Huzur o küçük şeylerde…
Kalpten teşekkürler ve sevgi dileklerimle başlamak istiyorum. Köşe hepimizin oldu, yorumlarınızla birlikte köşe yazıları yazıyoruz, başka pencereler açıyorsunuz, değer katıyorsunuz bende sizi okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Huzur arayanlar buraya, sadece huzur diyenler, arayıp bulamayanlar haydi toplanalım hep birlikte arayalım.
Sahi huzur nedir, nerede nasıl bulunur bilen var mı?
Çocuk sesini gürültü sayan sessizlikte huzur bulan da var, başı ağrıyınca gidip çocukları izleyen de.
Doğa da yenilenen de var, börtü böcekten gerilen de…
Galiba bu huzur denen şey hepimiz için aynı değil, o yüzden tam bir tarifi ve yeri de yok.
Ne yapalım da huzura kavuşalım, alternatif fikirler yorumlara gelsin lütfen.Güven duyacağımız, yanında rahatça davranabildiğimiz birisiyle olmak huzur verir mi?
Herkesin tercihi her ne ise bir bardak içecek, güzel bir manzara, hoş bir sohbet, dost bir yüz, huzur verir mi?
Bazı okurlardan evetleri duyar gibiyim, bazıları da dert tasa başımızı aşmış nasıl olacak o diyorlar sanki.
Bence sağlıklı, mutlu olabilmek için zemini huzur hazırlıyor.
Onu da biz.
Her iki hali de bizde çünkü.
Görmek isteyen sahip olduğu onlarca güzelliği farkedip rahatlıyor, huzur buluyor. Gönül gözü kapalı olanlara gökten zembille inse yapacak bir şey yok.
(Zembil için TDK bakınız genç nesil, bizim az çok anımız var kendisiyle)
Bencil olanlar ilk size soralım huzura ermek için hep istediğiniz mi olmalı, fedakarlık yapmam ama beklerim yoksa mızıkçılık ederim mi diyorsunuz?
Biz sıradan insanlar, lordlar kamarasından olmayanlar, sahip olduklarimizla keyifli olabiliyoruz. Mükemmeliyetçiler sizden ne haber tüm şartlar oluştu mu, huzuru buldunuz mu?
Dünyanın yükünü taşıyan “Atlas ” kişiler az indirin hiç bir şey olmaz inanın bizlerin yükü de çok ağır.
Hep beraber derin bir nefes alalım, haydi ..
Şöyle bir ferahladık mı?
Bakın işte bir nefeslik yer dünya, oh demeye kalmadan burada ki vazifemiz bitiyor.
Hoşçakal bile diyemiyor insan.
Aldığımız soluğun, kendimizin, sevdiklerimizin ( umarım vardır), sevenlerimizin kıymetini bilelim.
Sen seversin diye yapılan bir jest, düşünülmek, aranmak, önemsenmek, değer gördüğünü bilmek huzurun ta kendisi.
Çok para beklentisi,pahalı hediyelerden medet ummak, şaşaalı davranışlar, havalı tavırlar, empatiden uzak suçlayıcı haller bizi huzura değil, derin karanlıklara götürür.
Huzur görebilen göze, anlayabilen akla küçük davranışlarda saklı.
Çocukluğumuza dair her anı ortak ve en belirgin özelliği, hepimize iyi gelmesi.
Şimdi başlasam anlatmaya, sobanın çıtırtısını, alevini izlerken tatlı tatlı bizi esir alan uykuyu.
Çaydanlığın kaynarken çıkardığı sesi, mis gibi çay kokusunu, çıra kokusunu, kestane kokusunu kimler gevşedi, yüzünde mutlu bir ifade belirdi.
O günlerde sorsalar huzur ne, sana lazım mı işimiz olmazdı, tek derdimiz bir an önce büyümekti.
Şimdi çoğumuz çocukluk günlerine dönmek istiyor.
Küçük çocuklar kin tutmuyor, az önce olanı orada bırakıp bu ana taşımıyor, o an ona verilenle sade bir sevinç yaşıyor. Kaygı yok, stres yok sadece bu an’dalar öncesi ve sonrası yok.
Eskiden bizde öyle olduğumuz için daha mutlu ve huzurluyduk.
Şimdi bizden daha çok büyüyen egolarimizin altında sıkışıp kaldık. Sahip olduğumuz güzellikleri giremiyoruz, koruyamiyoruz hatta zarar veriyoruz.
Sonra huzur arıyoruz, sanırım Kalamış’ta bile bir tatlı huzur kalmadı.
İçimize dönelim hep beraber, orada ki çocuğu bulalım o bize yol gösterecektir.
Sevgiyle kalın…
Huzuru çok güzel tanımlamışsın Beni Koyunhisar’a götürdün gerçekten çok güzel günlerdi . Teşekkürler kocaman yürekli güzel kızım ❤️❤️❤️🙏🙏🙏
Öncelikle yazınız için sizi tebrik ederim.
Ben 9 yıl önce geçirdiğim kalp krizi sonrası ticari hayatımı olabildiğince kısarak,azıcık aşım kaygısız başım felsefesini savunmaya başladım. kendimi mutlu edecek yeni hobiler edindim. ( Musıki,Doğa gezileri ve gittiğim yerlerin görsellerini yerden el kameram ile havadanda Dron ile çekim yapmak ) bu şekilde hayattan daha fazla zevk almaya başladım. ama herşeyden önemlisi ailem ile daha fazla zaman geçirmek huzur ve mutluluğun gerçek anahtarı.
Huzur bulduklarım listesinde Reyhan Değirmenci yazılarını okumak;),denize bakmak, doğanın içinde olup kuş seslerini dinlemek, evlatların neşeli kahkahalarını, arkadaşarıyla, okul anılarını dinlemek, dostlarla kahve içmek, bol kitap okumak, her fırsatta yeni bir yer keşfetmek gibi listeyi sonsuza uzatabilirim ama galiba en önemlisi güne başlarken o günü mutlulukla ve huzurla geçireceğime gayret edeceğim sözüyle uyanmak… Yeni yazınızı sabırsızlıkla bekliyoruz… Sevgiler.
Teşekkürler Reyhan hanım. Yine doktor olmanın etkisi ile bu pencereden yorum yapmak istiyorum. Geçmişe takılan DEPRESYON, geleceği çok düşünen KAYGI BOZUKLUĞU yaşar, huzurun sırrı an’ı yaşamaktadır.