İsteksiz Futbol
Play-Off umutlarını kalan haftalara taşımak isteyen Bursaspor, Ümraniyespor deplasmanında 2-1’lik sonuçla 3 puan kaybetti. Maça her iki takımda birbirini tartarak temkinli başladı.
Bursaspor’un önceki haftalara göre daha dağınık ve yerini bulmayan uzun pas sevdası ile rakip takım önce mental sonra oyun olarak üstünlüğü ele geçirdi. Emirhan’ın orta sahada olduğu maçlarda, pas trafiğini ve takım vitesini çok iyi ayarladığının bilinmesine rağmen ısrarla uzun toplar atıldı. Genelde ayağa top yaparak takım halinde hücuma çıkan Bursaspor’un, uzun toplarla, rakip sahaya top şişirerek oyun kurmaya çalışması, herhalde en çok Ümraniyespor defansının istediği oyun şeklidir.
Bursaspor “yenemezsek de yenilmeyelim” havasında 37.dakikaya kadar idare etti. 37.dakikada kaleci Ataberk’in yan topa çıkma konusundaki kararsızlığı, topa hakim olamaması neticesinde, ceza sahası içinde yaşanan karambol ile ilk gol geldi. Beraberliğe kodlanmış Bursaspor biraz hareketlenince Berat ile golü buldu. 42.dakikada, Berat’ın ısrarla takip ettiği geri pası, olmayan pozisyondan “gol” çıkarma isteğine, “iş ukalalığı” yapan Ümraniyespor kalecisi Ahmet Eyüp’ün de hatası eklenince maç 1-1 oldu. Ümraniyespor kalecisi hata yapmaya oldukça müsait bir kaleci görünümü ile “kaleyi tutan her topu içeri alırım” mesajını maç boyunca verdi. Bursaspor’un kaleyi düşündüğü şutlar, kaleyi tutsa Ümraniyespor kalecisi Ahmet Eyüp hiç birine “hayır” diyemez diye düşünüyorum.
İkinci yarı Batuhan’ın değiştirilmesini yadırgamadım ama onun yerine oyuna giren Çağatay’da takıma katkı veremedi. Bu yarı biraz daha orta sahada Emirhan’ın kullanılması ile daha akılcı hücum organizasyonları yapıldı. Söz konusu organizasyonları sonlandıracak, tek vuruşlarda etkili ve sırtı kaleye dönük olarak oynayacak santrafor vasıflı bir oyuncu olmayınca gol beklentileri hep havada kaldı. Maçın kırılma anı ise Özer’e yapılan hareketti. Bazı pozisyonlar vardır, hakem penaltı verse de bir şey diyemezsiniz, vermese de bir şey diyemezsiniz. Bu işte böyle bir pozisyondu. Hakem penaltı vermedi. 66. dakikada Ümraniyespor, Ercan’ın net bir vuruş ile maçı 2-1’e getirdi. Ercan ayağına top gelmeden önce “şut” çekeceği konusunda nerdeyse herkese davetiye yolladı.
Tamam, sert ve düzgün bir vuruştu kabul ama Ataberk kalitesinde bir kalecinin topa vurulmadan “tek ayak” üzerinde yakalanmaması halinde topu kurtarabileceğini düşünüyorum.
Oyunun genelinde, istek, mücadele ve sabır konusunda sorun yaşayan Bursaspor için umutların tükendiğini ve sezonun bittiğini düşünmüyorum. Peşinden gitmeye cesaretiniz varsa, bütün umutlarınız gerçekleşebilir.
Ben ŞAHSIM olarak BURSASPOR’dan umudumu kestim. Bıraktım play-off kademesini ligde kalmayı garantilesin ben -ohh diyeceğim. Sezon bitmeden süperlig akbabaları çocukları kapışıyorlar. Yönetim ne yapsın etsin çocukların gönüllerini yapsın ki 3-30 paraya o çocuklar kendilerini heder ettirmesinler. Seneye yada bir sene sonra inanıyorum ki çok daha yüksek bedellerle ve yüksek ücretlere yine yolları açık olacaktır. Şunu u utmasınlar derim. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK demiş ki “” Ben sporcunun ZEKİ ,ÇEVİK VE AYNI ZAMANDA AHLAKLISINI SEVERİM .. Burada hepsinin çevik olduğu konusunda fikir birliği yapabiliriz. Kalıyor zeka ve ahlak. Zeka: Bugün 1mio € ya mı seneye 6-7 mio € ya mı gitmek? Yada bugün 500.000₺ mi ücret seneye 3-3.500.000₺ mi ücret cazip ? Ahlak konusu da onu yetiştiren kulübe gerekli maddi- bedeni desteği vermek yada vermemek olacaktır. Ben Bursaspor’lu gençlerin ferasetine güveniyorum.
Gerçekten gönülsüz, isteksiz olmuyor.