Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 7°C
Hafif Kar Yağışlı
Bursa
7°C
Hafif Kar Yağışlı
Paz 8°C
Pts 9°C
Sal 11°C
Çar 12°C

Herkesin Cenneti Kendine

5 Ağustos 2021 10:07
642
A+
A-

Bu gün bir yerde çok ilginç bir yazı okudum. Dünyadaki toplumların veya milletlerin cennet ve cehennem kavramlarını anlatıyordu. Daha önce de Kurban Bayramı’nda yazmıştım cennet ve cehennem hakkında. Ama okuduğum yazı çok ilgimi çekti ve yine aynı konuya girmek zorunda hissettim kendimi.

Afrika’nın veya Arap yarımadasının çöllerinde yaşayan insanların cennet ve cehennem kavramları ile Kutuplara yakın olan İskandinav ülkelerinde yaşayan insanların cennet ve cehennem kavramları düşündüğümüzden çok ama çok farklı olabiliyor. Çölün kavurucu sıcağı ve kum fırtınaları yüzünden burada yaşayan insanlara göre öteki dünyadaki cehennem bu sıcakların yüzlerce kat fazlası ve karanlıklar olarak algılanmakta. Cennet ise buz gibi suların aktığı ırmaklar, yemyeşil ovalar ve yemyeşil ağaçlar. Her tarafından su kaynayan pınarlar ve sürekli serin ve bir zerre dahi tozun olmadığı yerlerdir. Çünkü bu dünyada sıcaktan ve kum fırtınalarından o kadar çok ızdırap çekmiştir ki algılamasının da böyle olması çok doğal geldi bana.

İskandinav ülkelerinde yaşayan insanlar da yılın neredeyse tamamında buz gibi soğuk ve her taraf bembeyaz karlarla kaplı, ısıtmayan bir güneş ve neredeyse yılın tamamı gece olan bir coğrafyada cehennemi bundan daha da soğuk ve her tarafın ve ırmakların bile donduğu, kapkara bir dünya olarak düşünürler. Cennet ise, ışıl ışıl parlayan ve iliklerine kadar ısıtan bir güneş, sıcacık kumlar, kumsallar ve suları sıcak akan ırmaklar olarak algılanmaktadır. Bana göre böyle algılamaları da çok doğaldır.

Gelelim ülkemize, cehennem denilince yurdum insanının aklına tıpkı Arap çöllerindeki insanlar gibi tarifi bile çok zor olan ateşten çukurlar gelmektedir. Gerçi bunda son yüzyıllardaki Arap kültürünün etkisinde kalmak da önemli bir rol oynamıştır ya. Cehennemi hep ateş ateşten çukurlar olarak, cenneti ise yemyeşil çayırlar, yemyeşil ormanlar, her çeşit meyve ve her türlü yiyeceğin sınırsız olduğu, buz gibi suların aktığı ırmaklarla dolu bir dünya olarak algılarız. Halbuki şöyle bir düşündüğümüzde üzerinde yaşadığımız coğrafyanın her tarafının cennet olduğu su katılmaz bir gerçektir bana göre. Ülkenin kuzeyine ve doğusuna gittiğinizde kar ve buz ve soğuk bir iklim. Batısına ve güneyine indikçe ısıtan bir güneş, pırıl pırıl kumsallar ve “Gel bana” diye adeta bağıran bir deniz. Herkesin kendi hayaline göre canlandırdığı bir cennetler ülkesi gibiyiz. Böyle her çeşit iklimin ve doğanın var olduğu bir ülkede cennet aramaya gerek yoktur.

Ancak, son günlerde bu cennetlerimiz tıpkı hayalimizdeki cehenneme çevrilmeye başladı. Bağışlayın lütfen bahsetmeden geçemiyorum günlerdir söndürülemeyen orman yangınları yemyeşil dağlarımızı kapkara cehennem çukurlarına dönüştürmeye devam etmektedir. Tüm dünya ülkelerindeki insanların kurdukları cennet algıları bizim ülkemizde varken cehenneme dönmeye başladı.  Yani kendi cennetlerimizi kendi cehennemlerimize çevirdik. Daha önceleri de birçok kez dediğim gibi cennet de biziz cehennem de. Cennet de bizlerin elinde cehennem de.

Önemli olan bu cennetlerimize sahip çıkmak ve onlara dört elle sarılmak ve korumak olmalı. Bunun için de el ele ve gönül gönüle vermeli ve yeniden cennetlerimizi kurmalıyız. Pes etmeye hakkımız yok. Çok sevdiğim bir sözle bitirmek istiyorum.

BİZ DÜNYAYI TORUNLARIMIZDAN ÖDÜNÇ ALDIK, EMANETE İHANET ETMEYELİM.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
2 Ocak 2021 12:35
30 Mayıs 2021 12:30
18 Ağustos 2021 08:56
22 Kasım 2021 10:51
9 Mart 2022 06:25
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.