İyi insanlar daima kaybederler
“İyi insanlar daima kaybederler
Çünkü adil dövüşürler
İyi insanlar daima kaybederler
Çünkü dürüsttürler
İyi insanlar daima kaybederler
Çünkü kazanmayı önemsemezler”
Erdem sahibi olabilmek felakette oturup ağlamak değil , enkaz altında kalmış iyiliği ve güzelliği bulabilmek demektir. Arabaların çıkardığı seslerine kulak kesilmek değil , dalların arasında cıvıldaşan kuşları anımsamaktır şehrin gürültüsüne karşı iyimserliğimiz.
Gönül bir penceredir. Güzel bir söz söylemişsinizdir ya da bir hayır yapmışsınızdır bunlar da pencerenizin önüne konulan iyiliklerdir. Karşılığı da pencerenizin önüne gelecek olan kuşlardır. Yalnızlığınıza bir dost ya da sizi koruyacak bir dua şeklinde…
Adalet terimi günümüzde sadece bir topluluğu idare etmek için oluşturulmuş yazılı metinler olarak tanımlanır. Oysa adalet önce yaratandan gelir. Herkesin farklı özellikleri vardır. Kimse mükemmel değildir. Birinin gözleri güzeldir , birinin ise yüzü. Kimisinin aklı matematiğe çalışır kiminin ise edebiyatı . Hangi dine mensup olursan ol , yaratıcının buyruklarını yerine getirirsen öldüğünde cennetle ödüllendirilsin eğer yaratıcının buyruklarına karşı gelirsen de cehennemle cezalandırılsın. İlk nefesten son nefese kadar bu evrenin hakimine adaletiyle teslimiz.
Bir de insanın kendi adaleti vardır. Biz buna vicdan diyoruz. Bir davada cezanı çekmiş olarak hayata geri dönsen de vicdanlar tarafından kabul görmüyorsan madden dışarda olsan da ruhen hep içeride kalmışsın demektir. Bizler tutum ve davranışları kendi vicdan muhakememizi yaparak karar veriyoruz. Ya birilerini affediyoruz ya da birilerini hayatımızdan çıkartıyoruz. Bu yüzden bir kalbe girmek kolaydır fakat bir kere kalp kırılır da o kalpten çıkarılırsan bir daha tekrardan o kalbe girebilmek oldukça güçtür. Çünkü kırılmış bir kalbin adaleti oldukça gaddardır bir daha kırılmayı göze alamayacak kadar korktuğu için…
Bir el uzatıldıysa o eli asla havada bırakmaz iyiler. Bir sevgi veriliyorsa kendilerine bilirler ki sevmek sadece iyi insanlara mahsus bir şeydir bu yüzden karşılıksız bırakmaz ve bir sevgiye karşın bütün bir kalbini bırakır. Gün gelir o sevgiyi göremediğinde bile eskinin hatırına kalbinde saygı adı altında yer bırakır.
Hayatta şu üç şeyi iyi düşün… Kırmadan önce bir kalbi , çarpmadan önce bir kapıyı ve bitirmeden önce son sözünü. Karşınızdakiler sizleri hep sözlerinizle hatırlar. Sözler hem düşüncelerinizdir hem de yükümlülüklerinizdir. Bir söz söylerken bu yüzden iyi düşünmeliyiz. Sırf birisi veya bir olay yüzünden öfkelendiğimizde bunu kin ve nefretle kusmak yerine susmakla da çok şeyi anlatmış olabiliriz.
Her düşündüğünü söyleyen dürüst değil patavatsızdır. Düşüncelerini saf duygularıyla yoğurup mantık eleğinden geçirerek kişiyi iyiliğe ve güzelliğe sevk edenler ancak dürüst insanlardır. Dürüstlük hiçbir kisveye bürünmemektedir zira yaşadığımız hayat ne bir tiyatro ne de biz Oscar ödüllerine hazırlanan birer oyuncularız. Tepkilerimiz yaşadıklarımızla ve bunun sonucunda ortaya çıkan hislerimizi ne yalandan ne de abartıdan uzak olabildiğince şeffaf bir şekilde olmalıdır şayet bu şekilde çevremizde dürüst olarak adlandırılabiliriz.
Bırakalım kimileri dünyanın kendi etrafında döndüklerini sansın , biz kendi dünyamızı dürüstlükle döndürelim de iyilik ve güzellik kazansın.
Bugün bir iyilik yaptın yarın bunu gündeme getirme. İyiliklerin yarıştığı bir çağda değiliz. Bugün verdim yarın alacağım demek bir iyilik değil menfaattir. Kazanmak veya kaybetmek bir savaştır ya da bir müsabaka. Ancak hırslı insanlar kazanmayı ya da kaybetmeyi önemserler oysa makul bir insan bilir ki her kaybediş de bir kazançtır.