Kafada Kazanmak

Bankacılık sektöründe çalıştığım senelerde, 2007 veya 2008 yıllarında “Koçluk sistemi” uygulanmaya başlamıştı. İlk etapta anlam verememiştim ama zamanla sisteme çok faydası olduğunu görmüştüm.

Koçluk veya diğer adı ile mentörlükte amaç ; kişilerin potansiyellerinin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesi yönünde eğitim vererek kapasitesini en üst düzeye çıkartmak ve en fazla verimi sağlamaya yöneliktir. Mentörlük, hedeflerini henüz belirleyememiş kişilerin kariyerlerini geliştirmelerinde bireysel planlarını yapmakta desteğe ihtiyaç duyan çalışanlar için de öneriliyor. Kişilerin kariyerlerinde doğru zamanda doğru adımı atması için destek veren mentörler, sporda da aynı görevleri üstlenmektedir. Sporcuların fiziksel olarak hazır tutulması yanında zihinsel olarak da hazırlanmasını sağlayan mentörler, sporcuların beden dilini, motivasyonlarını incelemekte, verecekleri danışmanlık ve eğitim ile kişilerin kapasitesini en üst düzeye çekmektedirler.

Futbolda da zihinsel ve kişisel gelişim öne çıkmaktadır. Özellikle Bursaspor gibi genç ve yönlendirilmeye ihtiyaç duyan bir ekip için kesinlikle bir mentör tahsis edilmelidir. Zihinsel olarak rahatlatılan 18-20 yaş arası gençlerin, verimlerinin artırılması, konsantrasyonu, saha ve seyirci baskısından, rakiplerin durumundan etkilenmemesi hatta kariyerlerinin yönlendirilmesi konusunda da hem teknik adam hem de sporcular için psikolojik destek gereklidir.

Daha önceki yazımda “Kurumsal Yönetim” dedim, şimdi de “Mentörlük” diyorum. Bursaspor’un sahip olduğu işlenmeye hazır elmasları bilimle ve eğitimle işlersek şehir ve ülke için çok büyük kazanımlara sahip olacağız. Kariyer planlaması konusunda eleştirilen genç futbolcuların, karar aşamasında bu görevi üstlenen bir danışman olsaydı, telkinleri ile gençleri daha akılcı yönlendirilebileceğini düşünüyorum. Artık her şey ilimle, akılla ve mantıkla oluyor. Geleneksel veya feodal düşüncelerin, sistemlerin yerini ilim almalı büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”

.