Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 7°C
Hafif Kar Yağışlı
Bursa
7°C
Hafif Kar Yağışlı
Paz 8°C
Pts 9°C
Sal 11°C
Çar 13°C

Kağıttan Kahramanlar, Gerçek Kahramanlar

28 Ağustos 2021 08:30
298
A+
A-

Medya, günümüzün en önemli iletişim kaynakları olarak bilinse de aslında çok önemli bir algı yaratma kaynağıdır. Medyayı elinde bulunduran güçler diledikleri gibi kullandıklarında dünya için çok büyük tehlike arz ederler. Önceleri medya denilince akla gelen ilk ve tek şey yazılı basındı. Bu basın Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra özellikle Almanya’da Adolf Hitler tarafından olağanüstü bir şekilde kullanıldı ve Hitler tüm basın mensuplarının neredeyse tamamını tahakkümü altına alarak yandaş medya kavramını yarattı. Böylece her gün tüm gazete ve dergilerde Hitler’le yatılıp Hitler’le kalkılıyordu. Zamanla tüm Alman halkı ve özellikle gençleri üzerinde müthiş bir Hitler hayranlığı oluşturuldu ve kısa bir süre sonra Hitler tüm egolarını tatmin etmeye başladı ve sonuç; İkinci Dünya Savaşı ve ölüm.

İkinci Dünya Savaşı’nı müteakip radyo ve kısa süre sonra da televizyon girdi insanların hayatına. Ve Albert Einstein’le birlikte bilimsel ve teknolojik gelişim aritmetik olmaktan çıkmış ve geometrik olmaya başlamış, görüntülü telefonlardan akıllı telefon devri başlamıştır. Böylece adına medya dediğimiz tüm yazılı ve görsel basın tüm dünyaya egemen olmaya başlamıştır. Bu medya gücünü elinde bulunduran güçler de istedikleri gibi algı yaratmaya başlamıştır. Tıpkı Hitler Almanya’sının yarattığı kâğıttan kahraman gibi sayısız kahramanlar yaratılmaya başlanmıştır. Bugün dünyanın her yerinde gerçekte beş para etmeyen ama medyanın algı gücü sayesinde kahraman gibi gösterilen sayısız kâğıttan kahramanlar mevcuttur. Bunların bazıları masal kahramanları, bazıları çizgi roman ve çizgi film kahramanları ve bazıları da naylon siyasi kahramanlardır. Kurbağa prensler, külkedisi, pamuk prensesler, Süpermenler, batmanlar vb. birçok örnek verilebilir.

Bu tür masalımsı ve sanal kahramanlar insanlara neşe ve eğlence verebilmektedir ve hiçbir sakıncası olmayan kahramanlardır.  Not ; yeter ki çocuklar uçmaya kalkışmasın. Ancak kâğıttan siyasiler için bunları söylemek pek de mümkün değildir. Çünkü bu tür kâğıttan veya kartondan kahramanlar tüm dünyaya kötülük saçmaktadırlar. Sırf kendi egoları ve ihtirasları yüzünden insanlara zarar vermektedirler. Özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyada bunlara çok rastlanılmaktadır. Bu tür kifayetsiz muhterisler kendi şişkin ya da bilerek şişirilmiş egolarını tatmin edebilmek için medya gücünü de kullanarak hayali birer kahramana dönüştürürler kendilerini. Her köşe başında boy boy resimleri yer alır. Her otobüs durağında, her tren istasyonunda ellerinde silahları ile poz verirler. Ülkenin dört bir yanında nereye baksanız onu görürsünüz, hangi radyo ve televizyonu açsanız onun sesini duyarsınız. Tüm gazete ve dergilerde onu öven yazılar görürsünüz. Bu algı operasyonunu yapan medya o kadar ileri gider ki bu tür insanlar kendilerini vazgeçilmez addetmeye başlar ve herkese saldırır. Bunların karşısında durmaya çalışan ve kalemini satmayan onurlu medya mensupları ise hain olarak damgalanır.

İşte emperyalizmin planı tıkır tıkır işlemiş ve ellerini ovuşturmaya başlamışlardır. Zira istedikleri olmuş ve bu insanların yönettiği ülkede kargaşa ve karışıklık körüklenerek iç savaş çıkartılacak hale getirilmiştir. O lider, kurulan bu tuzağa düşmüş ve yarattığı medyanın aslında kendi sonunu hazırladığının farkına varamamıştır. Derken bir sabah Emperyalizm “ADALETİ VE DEMOKRASİYİ GETİRİYORUZ” diye ülke topraklarını işgal edivermiş, önce liderin kafasını uçurtmuş, akabinde ülkenin tüm kaynaklarını ele geçirmiş ve ülkeye daha da parçalara ayırarak iyice sömürmeye başlamıştır.

Örnek mi, çok uzağa gitmeyelim. Ülkemizin güneyinde bir Saddam ve Irak gözler önünde durmaktadır. Yukarıda anlattıklarım aynen bu ülkede yaşanmıştır. Kendini çok güçlü ve yenilmez zanneden Saddam ve avenesinin yerinde yeller esmektedir. Bir başka örnek de yine hemen yanı başımızdaki Suriye’de de gerçekleşmek üzereyken Irak’a göre daha bir demokratik olan bu ülke kıl payı kurtulmuş ama faturası yaklaşık beş milyon Suriyeli ile bize çıkmıştır.

İşte sevgili dostlarım, ülkemizin bulunduğumuz bu vahşi ve ibretlik coğrafyada dimdik ayakta durması sağlam ve güçlü bir demokrasimizin olması sayesindedir. Çünkü bu ülkeyi GERÇEK KAHRAMANLAR kurmuştur. Yaklaşık Yüz yıllık demokratik ve laik Cumhuriyetimizin kökleşmiş kurumları ve yöneticilerinin aklı başında ve feraset sahibi olmaları nedeniyle her türlü oyunlara rağmen ülkemiz dimdik ayaktadır ve ayakta durmaya da sonsuza kadar devam edecektir. Zira muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Bu bağlamda başta iktidar olmak üzere tüm siyasilerimizi sevgi ve saygı içerisinde birbirini ayrıştırmadan ve ötekileştirmeden hep birlikte kardeşçe yaşamaya davet ediyorum. Çünkü bundan başka TÜRKİYE yok. Iraklının, Suriyelinin, İranlının, Afganlının sıkıştığı zaman gidebileceği bir TÜRKİYE var. Ama bir TÜRKÜN GİDEBİLECEĞİ BAŞKA BİR YER YOKTUR.

 

TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR VE HEP ÖYLE KALACAKTIR.

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.