Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa °C
Bursa
°C
°C
°C
°C
°C

Kahpelik

6 Mart 2022 13:14
761
A+
A-

Lügat anlamı, orospuluk, döneklik ve kalleşlik olan bu sözcük sanki bugünlerin dünyası için söylenmiş olsa gerek. Son günlerde yaşananları düşündükçe insanlığın geldiği bu noktayı başka türlü tanımlayamıyorum. Biraz açmak gerektiğini söylediğinizi duyuyorum sanki, bu nedenle açacağım. Nereye varacağı belli olmayan bir Ukrayna Rusya savaşına tanık olmaktayız. Dünya, aksiyon ve savaş filmlerinden sonra bir savaşı canlı canlı izlemekte ve her kafadan farklı bir ses çıkmakta. Ben bu yaşananların siyasal boyutlarını irdelemeyeceğim, zira bu işi yapan yüzlerce siyaset bilimcisi olduğunu söyleyen ve bu konuda her gün televizyon ekranlarında tartışan insanlar var. Herkesin fikri kendince doğru olduğundan hiçbir yorumda bulunmuyorum. Ben işin kahpelik yönlerini anlatmaya çalışacağım.

Son yıllarda ülkemizde birçok ünlü marka, bayi ya da acente toplantılarını ne hikmetse Uzakdoğu yerine Ukrayna’da yapmaya başladı. Bu toplantılara gidip de dönenlerin ağızlarından salyalar akıtarak anlattıklarından sonra müteşebbis bazı turizm acenteleri de özellikle erkek ağırlıklı turlar düzenlemeye başladı bu ülkeye. Ve bir yarış başladı on iki saniyelik çoook erkek erkeklerimiz arasında.” Ben tam dört defa gittim, bir bahane yaratıp önümüzdeki ay bir daha gideceğim. Özellikle Livv çok harika, 100 dolar verip iki tane alıyorum.” gibi ilkel ve her tarafından magandalık kokan laflar türemeye başladı. Bu on iki saniyelik adamlar nasıl erkek oldukları hususunda palavra yarışına girdiler. Oysa ki, o 100 dolara aldığı iki kişi şöyle konuşuyordu kendi aralarında “Benimkisi on iki saniye dayanabildi”.

Ama işin en acı ve iğrenç tarafı sosyal medyada yaşandı. Akılları bile on iki saniye olan bu insanımsılar birkaç tane sarışın kadın fotoğrafını paylaşıp altına “Ben iki tanesini sığınmacı olarak alırım.” Türünden insanlık dışı en aşağılık espriler yapmaya çalıştılar. On iki saniyelik bu insanımsılar sürüngenlerden daha da sürüngen olduklarını kanıtladılar. Birinci KAHPELİK burada başladı.

Kan emici emperyalist güçlerin verdiği gazla çalışan Ukrayna Devlet başkanı Vladimir Zelenski son birkaç gündür “bizi yalnız bıraktınız” diye ağıtlar yakmaya başladı. “Öğleden sonra Günaydın” derler adama. “Tavşana kaç tazıya tut” politikalarını yeni fark etmiş olması ne kadar basiretsiz bir Devlet başkanı olduğunun resmidir.  Nasıl silah satar ki başka türlü bu kahraman emperyalist güçler, bunu anlamak için illa ki ülkenin işgal edilmesi ve yurttaşlarının öldürülmesi mi gerekirdi? Hiç mi görmedin Suriye’de olanları, Mısır, Libya, Irak, Bosna ve daha niceleri. Birazcık televizyon seyretseydin bile anlardın bunların başına geleceğini. Şimdi tutturmuş kibarca Batının KAHPELİĞİNDEN dem vuruyorsun.

Şüphesiz ki sadece askerler ölmüyor Ukrayna’da. Zavallı masum kadınlar, yaşlılar ve çocuklar da ölüyor dünyanın gözü önünde. İnsanlar evlerini, yuvalarını bırakıp ülkelerini terk etmeye çalışıyor. Metrolarda ve yaşamaya ve hayatta kalmaya çabalıyor.  Metroda doğan masum bebeler yaşam mücadelesi veriyor. Neyse ki komşuları ve batılı merhamet yüklü insanlar bu mavi gözlü sarışın insanları bağırlarına basmaya ve onları ülkelerine kabul etmeye hazır olduklarını bildiriyorlar.  Olması gereken de bu aslında. Ancak, aklıma ve gözümün önüne KAHPELİĞİN bir başka boyutu geliveriyor. Renkleri beyaz olmayan dinleri ve ırkları farklı kara gözlü çocukların hiçbir ülkeye alınmayışı da geliyor gözümün önüne. Yunanistan sınırında öldürülen, Ege denizinde boğulan çocuklar da geliyor aklıma. Dört yıl boyunca Bosna’da katledilen Türkler geliyor, Urumçi’de Çin hükümeti tarafından asimile edilmeye çalışılan ve öldürülen Türkler de geliyor. Telafer’den gelmek zorunda kalan Türkmenler de geliyor aklıma ve daha da ağlıyorum.

On gün içinde yaklaşık 300 bin, yazıyla da yazayım da daha iyi anlaşılsın, tam ÜÇYÜZBİN insan öldürülmüştü Amerika ve demokrasi havarisi Avrupa ülkeleri tarafından demokrasi getirilen Irak’ta. Libya’da, Suriye’de, Orta Amerika ülkelerinde öldürülenler hariç. Şimdi “Yaptırımlar” uyguluyorlar Rusya’ya. Ne farkınız var ki birbirinizden, hepiniz de aynı çamurun suyusunuz.

Fakat en çok şaşırdığım (aslında şaşırmamak gerek) Müslüman coğrafyasından kaçanlar ne hikmetse cellatlarının yaşadığı Batıya iltica etmeye çalışıyor. Çünkü bunun adı cehalettir, bunun adı karanlık güçlerin kanlık emellerinin sonucudur.

Aslında hiç de şaşırmamam gerekirdi “Medeniyet denilen tek dişi kalmış bu canavar” sürüsünün yaptıklarından. Çok değil yüz yıl önce bu coğrafyada yaşamıştık biz bunları. Bu ikiyüzlü kan emici emperyalistlerin bu oyunlarını çok iyi bilen ve çok iyi analiz ederek yattığı yerden bile bizi koruyan Atatürk’ümüzü bir kez daha sevgi, saygı ve rahmetle andım. Bugün merhametsizce ve haince tartışılan Lozan ve Montrö anlaşmaları ülkemizi bugün koruduğu gibi dünya durdukça koruyacaktır.

 

Bizleri coğrafyamızdaki diğer ülkelerden farklı kılan da işte budur değerli dostlarım. Atatürk ve onun kahraman arkadaşlarıyla birlikte kurduğu TAM BAĞIMSIZ, LAİK VE DEMOKRATİK TÜRK CUMHURİYETİ ilelebet payidar kalacaktır.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
28 Ekim 2021 09:16
15 Şubat 2021 14:03
4 Ağustos 2021 11:06
24 Şubat 2021 09:06
15 Haziran 2021 08:21
15 Ocak 2021 11:07
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.