İpsiz Deve
Güneş batmak üzereydi ve kervan geceyi çölde geçirmek için hazırlandı. Develerin başındaki çocuk rehbere yaklaşıp: “Efendim bir sorunumuz var” dedi. Toplam 20 deve var ama benim sadece 19 tane ipim var.
Rehber, genç adamı rahatlatmak istedi: Merak etmeyin, develer pek akıllı değildir. Serbest olana yaklaşın ve onu bağlıyormuş gibi yapın. Sanki boynuna ve bacaklarına gerçekten bir ip geçirmişsiniz gibi ve orada sabit kalacağını göreceksiniz.
Çocuk, onun tavsiyesine uydu ve ertesi sabah kervan tekrar yola çıktığında, develerin hepsi tek sıra halinde ilerlemeye başladı, biri hariç.
Çocuk: Efendim, bu sabah yürümek istemeyen hayvanlardan biri var.
Rehber sordu: İpsiz kalan mı? Devam et ve çözüyormuş gibi yap, yoksa hala bağlı olduğunu düşünecek. Rehber, bu yüzden yürümek istemediğini açıkladı. Hemen ardından deve, çözüldüğüne inanarak yürümeye başladı…
Aynı şey birçok insanın başına da gelir çünkü sınırları gerçekler değil, kendi zihinlerimiz ve inançlarımız belirler…
Nasıl tespit ama ne dersiniz?
Bir düşünelim mi hep birlikte, etrafımızda ipsiz deve var mı, teşbihte hata olmasın bir alıntıyla başladım ve onun metaforuyla devam ediyorum.
Herkes bir şey arıyor yaşamdan, onu ararken hunharca ziyan ettiği şey ömür ve o farkında bile değil.
Bu günü yaşamak, anda kalmak olması gereken bir şey lakin herkesin yapabileceği kolaylıkta değil malesef.
Öz disiplin istiyor, devamlılık istiyor, fedakarlık istiyor.
Bu günü yaşıyorum yarın yok kafası sorumsuzluk ve saçmalık içermiyor.
Topluma ve kendimize sevgi saygı duymadan, değer vermeden istediğimizi yapmak hiç değil.
Ben böyleyimciler, yaptım işte ne olacak diyenler de bu gruptalar, bencilliği özellik sayanlar.
Toparlarsak anda kalıp bu günü yaşamak önemli lakin bu hayal kurmayacağımız, güzel planlar yapmayacağımız anlamına gelmiyor.
Başkalarının kurallarının bize hayali bir ip olmasına da, hep beklediğimiz, aradığımız şeyi elde ettiğimizde korumamıza engel olmasına izin veremeyiz.
ŞEY nedir dersek, hayatımızın her günü gelmesini beklediğimiz, ömrümüzü farketmeden tükettiğimiz şey hepimiz de başka.
Daha iyi bir kariyer, daha çok para, aşk, sevgi, huzur, mutluluk, aile, arkadaşlar, istediğimizi yapabilmek, ÖZGÜRLÜK diye sıralar gideriz.
Ne istediğini, neye sahip olduğunu (bu çok önemli),kim olduğunu bilmeyen biri kendini, hayatını, hatta çevresindeki her şeyi yok eder.
Hani bir anlatı vardır ya öbür dünya da adam tanrıya sorar sana çok yalvardım neden beni kurtarmadın diye, tanrı cevap verir mahsur kaldığın çatıdan kurtul diye sana tekne gönderdim, helikopter gönderdim, bir canyeleği gönderdim sen hiç birini değerlendirme din.
Başkalarının ya da kendimizin yarattığı hayali iplerle, yaşamımızı sınırlandırıp sahip olduklarımızı, dualarımızın karşılığını, gerçekleşen hayallerimizi görmezden gelmeyelim ne olur.
Eğer siz de bunu yapıyorsanız, çevrenizde yaptığını düşündüğünüz birileri varsa durumu gözden geçirin lütfen.
Gerçek özgürlük mutluluktur çünkü. Yaşadığın her an huzurluysan, kendinle mutlu&barışık&sevgi doluysan hayat sana her şeyi vermiş demektir.
Kendini kabul edemeyip, kendinden kaçan insana tanrı ne gönderirse göndersin bağlandığı hayali iple ölümü bekler.
Özgürlük mü, mutluluk mu, huzur mu ne ister bilemem ama gelenleri görmeden ömrü tüketir.
Kendimizin ve sevdiklerimizin hayali ipini çözelim mi?
Unutmadım tabi ki neydi dünyayı sevgi kurtaracaktı.
İnsanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar. – Sigmund Freud.
Başarılar diliyorum…