Dolar 34,5557
Euro 36,4648
Altın 2.962,44
BİST 9.144,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 21°C
Az Bulutlu
Bursa
21°C
Az Bulutlu
Cum 18°C
Cts 6°C
Paz 7°C
Pts 9°C

Hasta ve Yalnız

16 Ekim 2021 09:34
817
A+
A-

Dört gün önce boğazımda bir yanma ve yutkunurken hafif bir zorluk hissedince sabah erkenden aile hekimime gittim. Genellikle üşüttüğüm zamanlarda ilk belirtilerim böyle olur. Bunu bildiğimden rahattım ve aile hekimim de ihtiyaten antibiyotik başlattı. Çok şükür ne ateşim oldu, ne de başka bir korkutucu belirti. Ama bildiğiniz grip başlangıcı ve gripal sıkıntılar yaşadım. Bu nedenle pek yazamadım sevgili dostlarım. Ve ne çok özlediğimi fark ettim yazmayı. Bu dört günlük zaman zarfında şunu gördüm ki hastalığın her türü çok zor ama en kötüsü de yalnızlıkmış. Allah kimseye dermansız dert vermesin, herkes sağlıklı yaşasın.

Hayat denen süreç sürekli olarak sağlıklı ve mutlu geçmiyor. Bu süreçte küçük, büyük bir takım hastalıklar olabiliyor. Tıbbın her geçen gün geliştiği dünya üzerinde birçok hastalığın çaresi ve ilacı var. Ancak, bazı hastalıkların ne yazık ki hala bir çaresi bulunamadı. Hele son iki yıla yakın süreçte yaşanan COVID-19 virüsünün yarattığı çaresizlikleri düşününce ve de görünce çok üzülüyorum. Bu hastalık ve virüs hakkında herkes bir şeyler söylüyor ve herkes bir şeyler biliyor. Bense hiç bir şey bilmediğini bilenlerdenim. Çünkü tıp eğitimi almadım ve tıp bilimine inanmak zorunda hissediyorum kendimi. Bir başka bildiğim de bu hastalığa karşı en büyük önlem temizlik ve de sağlıklı beslenip vücudumuzun direncini arttırmak. Aşıya inananlardanım ve bilim insanlarının önerdiği üzere tüm aşılarımı yaptırıyorum.

Ancak bugün bahsetmek istediğim ne COVID-19 ne de herhangi bir hastalık. Bu gün çaresizliğin ve yalnızlığın ne kadar korkunç olduğunu kendi yaşadıklarımdan esinlenerek anlatmaya çalışacağım. Evlerinin bitmesini bekleyen kızım, damadım ve bana göre dünyanın en güzel kızı torunum İkra İpek bizde kalıyorlar. Haliyle eve gidince bu şekeri koklamak ve sevmek istiyorum. Ama ne mümkün, “doğru banyoya ve oradan da odana” komutuyla sadece uzaktan görmekle yetinebiliyorum. Yemeğim maskeli insanlar tarafından odama getiriliyor ve yine maskeli insanlar tarafından geri götürülüyor. Odamdan başımı dışarı çıkartmadan sadece kapıyı aralayıp sesleniyor ve isteklerimi bildirebiliyorum. Zira at izi it izine karışmış misali her soğuk algınlığı veya hafif bir kırıklık pandemi süreci nedeniyle endişeyle karşılanıyor. Bir de bebeğin annesinin aşırı koruma içgüdüsü eklenince yapayalnız hissediyor insan kendisini. İşte bu yalnız gecelerimde oturup bilgisayarın başına yazma gücümün de olmaması nedeniyle sürekli uyudum ve uyanık zamanlarımda da yalnızlığın ne kadar zor bir durum olduğunun daha bir farkına vardım.

Kafam nerelere gitmedi ki? Böylesine hafif bir soğuk algınlığı ya da gripte içine çekildiğiniz yalnızlık kuyusu, Allah kimsenin başına vermesin daha ağır bir hastalıkta nasıldır kim bilir diye çok ama çok düşündüm ve üzüldüm. İnsan bir yandan sağlığına kavuşup kavuşamayacağı düşüncesiyle ne zaman öleceği düşüncesi içerisinde gidip gelirken tek başına kaldığını ve çevresinde hiç kimsenin olmadığını görünce çıldıracak gibi olacaktır. Uğrunda canını vermekten çekinmeyeceği evlatları dahi yanına gelemeyecek ya da yanına gelmekten korkacaklardır. Korkmasalar bile bu durum yasaklanmış olduğundan çaresizlik içerisinde bekleyeceklerdir. Böylesi bir durumda ölüm belki kurtuluş olacaktır. Zira yalnızlık yeryüzünde hiç kimsenin çok fazla bir süre dayanabileceği bir durum değildir. Bir süre sonra yalnız kalan insan kendi kendine konuşmaya başlayacak veya iyice içine kapanıp hayata tamamen sırtını dönecek ve kaçınılmaz sonun bir an önce gelmesi için dua edecektir.

Yalnızlık evrendeki en kötü hastalıklardan birisidir bana göre. Hele hele ömrünü hep kalabalıklar içerisinde geçirmiş benim gibi biri için dayanılmaz büyük acılar verebilecektir. Bu nedenle bu kısacık ve (umuyorum) basit bir soğuk algınlığı bile yalnızlığın ne kadar kötü olduğunu gösterdi bana. Bu gerçekleri gördükten sonra o şımarık “alıp başımı da gitsem şöyle bir ıssıza. Kafayı dinlesem ve kimse olmasa yanımda” diye aptalca söylemlerde bulunmayacağıma söz verdim. Önce sağlığıma kavuşup sonra da kendi yalnızlığımı kendi içimde hiç kimseyle paylaşmadan ve hiç de yalnız kalmadan yaşamaya karar verdim. Öyle ki, sağlık olmadan sayısız ve sonsuz servetiniz hiçbir işe yaramayacaktır. Ancak, bu hastalığım bir şeyi daha gösterdi; hayatımdaki kuru kalabalıklardan kurtulmam ve gerçek dostlarımla birlikte olmam gerektiğini de bir kez daha anladım. Son zamanlarda çok sık söylediğim gibi insan hayatındaki safralardan kurtulmalı ve yükünü hafifletmeli ki yaşamı daha sakin, daha kaliteli ve daha eğlenceli olsun.

Sağlıklı olmanız ve yalnız kalmamanız dileğiyle.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
21 Nisan 2021 08:39
12 Temmuz 2021 01:12
12 Nisan 2021 17:53
5 Mart 2021 12:24
4 Ocak 2021 11:34
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.