İsyan Etmek
Bursaspor, deplasmanda Samsunspor’a 4-1 mağlup oldu. Maçın henüz 2. dakikasında daha kaleci Canberk’in forması bile terlemeden, Yasin’in dokunduğu top ile maç golle başladı. Samsunsporlu Yasin’i yıllardır biliriz, seyrederiz, bu seneki maçları da malum ama ilk defa onu bu kadar istekli top oynarken gördüm. ilk yarı, Yasin’in bu top oynama arzusuna direnemeyen ve rakibine bir gömlek küçük gelen, sahada yenilen erken golden sonra teslim olan bir takım vardı. Hiçbir futbolcunun “isyan” etmeden, direnmeden, mücadele etmeden, maçın başında yenilgiyi kabullenmiş görüntüsünün bana göre bir izahı yoktur. Gençler, tecrübesizler, kabul ama “isyan” etmeleri, reaksiyon göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Takımı galeyana getirecek, harekete geçirecek, oynanan oyuna başkaldıracak bir faul bile yapılmadı. Zaten oyun sisteminin de belirsizliği devam ediyor. Bursaspor’un bir kaç haftadır, ilk yarılarda ısrarla, isabetsiz uzun paslar ile hücuma çıkmasını ve her topu rakibe ikram etmesini kenar yönetim mi tavsiye ediyor çok merak ediyorum. “Top kaleden ne kadar uzak kalırsa o kadar iyidir” mantığı modern futbolda olmayan bir uygulama. İlk yarı tam bitiyor derken, Samsunspor 45+1’de bir serbest vuruş kazandı. Üç Samsunsporlu futbolcu “top münakaşası” yaparken, golü atan, “Hamroun” eliyle doğrudan kaleye vuracağını diğer arkadaşları ve TV başındaki tüm seyirciler anlayacak şekilde vücut diliyle anlattı. Kaleci Canberk hariç hepimiz anladık. Canberk orta yapılacak beklentisi ile kalenin birkaç adım önünde ve hafif çapraz olarak pozisyon aldı. Bence vuruşu kalede bekleseydi, müdahale şansı olurdu. İlk yarı 2-0 bitti.
İkinci yarıda aynı kabullenmişlik, aynı teslimiyet 80. dakikaya kadar devam etti. 82.Dakikada Onur ile golü bulan Bursaspor, rakibin o kadar da büyütülecek bir takım olmadığını anladı ama maç 3-1 olmuştu. Daha önceki maçların aksine mücadele etmeyen, direnç göstermeyen takımda, bireysel “isyan “eden hiç bir futbolcu da yoktu. Maçın güzel tarafı ise ısrarla, üzerine basa basa söylediğim gençlerin sahaya sürülmesi oldu. Hasan Basri’nin oyuna girmesi, Ertuğrul’un stoper eksiğini gidermesi beklediğimiz hareketlerdi. Maçın genelinde takıma desteği olmayan Özer ve Aykut’un yerine bu gençlerle devam edilmeli, kalan haftalarda Özer ve Aykut’un sahada olmasının bu takıma faydası olamayacak, aksine zararı olacaktır. Takım yenilecekse bırakın bizim gençlerle yenilsin.
Bursaspor herzamanki gibi. Geçtiğimiz yıllarda süperlig, 1.lig ne derseniz deyin oynadığı yıllar boyunca aynı çizgiyi korumaktadır. Şampiyon olduğu sene hariç oynadığı tüm sezonlarda kümede kalmayı garantilediği haftalardan sonra olmayacak takımlara yenilmekte ve inanılmaz maçlarla beklenmeyecek takımlara karşı galibiyetler almakta idi. Buna ister teşvik primi deyin isterse gönül şikesi deyin benzer sonuçlar almış ve almaya devam etmektedir. Eğer kendisine has bir dik duruş sergilemez ise korkarım bir süre sonra Eskişehirspor ve bunun gibi tarihi çok eski olan birçok kulüp gibi daha alt liglere ve sonunda da kapanmaya mahkum kalabilir. BURSASPORU SEVENLER AYAĞA KALKACAKLARSA ŞİMDİ KALKMALILAR. YADA SONSUZA KADAR OTURABİLİRLER.
İsyaaaaaaannnn!!!😊