Futbolun Gücü
Portekizli diktatör Salazar’a ülkeyi 41 yıl tek başına nasıl yönettiğini sormuşlar.
Hafif bir gülümseme ile “Tres F” yani “3 F ile” diye yanıt vermiş; Fado (müzik), Fatima (din) ve Football (futbol).
Diğer bir diktatör ise “futbol hakemlerindeki yetki bende olsaydı ülkeyi yönetmek çok daha kolay olurdu” vecizesinin sahibi olan ispanyol diktatör Francisco Franco.
Sportmenliğinden midir bilmem ama kitleleri yönetmek için futbol ve boğa güreşi gibi sporların kullanılması gerektiğini alenen söyleyen biri.
Bu zat-ı muhterem ”bana 100 bin kişilik bir uyku tulumu yapın.” emrini vermiştir. Bu tulum günümüzde de faaliyet gösteren Real Madrid’in Santiago Bernabéu Stadyumu’dur.
Futbolun toplum üzerindeki söz konusu etkisi paralelinde, Türkiye’de her birey futbol konusunda bir teknik direktör seviyesinde fikir sahibi(!) hatta sosyal medya kullanılarak edinilen sanal güç ile 18-19 yaşındaki bir futbolcuyu da linç edebilecek kadar da acımasız. Bursamız için bir değer olan Ali Akman’dan bahsediyorum. Bursaspor’a her yaş kategorisinde hizmet eden bu genç, acaba bu linçi haketti mi? Acaba ilk keşfedildiği dönem, vizyon sahibi (!) futbol yöneticileri uzun soluklu bir sözleşme yaptı mı? Alman kulübü bizden farklı ne yaptı da Ali Akman onları tercih etti?
Biz Bursalılar bir araya gelince genelde bunlardan bahsetmeye başlıyoruz ve sohbetin sonunda milli takımı da kurtararak “görevimizi yerine getirmenin rahatlığı” ile evimize dönüyoruz.
Evimize dönemiyoruz “Bursa’nın trafiği akmıyor” ama olsun Ali Akman olayını çözdük… Amerikan doları 7,50 olmuş, “boş ver” Belhanda Galatasaray’da kadro dışı kalmış… ‘Doğal gaza yine zam var’, ‘Aman ya bu Ozan Kabak Liverpool futbolcusu değil…’
Güzel ülkemin, güzel şehri Bursa için futbol bir kültür, kendine has seyircisi, tezahüratı ve kimliği olan bir seyirci grubumuz var. Coşkusu ile her maçta itici güç olan bu ekip, Ali Akman için nasıl sosyal medyada bir güç oluşturuyorsa, aynı birlik ve beraberliği, artan trafik, zamlanan metro ücretleri ve yaşam mücadelesinde de göstermelidir.
Bursa’yı seviyoruz… Bursa’mızdan çıkan her değere sahip çıkalım… Ali Akman da Bursa’mızın değeridir. Eğer bir hata ise hangimiz 18-19 yaşlarında hata yapmadık ki…
Savaş Bey, yazınızı bir solukta okudum. Çok yerinde bir konuya değinmişsiniz. Sıradaki yazılarınızı da merakla bekliyor, başarılarınızın devamını diliyorum.
Kaleme sağlık.Çok yerinde tespit.Dilerim Bursaspor inadından baz geçer
Kısa öz çok güzel bir yazı teşekkür ederiz. Yazılarınızın devamının gelmesi dileğiyle
Tebrik ediyorum Savaş yeğenim,kalemine ve emeklerine sağlık
Keşke herkes bu pencereden bakabilse..
Gayet aydınlatıcı ve katıldığım bir yazı ,
Teşekkürler
Çok güzel bir anlatım ve güzel yorumlar
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz, insanları linç etmeden önce düşünmek lazım..
Çok ince ve güzel tespitler.Kaleminize sağlık.
Ligimizin 5.şampiyonu olan Bursaspor’ u yakından takip eden bir İzmir’ li olarak, futbol takımının içinde bulunduğu duruma üzülüyorum. Başarısızlıklar genç yeteneklere mâl edilmemelidir, onları böyle kazanamayız, futbolumuzun bu yeteneklere ihtiyacı vardır. Savaş bey sizi tebrik ediyorum, güzel bir konuya dikkat çekmişsiniz, farkındalık yaratmışsınız, hassasiyetinizin devamını diliyorum.
Sevgili Savaş abiciğim, eski iş arkadaşın, eski futbol arkadaşın ve kardeşin olarak kalemine sağlık der, yazılarının devamını dilerim. Ali Akman konusunda yazdıklarına katılamayacağım, çünkü kendisini yönlendiren pek muhterem(!) amcası Ayhan Akman olunca akla hiç iyi şeyler gelmiyor. Madem Bursaspor’ u çok severdi, ozaman insanın aklına şöyle bir soru geliyor. Gittiği takımda yapacağı sözleşmeye ‘ Bir sonraki satışımdan Bursaspor kulübü ……. kadar pay alır’ gibi bir maddeyi ekletseydi de, biz de kendisini sonuna kadar destekleseydik. Davasında haklı olabilir, yalnız unutulmamalıdır ki onun Almanya’ ya transferini sağlayan kulüp de Bursaspor’ dur.
Değişik bir bakış açısı ile yazılmış yazılarınızın devamı dilerim…
Güzel bir yazı , emeğine ve kalemine sağlık, başarılar dilerim.