Kaybedilen 2 puan
Bir zamanlar, hepimizin kulaklarına çalınan meşhur bir replik vardı ‘Yaprak Dökümü’ dizisinde, “Ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey!” Bu replik aslında bize bir gerçeği anlatıyordu; hayatın tadı, bazen küçük detaylara, bazen de büyük olaylara bağlı. Ancak, gerçek şu ki bazen ağzımızın tadı kaçabilir ve kaçmalıdır. Çünkü bazı şeyler, gerçeği saklamaktan daha önemli olabilir. Hayatta olduğu gibi, sahalarda da her anı açıkça yaşamak, gerçeklerle yüzleşmek gerekebilir. Geçtiğimiz hafta kaybedilen 2 puan, takımı derinden yaraladı. O puan belki de sezonun dönüm noktalarından biri olabilirdi. Silifke maçında alınamayan 3 puan, sadece bir skor tabelasında kayıp değil, aynı zamanda taraftarın yüreğinde derin bir yara oldu.
Futbol sadece bir oyun değildir, şehirlerin, insanların, toplulukların ruhunu yansıtır. Bir kaybın getirdiği hayal kırıklığı, bazen Ali Rıza Bey’e sürekli gerçekleri saklamak için söylenen dizi repliğindeki gibi, bütün bir aileyi de paramparça edebilir. Futbol dünyasında başarıya ulaşmanın yolu, gerçeklerle yüzleşmekten geçer. Ali Rıza Bey’e doğruları söylemeyerek , aileyi bir arada tutmak için gerçeklerden kaçmaya çalıştı, ama sonuç ortada: “Aile paramparça oldu.” Biz de futbol sahalarında, kaybettiğimiz her puanın ardındaki gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Bazen bir puan, bazen iki puan… Ama asıl mesele, kaybedilenlerin ardından ders çıkarabilmek. Eğer bu puan kayıplarının altında yatan gerçekleri kabul edip çözüm yolları aramazsak, aynı acıları tekrar tekrar yaşarız. Tıpkı Ali Rıza Bey gibi, gerçeklerin üstünü örtmek yerine, onların üzerine gitmeliyiz. Sevgili Pablo Batalla ve diğer yetkililer bu sorunu çözmeli, sahada mücadele edenlerin ve tribündeki taraftarların ruhunu yeniden alevlendirmeli. Deplasmanlardaki puan kayıplarının sebebi araştırılmalı ve çözüme odaklanılmalı