Herkes sevgiyi arıyor!
İlk yazıya gösterdiğiniz teveccüh için teşekkür ederek başlamak istiyorum. Yorumlarınızı okumak çok güzeldi, yoluma ışık tuttu ayrıca sizlerin anılarına da benim yolculuk yapmamı sağladı.
Yorumlarınız, önerileriniz sizden gelenler benim için hep önemli ve daima desteklerinizi bekliyorum.
Yazmak, yorumlar almak da sevgiye dair bence.
Benim mahlasım gibi oldu ya “dünyayı sevgi kurtaracak”.
Ben sevgiye inanan ve sonsuza kadar inanmaya devam edecek bir romantigim. İyiliğe, mutlu sonlara inanmaya da devam edeceğim.
Kötü kalpli olmaya, yardımsever olmamaya karar verdim çokça incitildigim vefasızlığa ugradigim için kararımı uygulayabilirim sandım olmadı.
Akrep akrepligini, derviş dervisligini yapmaya devam etsin, devran döner hesap yerini bulur.
Ben sevgisiz yasamayanlardanim, sevgi almalı, sevgi vermeliyim beni ayakta tutan güç de bu.
Bu konuyu çok düşündüm sonuç olarak insanların aslında kendilerini sevmediklerine karar verdim.
Herkes sevilmek istiyor, sorarsanız herkes çok seviyor güçlü bir sevgiyle karşılaşan arkasına bakmadan kaçıyor.
Şu aralar bizim dost meclislerinde liste başı gündem bu. Herkesin anlatacak bir yaşanmışlığı var.
Kendini kabul edememiş, kendiyle barışık olmayan bu insanlar büyük laflar edip sonuç olarak da büyük kaçıyorlar:)
Peki bu neden böyle (psikoloji bilimi mensupları bir açıklama lütfen) yani niye bazılarımız için sevgi ihtiyaçken bazılarımız için tehdit?
Cevaplarınız üzerinden devam ederiz.
Benim olasılıklarım arasında küçükken hepimizin eşit sevgi görmediği var.
Bazılarımız büyürken, bazılarının hala ergenlikte sıkışıp kalmış, şımarık çocuklar olduğu da benim olasılıklarımdan.
Anne babalar lütfen sevmeyeceğiniz çocuklar getirmeyin dünyaya. Sonra kendilerini de, kimseyi de sevmiyorlar, mutsuz, öz güvensiz oluyorlar.
Babaanne&dedeyle aynı evde büyüyen nesil burada mı?
Biz hayata bir sıfır önde başlayan nesiliz. Böyle yazınca daha genç jenerasyon sanmasın ki simartilarak büyüdük aksine disiplinli ve sorumluluk sahibi olarak büyütüldük.
Ama sevildik, masallar anlatıldı, fast food gıdalar, kuryelerden yiyecekler yoktu ama soba üzerinde yapılan kestaneler, patlatılan mısırlar vardı. Jetonlu oyuncaklar AVM ler yoktu ama elimizden tutup doğa da gezdirirdiler, lüks tatillerin yerine yatılı kalmaya gidilen aile gezileri vardı.Pahali oyuncaklar yerine evcil hayvan sevdik bahçe de bitki yetistirdik.
Sözün özü zaman ayrıldı değerli hissettirildi. O yüzden öz güvenli, sevgiyi taşıyabilen olgun yetişkinler olabildiğimizi düşünüyorum.
Sevgisiz dünyada savaşlar oluyor, canlar ölüyor, kalpler kırılıyor, göz yaşları akıyor.
Gece kitap okuyarak uyutulan, sabah gülücüklerle uyandirilan, hayır demek için bile olsa soru sorulup cevaplanan çocuklar sevginin değerini bilecek.
Dünyayı bireysel olarak iyilestirme gücümüz yok ama iyi çocuklar yetiştirerek sevgi çemberini oluşturabiliriz. Eski okurlar bilirler iyilik zincirimiz vardı, iyilik yaparak, iyi kalmayı başararak ona halka ekliyorduk. Sevgi en güçlü sihir bence, sevgiye dair herşey büyük güce sahip.
Ne olur sevmekten, sevilmekten vaz geçmeyelim çünkü dünyayı sevgi kurtaracak.
Sevgili arkadaşım yazılarını takip ediyorum ve sevginin gucune inanıyorum.seninle tanışmamızdan bu yana yillar gecti.Cocuklarimjz buyudu .sevdiler sevildiler..seviliyorsun canim benim
“Kötülüğün egemenliğini ancak iyilik zincirleriyle etkisiz hale getirebiliriz” diyerek dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu şu günlerde sevgiye dair güzel yazınız için tebrik ederim.
Tebrik ederim Reyhan hanım, yine su gibi yüreğimize aktı yazınız. Küçücük bir ekleme yapmak isterim bu konu üzerine ; insanın yaşlandıkça iyi ki’ leri keşke’ lerinden fazla olmalı, mutlu olmanın ve mutlu etmenin sırlarından biri bu bence.
Sevmek, sevilmek aileden öğrenilebilen kabiliyetler, çok haklısınız. Bence ilişkilerdeki en önemi değer samimiyet ve doğallık, son dönemde en çok bunlar kayboldu sanki. Güzel değerlerimizi hatırlatan yazınız için teşekkürler. Umarım anne-babaların önce kendilerine sonra çocuklarına sonra tüm yaratılmışlara koşulsuz sevgi ve saygıyla davrandığı güzel nesillere doğru evrilir dünya…
Mutlu sonlar istiyorsak,dipsiz acılar çekilmeden mutlu sonlar yaşanmıyor.Ayrıca mutluluk için çok umut beslemeye gerek yok.Dediniz ya fastfood kültürü diye .Tam da o işte günümüzde mutluluklar kısa süreli yani bizim için mutluluklar şarap eşlilğin harika bir yemek ise günümüz için mutluluklar ayak üstü yemek gibi kısa ve geçici..
Çok güzel anlatmışsın bizim çocukluğumuzu kalemine yüreğine sağlık canım
Tebrik ederim, umudum dünya sevgi ve iyilerin hüküm sürdüğü bir hayat olacaktır.
Cihan Sudi Anbar
Şahane ve icten bir yazi. Her satirina katiiyotum. Elinize saglik. Selamlar – saygılar …
KALEMİNİZE VE RUHUNUZA SAĞLIK. YİNE GÜZELİZ SAYENİZDE. SEVGİ İÇERDE…
Harika bir konuyu kaleme almışsınız.gönlünüze,kaleminize sağlık.