroorganizmalar, “mikrobiyota” olarak adlandırılır. Mikrobiyota, vücudumuzdaki önemli biyokimyasal süreçlere katkı sağlar. Bu ekosistemin genetik materyali ise “mikrobiyom” olarak bilinir.

Günümüzde sağlıklı yaşam denildiğinde ilk akla gelenlerden biri doğru beslenmedir. Ancak, tabaklarımızda ne olduğu kadar, yediklerimizin vücudumuzda nasıl işlendiği de büyük önem taşır. İşte bu noktada mikrobiyotamız, bağırsaklarımızda yaşayan bu milyonlarca mikroorganizma devreye girer.

Mikrobiyotanın Sağlığımızdaki Rolü

Mikrobiyotamız özellikle bağışıklık sistemimizin düzgün çalışmasına ve sindirim süreçlerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Ayrıca, mikrobiyotamız; vitamin sentezi, inflamasyon kontrolü ve toksinlerin etkisiz hale getirilmesi gibi süreçlerde de hayati rol oynar.

Disbiyozis: Denge Bozulduğunda

Mikrobiyotanın dengesi bozulduğunda, yani “disbiyozis” meydana geldiğinde çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Disbiyozisin obezite, depresyon, otoimmün hastalıklar ve hatta  kanserle ilişkisi birçok çalışmada tespit edilmiştir.  Disbiyozis , bağırsak duvarının bütünlüğüne zarar vererek  “geçirgen bağırsak sendromu”na yol açabilir. Bu durum önce kronik inflamasyona sonra da bu zeminde bir çok kronik hastalığa neden olur.

Mikrobiyom ve Hastalık İlişkisi

Son yıllarda yapılan çalışmalar, bozulan bağırsak mikrobiyotasının  birçok hastalıkla bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur. “Bağırsak-beyin ekseni” kavramı, bağırsaklarımızın ruh sağlığımız ve nörolojik sistemimiz üzerindeki etkisini vurgular. Bu nedenle bağırsaklarımıza 2. Beyin benzetmesi yapılmaya başlanmıştır.

 Mikrobiyotayı Desteklemek İçin Neler Yapabiliriz?

  1. Doğru Beslenme: Lif açısından zengin, fermente gıdaları tüketmek faydalı bakterileri destekler. Şeker ve tatlılar gibi karbonhidratlar da tam tersi etki yapar.
  2. Antibiyotiklerden Kaçınma: Gereksiz antibiyotik kullanımı mikrobiyotayı olumsuz etkiler. Öyle ki bir kutu antibiyotiğin bozduğu mikrobiyal çeşitlilik ancak aylar sonra düzelmeye başlar.
  3. Stresi Azaltma: Kronik stres, bağırsak mikrobiyotasını bozabilir. Düzenli yapılan egzersiz ve meditasyonun da olumlu etkileri tespit edilmiştir.
  4. Prebiyotik ve Probiyotikler: Prebiyotikler faydalı bakterilere besin sağlarken, probiyotikler doğrudan faydalı bakterileri sunar.

Son yıllarda yapılan çalışmalar, mikrobiyota sağlığının modern tıptaki önemini giderek artırıyor. Fonksiyonel Tıp yaklaşımında düzeltilmesi gereken ilk sistemin sindirim sistemimiz olması da bütüncül bakış açısından mikrobiyotanın önemini vurgular. Bu nedenle, mikrobiyotamıza iyi bakarak hem beden hem de zihin sağlığımızı koruyabiliriz.

Unutmayalım, bağırsaklarımızda yaşayan bu görünmez dostlar, sağlıklı bir yaşamın anahtarlarından biri olabilir.

Sağlıkla kalın!

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
22 Nisan 2024 20:18
28 Ocak 2024 09:06
14 Ağustos 2024 12:11
20 Ocak 2024 07:50
18 Haziran 2024 07:21
13 Ocak 2024 18:35
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.