Dolar 34,7401
Euro 36,5750
Altın 2.957,37
BİST 9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa °C
Bursa
°C
°C
°C
°C
°C

Bursa Coronavirüs’te 3’ncü zirveyi yaşıyor

Bursa Coronavirüs’te 3’ncü zirveyi yaşıyor
25 Kasım 2020 19:49 | Son Güncellenme: 25 Kasım 2020 20:30
427
A+
A-

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası konuşuyor. Bakan Koca aralarında Bursa’nın da bulunduğu batıdaki illerin üçüncü zirveyi yaşadığını söyledi.
Sağlık Bakanı Koca ayrıca Bursa’da vaka sayısının son 3 günde düştüğünü dile getirdi. Coronavirüs’te son durumu paylaşan Fahrettin Koca, “Son 3.5 aydan bu yana ağır hasta sayımızda artış 8 kata yakın oldu. Hatta 9 kat… Bugünkü Vefat sayımız 168. Bugün, en yüksek vefat sayımız” ifadelerini kullandı. Bakan Koca bugünkü vaka sayısını da açıkladı: 28 BİN 351…

 

Türkiye geçen hafta cuma günü itibarıyla yürürlüğe giren yeni tedbirlerle ağırlaşan coronavirüs tablosuyla mücadele etmeye çalışırken, vaka ve ölü sayısı maalesef her geçen gün artıyor… Uzmanlar, bu sayıların 1-14 gün önceki durumu yansıttığını belirtirken, yeni kısıtlamaların etkisinin ise gelecek hafta pazartesi itibarıyla görülmesi bekleniyor. Bu şartlar altında Sağlık Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren coronavirüs Bilim Kurulu üyeleri 17.00’da bir araya geldi. Toplantı az önce sonra erdi ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca kritik açıklamalar yapıyor.

Son günlerde salgının başından bu yana en yüksek hasta ve can kaybı sayılarına ulaşıldı. Hasta sayısı 7 bini geçti. Bilim Kurulu toplantısında, muhtemel yeni önlemlerin masaya yatırılması bekleniyordu.

İŞTE BAKAN KOCA’NIN AÇIKLAMALARI

Kovid pandemisine yol açan virüs insanlığın ilk defa karşılaştığı bir virüs. Tanıdıkça mücadele stratejiimiz ve tedavi algoritmalarımız da değişebiliyor. Yeni test yöntemleri ortaya çıkabiliyor. Bu, dünyada da bu şekilde seyrediyor. Bir ülkenin çok yarar gördüğünü ileri sürdüğü tedaviyi bir başka ülke etkisiz ilan edebiliyor. Bilinmezliklerin yanında firmaların, tanıtımların da bu dinamikte rol aldığını görmezden gelemeyiz.

Ülkeler sosyoekonomik düzeyler, geçmiş tecrübeleri ve imkanlarına göre virüsle mücadele ediyor. Birçok ülkenin aksine Türkiye sağlık sistemi pandemiyi sürpriz olarak karşılamadı. Ülkemizde hastalık görülmesi üzerine yoğun bir mücadele dönemine girdik.

ÜLKE KAYNAKLARI SEFERBER EDİLDİ

Hastanede elektik vakaların elenmesi, acil durum hastaneleri yapılıp devreye alınması, pozitif vakaların izolasyonu, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat kısıtlamaları, uzaktan eğitim başta olmak üzere çok sayıda tedbiri hayata geçirdik. Hayat Eve Sığar mobil uygulamasını geliştirerek riskli bölge ve kişileri takip etmeye başladık. Tanı kiti, koruyucu malzeme, ilaç ve solunum cihazı temini ve üretim kapasitesinin artırılması için bütün ülke kaynaklarını seferber ettik. Teknolojik ürün imal ettik.

Kendi aşımızı üretmek için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık. Yaygın bir temaslı taraması, filyasyon ağı oluşturduk. Valilerimizin ve belediyelerimizin desteğiyle oluşturulan motorize ekipler salgın kontrolünde önemli rol üstlendi.

TÜRKİYE DÜNYADA FARK YARATTI

İzolasyondaki kişilerin düzenli takibi yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Türkiye yaygın filyasyon yapılması, ülke genelinde standart tedavi protokollerini uygulanması gibi hizmetler bakımından dünyada fark yarattı.

Ulaşımın arttığı Kurban Bayramı sonrası Anadolu’da hızlı bir artış yaşadık. Konya, Kayseri, Gaziantep, Batman, Van, Muş, Hakkari ve Ankara’da yüzde 100’ü geçen artışlarımız oldu. Eksiklerimizi, hatalarımızı, ihmal ettiklerimizi detayına kadar tespit etmeye çalıştık. Hem merkezi yönetim hem de yerel idarecilerimiz üzerlerine düşeni yaptı. Alınan tedbirler sayesinde artış kısa zamanda kontrol altına alındı.

Test sonuçlarının hızlandırılması, tedaviye erken başlama, filyasyon ekiplerinin artırılıp filyasyon süresinin kısaltılması gibi bilinen tedbirlerin yanında hastalanerimizde yoğun bakım yataklarını artırdık.

Mahallinde yaptığımız müdahalelerle hasta sayılarında dramatik düşüşler sağlandığını, hastanelerimizin yükünün hafiflediğini gördük. Bu tedbirlerle hayatı kısıtlamadan, sokağa çıkma kısıtlılığı gibi yasaklayıcı önlemler almadan olumlu neticeler alabildik.

VAKALAR SİSTEMİMİZDE KAYITLI

Temmuzdan sonra test yaptığımız grubun özelliği nedeniyle sadece semptomlu hastaları bildirdiğimizi ifade etmek için veri tablomuzda hasta kavramını kullanmayı tercih ettik. İleri sürülen iddiaların aksine verdiğimiz verinin doğru anlaşılmasını sağladık. Hayati risk taşıyan ağır vakalarımızın sayısını paylaşmayı tercih ettik.

Sağlık personelimizin insan üstü gayretle çalışmasına yol açan hastaneye yatma durumunda kalan hastalardır. Bu yüzden hasta ve ağır hasta sayılarımızı her gün kamuoyuyla paylaştık. Sağlık sistemimize esas yükü bunlar oluşturuyor. Ancak görüyorum ki vatandaşımız pozitif çıkan, evinde takip edilen, izolasyonda tutulan vakaların hepsinden haberdar olmak istiyor. Bu vakalarla ilgili her türlü bilgi sistemimizde kayıtlı.

GÜNLÜK VAKALAR DA TABLOYA GİRİYOR

Filyasyon ekiplerimizin tespit ettiği temaslılar da anlık olarak sistemimize işlenmektedir. Güvenlik güçlerimiz, kamu kurumlarımız, okullarımız, belediyelerimiz dahil bu sisteme erişip sorgulama yapabilmektedir. Testi pozitif olanlar ve bunların temaslılarını HES kodu üzerinden sorgulamak mümkündür.

Laboratuvar altyapısı yeterli olan bütün sağlık kuruluşlarımızı yetkilendirdik. Önümüzdeki günlerde kapasitemizi 200 binli rakamların üzerine çıkaracağız. Test kapasitemizin geldiği nokta ve test politikamızın revizyonu konusu Bilim Kurulu’nda gündem oldu. Artık açık test politikasına geçtiğimiz söylenebilir. Semptom göstermeyen pozitif vakaları da günlük tabloda vermeyi düşünüyoruz.

AÇIK TEST POLİTİKASINA GEÇİLDİ

Filyasyon ekiplerimizin tespit ettiği temaslılar da anlık olarak sistemimize işlenmektedir. Güvenlik güçlerimiz, kamu kurumlarımız, okullarımız, belediyelerimiz dahil bu sisteme erişip sorgulama yapabilmektedir. Testi pozitif olanlar ve bunların temaslılarını HES kodu üzerinden sorgulamak mümkündür.

Laboratuvar altyapısı yeterli olan bütün sağlık kuruluşlarımızı yetkilendirdik. Önümüzdeki günlerde kapasitemizi 200 binli rakamların üzerine çıkaracağız. Test kapasitemizin geldiği nokta ve test politikamızın revizyonu konusu Bilim Kurulu’nda gündem oldu. Artık açık test politikasına geçtiğimiz söylenebilir. Semptom göstermeyen pozitif vakaları da günlük tabloda vermeyi düşünüyoruz.

Pandemi seyrini daha iyi anlayabilmek, sağlık sisteminin verdiği yanıtı daha iyi kavrayabilmek, rehavete düşmemek için dikkatimizi günlük hasta sayılarına ve ağır hasta sayılarına odaklanmamızı tavsiye ederim. Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Aşı adayları geliştirmeye çalışan ender ülkelerden biriyiz.

Pandemi seyrini daha iyi anlayabilmek, sağlık sisteminin verdiği yanıtı daha iyi kavrayabilmek, rehavete düşmemek için dikkatimizi günlük hasta sayılarına ve ağır hasta sayılarına odaklanmamızı tavsiye ederim. Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Aşı adayları geliştirmeye çalışan ender ülkelerden biriyiz.

TÜRK AŞISINDA İKİNCİ DOZ İÇİN TARİH VERDİ

44 gönüllüye uygulama yapıldı. Şu ana kadar ciddi bir yan etki görülmedi. İkinci doz aşılama 26 Kasım-14 Aralık tarihleri arasında yapılacak. Nisan ayında ilk aşımıza kavuşmayı ümit ediyorum. 15 aşı da desteklenmeye devam edilmektedir. Aşı konusunda çalışma yapan bütün bilim adamlarımızı ayrım yapmaksızın destekliyoruz. Bu arada da Çin ve Almanya kaynaklı aşıların ülkemizde çalışmaları yapıldığını paylaşıyoruz.

Bu ülkeden aşıya kavuşacağımız düşünüyorum. Risk gruplarını kademeli olarak aşılamayı düşünüyoruz.

BURSA ÜÇÜNCÜ ZİRVEYİ YAŞIYOR

Halihazırda 100 bini aşkın pozitif vaka yaşam mücadelesi veriyor. Dünyada ilk zirvenin yaşandığı nisan ayında günlük yeni vaka 80 bin civarında iken kasım ayında 660 bini aştı. İstanbul, İzmir, Bursa gibi illerimizde başlayan artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumda. Bu artışı göğüsleyebilmiş durumda isek de gidişatı azaltabilmek için radikal tedbirlere başvurmamız kaçınılmaz olmuştur.
Geçen hafta bir dizi kısıtlayıcı kararlar yürürlüğe kondu. Önce Anadolu illerimizde, ardından ağırlıklı olarak ülkemizin Batı yakasında artışlar oldu. İstanbul, Bursa, İzmir üçüncü zirveyi yaşıyorlar. Geçen hafta sayın Cumhurbaşkanımızca açıklanan tedbirlerin etkisin yakından takip ediyoruz. İstanbul dahil bazı illerimizde kısmi bir düşüş başladıysa da henüz kesin bir yargıya varmak zor.

BURSA’DA YOĞUN BAKIM DOLULUĞU YÜZDE 73

Bursa’da servis doluluk oranı yüzde 64,2, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 73.1, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 36.6 olarak açıklandı. Bursa Şehir Hastanesi işimizi kolaylaştırdı. 3 gündür vaka sayılarında bir azalma var.

KENTLER TEK TEK AÇIKLANDI

Hatay, Adana, Osmaniye, Mersin, Artvin, Edirne, Samsun, Kırklareli, Tokat, Trabzon, Aydın, Zonguldak, Ordu… Çanakkale’de yüzde 50 ile yüzde 100 arasında artışlar oldu.  Antalya, Düzce, İzmir, Manisa ve Tekirdağ bu sınıra yaklaştı. Altyapımızın gücü yanında her kapasitenin de bir sınırı vardır. Hiç kimse kendini mücadele sorumluluğu taşımaktan uzak görmesin. Hiç kimse ‘Hasta olursam sağlık çalışanlarını tedavimi nasıl olsa yapar’ kolaycılığına düşmesin.

Sağlık personelimizin ailelerinin yanına döndüğünde yorgunluktan onlara ayıracak vakti kalmadığını unutmayalım. Sağlık ordumuz yıllık izinlerini bile kullanamamaktadır. Onlara destek verelim, kalabalıklardan uzaklaşalım, eş-dost-akraba ziyaretlerini erteleyelim. Yasakları beklemeden hayatımızı tanzim edelim.

Her bir daire bir ili gösteriyor. dörde bölünmüş olan bu tablonun sol üst boşluğuna yoğunlaştığını görüyoruz. Yani özellikle Türkiye’de vakaların bütün illerde neredeyse arttığını, ortalamanın üzerinde ciddi bir artış olduğunu, Mersin, Edirne, Kocaeli, Bursa, Kırşehir, Hatay, Osmaniye, Adana’nın yüksekliğini gösteren, pnömani oranının düştüğünü hepsinde gördüğümüz, tedaviyle her geçen zatürre oranını düştüğünü görüyoruz. Ama vaka oranının bütün illerde artışta olduğunu söyleyebilirim.

ZATÜRRE ORANI DÜŞTÜ

İlaçların kullanımıyla birlikte zatürre oranlarımızın ne kadar düştüğünü görmüş oluyoruz. Doluluk oranlarına baktığımızda, İstanbul’da yoğun bakım doluluk oranı yüzde 70’lere dayanmış durumda. Bu oranın oldukça yükseldiğini, yer yer bazı hastanelerimizde yoğun bakım sorunu yaşandığını görüyoruz.

Ankara’da ise servis doluluk oranı 62.3, yoğun bakım doluluk oranı 75.4. Ankara’da da yoğun bakım doluluk oranının arttığını görmüş oluyoruz. Yüzde 25 yatağın boş olduğu anlamına geliyor ama bu boşluğun sadece Covid hastaları için kullanılmayacağını bilelim. Çünkü bazı diğer hastalıkların da tedavisini yapıyoruz. Bursa benzer bir ilimiz. Yüzde 75.8 doluluk oranı, servis doluluk oranı 64.2. Bursa’da şehir hastanesinin varlığı var olan hastayı tedavi etmede büyük kolaylık sağlamakta. Bursa’da özellikle son üç günden bu yana azalış dönemine girdiğini söyleyebilirim.

BUGÜNKÜ VAKA SAYISI: 28 BİN 351

29 Temmuz’dan bu yana neredeyse her gün ağır hasta sayısının arttığını biliyoruz. Son 3.5 aydan bu yana ağır hasta sayımızda artış 8 kata yakın oldu. Hatta 9 kat… Vefat sayımız 168 bugün, en yüksek vefat sayımız.

Bugün vaka sayısı olarak da 28 bin 351. Toplam vakamız bugün itibarıyla 28 bin 351. Toplam günlük vaka sayısı, yani pozitif olan herkes, artı hasta sayısı olarak da ayrıca bu sütunu devam ettirmeyi düşünüyoruz.
Yarından itibaren görmüş olacağız.

AŞI ÇALIŞMALARI NE DURUMDA

Dünyada faz 3 çalışmasına geçmiş epey aşı oldu. Toplamda 60 küsür aşının faz-1, faz-2 safhasında olduğunu, faz-3 safhasında da önemli miktarda aşı oldu. Bu aşılardan 2 tanesinin faz-3 çalışmaları Türkiye’de devam ediyor. Bir tanesi Pfeizer, bir tanesi de Snovak. İkisinin de faz çalışmaları devam ediyor. ikisinde de önemli, ciddi yan etkileri olmadığını söyleyebilirim. Erken dönemde uygulamaya geçecek aşılarla ilgili yakın takipteyiz.

Bir diğer aşı da Rusya’da geliştirilen aşı. O aşının da toksikoloji boyutuyla ilgili tamamlanması gereken bir durum söz konusu idi. Yakın zamanda laboratuvarımızda çalışma başlamış olacak. Dolayısıyla faz-3 çalışmasını devam ettirmek mümkün olacak.

Bu aşıların, yani vatandaşımıza uygun bulduğumuz aşının etkinlik ve güvenilirliğini önemsiyoruz. Etkin ve güvenilir olduğunu bildiğimiz aşıları erken dönemde tedarik ederek vatandaşımızla buluşturmak istiyoruz. Bizim bu dönemde Snovak dediğimiz inaktif aşıyla diyaloglarımız devam ediyor. Bir sözleşme yapıldı. Aralık, ocak ve şubat ayında bir sorun olmazsa yapılan sözleşme ile 50 milyon aşı için imza atıldı.

Aralık ayında asgari 10 milyon olmak üzere, ama 20 milyon hedefliyoruz. Ocak ayında 20 milyon. MRNA aşısı için de aralık ayında 1 milyon, devamında da 25 milyona kadar aşının verilebileceği şeklinde görüşmelerimiz devam ediyor. Rusya ve diğer aşılarla da irtibat halindeyiz. Önemli olan, çok erken dönemde güvenilirliğini ve etkinliğini bildiğimiz aşılarla başlayalım istiyoruz.

Muhtemelen 11 Aralık gibi bu aşı takvimi başlanabilir diyebilirim, bir aksilik olmazsa. Yerli aşılarla ilgili inaktif olan 4 tane aşımız var. 1 tanesi faz çalışmasına geçti. 44 gönüllü vatandaşımıza yapıldı, herhangi bir sorun görülmedi. En geç nisan ayında uygulamaya geçeceğimizi düşünüyorum. Birden fazla yerli aşımız olacak.

YENİ KISITLAMALAR OLACAK MI?

Geçen hafta sonu başladı kısıtlamalar. Ortalama 2 hafta içerisinde sonucu değerlendirmek mümkün olur. Dolayısıyla şu an değerlendirmek için erken. Önümüzdeki hafta bu kısıtlamaların pandeminin seyrini nasıl etkilediğini görmüş olacağız. Ona göre de ilave tedbir alınıp alınmaması gerektiği öneri olarak sunulmuş olacak.

‘Biz hafta sonu 20 ile sabah 10 arası sokağa çıkma yasağı olacak’ demiş olsaydık aynı algı olmazdı. Ama aslında olan buydu. Bu, gerektiğinde daha da genişletilebilir. Gelecek hafta Bilim Kurulu’nda zaten değerlendirmiş olacağız. Önemli olan vatandaşımızın bireysel olarak hassasiyetle uymaları gerektiğidir. Zorunlu olmadıkça, evden mümkün mertebe çıkmamalıyız. Ev ortamında bulaşların çok yoğun olduğunu biliyoruz.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.