Güvenmek
Ummak, inanmak anlamlarında kullanılan bir sözcük olan Güven, günümüzde her geçen gün önemini yitirmektedir. İnsanların birbirlerine güven duymadığı zamanlara gelinmiştir. Neredeyse insanların birbirlerine arkasını dahi dönmekten çekindiği, her an nereden gol yerim diye tedirginleştiği bir çağdayız. Gerçi güven duygusu insanlığın ilk yıllarında çok büyük bir yara almışsa da binlerce yıldır var olmasına çalışılmış bir duygudur. Adem’le Havva’nın ilk oğlu Kabil kardeşi Habil’i öldürerek ilk kardeş kanını akıtmakla kalmamış ve güven duygusuna da ilk darbeyi vurmuştur. Böylece o günden bu güne güven duygusu ve güvenmek olgusu hep tartışılagelmiştir.
Güven duygusunun geliştiği ve pekiştiği durumlarda toplumlar ve toplumların oluşturduğu milletler daima gelişmiş ve büyümüşlerdir. Güven duygusunun yitirildiği zamanlarda ise çöküşler ve yok oluşlar başlamıştır. Şöyle bir tarih gezintisi yapalım. Ertuğrul Gazi oğlu Osman Gazi’ye güvenmiş ve bu güven duygusunun getirdiği birliktelikle yavaş yavaş Osmanlı Devleti kurulmuştur. Bu devlet İstanbul’un fethi ile birlikte tüm sınırları aşarak Devletten İmparatorluğa yükselmiştir. Bütün bu gelişmeler ve büyümenin temelinde kahramanca dövüşen askerlerin birbirleri için canını feda etmekten kaçınmamaları, Padişahlarına, ülkelerinin adaletine ve sonuna kadar birbirlerine güvenmeleri yatmaktadır. Ne zaman ki saraya ganimet halinde cariyeler alınmaya ve bu cariyelerden de çocuklar olmaya başlamış ve güvensizlik de ortaya çıkmıştır. Tahta çıkan Padişah ilk iş olarak kardeşlerini boğdurmuş ya da öz çocuklarını öldürtmüştür. Bunun temelinde güvensizlik yatmaktadır. Ki, bu da Osmanlı İmparatorluğunun çökmesi ve yok olmasına kadar gitmiştir.
Sporda ve özellikle takım sporlarında da güven duygusu ve güvenmek çok önemlidir. Kalecisine güvenmeyen bir takım dokuz kişiyle savunma yapar ve enikonu gol yiyerek mağlup olur. Ya da sırıkla atlayan atlet sırığına güvenemiyorsa başarısız olur. Sürekli olarak “ya sırık kırılırsa” endişesiyle başarılı olmak hayaldir. Veya bayrak yarışında koşan atletlerin birbirlerine dahi bakmadan bayrak değiştirmeleri tamamen güvene dayalı bir spor dalıdır. Sirklerdeki trapezcileri düşünelim bir de. Trapezde sallanan sporcu partnerini havada yakalayamazsa sonuç facia olur.
İş hayatında da başarının en büyük anahtarı güven duygusudur. Bir ekip çalışması olmadan başarıya ulaşmak mümkün değildir. Kendi işimden bir örnek vereyim; Eksperin sahadaki çalışmasını müteakip içerideki kadro gereken çalışmayı yapamaz, Tramer girişini aksatırsa ya da tedarik işlemlerini yanlış yaparsa tüm emekler boşa gitmiş olur. Böylece mağdur insanların zararlarını gidermesi zorlaşır.
Toplumlardaki en büyük güven duygusu da yasalara ve adalete olan güven duygusudur. Ülkesindeki yöneticilere, yasalara ve adalete güvenmeyen toplumlar kendi adaletlerini sağlamaya çalışırlar ki bunun sonu kargaşa ve çatışmadır. Çatışmalar da bir toplumun sonunu getiren en önemli parçalanmışlıklardır. Bir toplumu ele geçirmek isteyenlerin en çok başvurdukları yoldur adalete olan güven duygusunu yok etmek.
Güven duygularının olumlu ve olumsuz taraflarını muhtelif örneklerle anlatmak mümkündür. Ancak, yaşamın bazı bölümlerindeki güven duygusu belki de yaşamın ta kendisidir. Sevdiğiniz insanın gözlerinde yakaladığınız güven duygusu yaşamdaki en güzel duygulardan bir tanesidir. Eğer sevdiğiniz insan size güveniyorsa ya da siz sevdiğinize güveniyorsanız dünyadaki en güzel sevgiyi paylaşıyorsunuz demektir. Bilirsiniz ki trapez sporcuları gibi gözü kapalı onun ellerinde hayat bulursunuz ya da yok olursunuz. Ya sizi kendi canı pahasına havada tutabilecek ya da başınızın üstüne çakılmanızı seyredecektir.
Zaten hiçbir ilişki güven duygusu olmadan yürümez. Güven sevgiden beslenir ve güçlenir. Sevginin olmadığı yerde güven olmaz, güvenin olmadığı yerde sevgiden de söz edilemez. Sevdiklerine mi güvenmeli insan yoksa güvendiklerini mi sevmelidir?
O halde günün sorusu; Sevgi mi güvenden doğar, güven mi sevgiden doğar? Ya da sevgi ve güven birbirini bütünleyen duygular sarmalı mıdır? Sanırım sevgi ve güven birbirinden ayrılmayan duygular sarmalı ve yumağıdır.
Güven duygularını yitirmeden sonsuza kadar sevebilmeniz ve yaşamanız dileğiyle.