Karanlığın Kudreti
“Futbol antrenmanda kurgulanır, maçlarda sahnelenir” diye bir cümle var. Futbolun içinden gelenler bilir; oyunun isteklerine cevap verecek teknik, taktik, fizik gücü ve kondisyon antrenmanlarda kazanılır. Amatör futbol oynadığımız dönemlerde kışları hava erken karardığı için, futbol dışında başka işte çalışan arkadaşlarımızın işten çıkış saatlerine uygun saatlerde kış antremanları yapılırdı.
Sahalarda aydınlatma olmadığı için, futbolun teknik ve taktik kısmına ait çalışmalar genelde maç öncesi soyunma odasında yapılan konuşmalarla telafi edilirdi.“Kondisyon” kısmı için de çözüm bulunmuştu. Gemlik’te tarihi “Balıkpazarı Hamamı’nda” toplanılır, eşofmanlar giyilir. Grup olarak Gemlik- Kumla arası 10 km gidiş, bir o kadar da geliş koşulurdu. O zamanlar Gemlik Kumla arasında evler, şimdiki gibi mahalleler yoktu. Issız bir yolu, zifir gibi karanlık gecelerde, belki ay ışığı veya tek tük geçen araç farları aydınlatırdı.
Sağlı sollu zeytin ağaçlarının rüzgarla hareketleri “Stephan King”ın korku romanlarını çağrıştırır, sanki her an biri üzerimize atlayacak gibi hisseder, hepimizin içi ürperirdi. Herkes tempolu koşularda arkada kalmamak, gruptan kopmamak için özel çaba sarfederdi. En karanlık yerlerde ise mutlaka biri “çalılıklardan gelen bir ses “ duyar, karanlığın içinden gelen köpek havlamaları ise koşunun tuzu-biberi olurdu. Bu söz konusu sesler ile tempo daha da artar, iş kondisyon kazanmaktan çok “hayatta kalma mücadelesine” dönerdi.
Kumla girişinde tek-tük evlerin cılız ışıklarının aydınlattığı, nispeten daha aydınlık sayılabilecek bir yerde, açma -gerdirme hareketleri “etrafı kollayarak” yapılırdı. Karanlığın içinden, belirsizliğin ortasından kurtulmak için hemen dönüşe geçilir, antrenmana gelmeden önce yemek yiyenleri ifşa eden “dalağım şişti” itirafları duyulurdu. Ama serde erkeklik var, yine de o şartlar altında arkada kalınmaz “dalak”elde koşu tamamlanırdı.
Toplam gidiş-geliş 20 km her hafta salı-perşembe günleri koşulurdu. Bazen “Biz yarış atı mıyız” şeklinde serzenişler olsa da, içinde bir çok bilinmeyeni barındıran karanlıkla ilgili hikayelerden kaynaklı motivasyon ile herkes artan tempo ile koşardı. O sene herhalde amatör kümenin en çok koşan takımlarından biri biz olmuşuzdur. Karanlığın kudreti ile hem genç hem “A” takım olarak şampiyon olmuş, bir üst lig olan Bursa 1. Amatör Küme’ye yükselmiştik. Uygulamada hiçbir bilimsel açıklması yoktur ama , bu kış antremanları paralelinde “korkunun kondisyona” olumlu etkisi olduğuna, insana uzun uzun deparlar attırdığına bizzat şahit olmuşumdur.
Sizin antrenörünüzün daha önceleri kundura tamircisi kisvesi altında veliefendi hipodromunda kondisyoner olarak görev yapıp yapmadığını kaç kişi kontrol etmiştir? İşin şakası bir yana şimdiki sporcular da özellikle yüksek rakımlarda kros yaptıklarında kondisyon açısından daha başarılı oldukları da bir gerçektir. Üzüntü veren konu o takımdan birilerinin şöyle üst liglere çıkarak Sümerspor’un ve Gemlik’in adını duyuramamış olmasıdır.
Korkunun gücü💪