Keyifsiz gecede keyifli başarı
A Milli Takımımız UEFA Uluslar Ligi play-off ikinci maçında Macaristan’ı 3-0 yenerek UEFA A Ligine yükseldi.
Aldığımız güzel sonuca rağmen; çok keyif aldığım futboldan söz etmek için çok keyifsiz bir geceydi. Aslında Milli Takım başarısını teknik ve taktik analizin yapmak isterdim ama içimden pek gelmediğini de söylemeliyim.
Futbola dair söylenecekleri şöyle bir toparlarsam, benzer keyifsizlik en başta rakibimiz Macarlarda da vardı. Budapeşte’de mevcut dolu tribünlere rağmen bir mucizeye inanmayan Macaristan Milli Takımı İlk maçtan sonra aradaki kalite farkını da hissetmiş olmalılar ki kendilerini çok fazla zorlayamadılar. Macarların mucize yaratmak gibi bir niyetleri de yoktu, oyuncuları da yoktu, kurgusu da yoktu. Belki Uluslar B Liginde kendi sıkletlerindeki takımlarla oynamak onlar için daha rasyonel bir karardı. Diğer keyifsiz bir organizasyon ise Milli Takımızın maçının yayınlandığı kanalın tek kamera açısı ve tekrardan yoksun yayınıydı.
Gecenin keyif veren yönü ise; dersine iyi çalışmış ve herkes işin ciddiyetinde olduğu Milli Takımızdı. Kenar yönetim dahil herkes görevini yaptı. Sahada yine klasik bir santrafor yoktu ama teknik kabiliyeti yüksek futbolcularla, ayağa yapılan paslar esas alınarak oynadığımız oyun sonuca ulaşmamızı kolaylaştırdı.
Macaristan’ın gerek Milli Takım düzeyinde gerekse bireysel yetenek olarak bize bir numara küçük geldiğini söyleyebilirim. Söz konusu Macaristan maçlarının Milli Takım için en büyük faydası; Milli Takıma kazandırılan ve uyum sağlayan Oğuz gibi, yeni oyuncuların rüşdünü ispat etmesiydi. Eğer Macarlarla play-off maçları olmasaydı yine bu dönemde hazırlık maçları yapılması muhtemelken, gerçek bir eleme maçı yapılarak gerek ciddiyet gerekse Milli Takım havasının solunması açısından değerli maçlar olduğuna inanıyorum. Montella’nın santraforsuz 4-6-0 sistemine rağmen A Milli Takımımıza UEFA A Ligi’nde başarılar diliyorum