Elektrik kesintilerinin nedeni ‘şirket-devlet hesaplaşması’ mı?
Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ, yurt genelinde kesintilere neden olan üretim açığının neden kaynaklandığı konusunda soru işaretleri doğduğunu, CHP Enerji Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın da kesintilerin enerji şirketlerinin zam talebi nedeniyle meydana geldiği konusunda şüphelerinin bulunduğunu ifade etti.
2 Ağustos’ta Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintileri, özellikle Marmara ve Ege Bölgesi’nde neredeyse bütün kentleri etkilemiş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise kesintilerin nedenini, hava sıcaklıkları dolayısıyla enerji tüketiminin artmasına bağlamıştı.
‘Kesinti olmaması lazım‘
DW Türkçe’den Pelin Ünker’e konuşan Özdağ, “20 Temmuz-5 Ağustos tarih aralığında Türkiye’nin elektrik tüketiminin pik noktaya çıkıyor olması beklenmeyen bir durum değil. Aşırı bir doğa olayından kaynaklanan bir şey de yok. Kuraklık nedeniyle tüm Türkiye’yi etkileyecek bir kesinti olmaması lazım” dedi.
Kesintilerin 5 bin megavat civarında bir üretim açığı nedeniyle yaşandığı bilgisini edindiklerini aktaran Özdağ, Türkiye’nin kurulu güç kapasitesinin mevcut talepten çok daha fazla olduğuna ve burada yönetim zafiyetinden söz edilebileceğini ifade etti.
Türkiye’nin kurulu gücünün 98 bin 162 megavat olduğunu belirten Özdağ, en az 70 bin megavatın kullanılabilir durumda olduğunu belirterek, “Maksimum tüketim değeri ise bizim aldığımız bilgilere göre 50 bin megavat dolayında. Yani nereden baksanız 20 bin megavattan fazla hazır, el altında kullanılabilir sıcak bir yedek var” dedi.
Özdağ, bir kamu kuruluşu olan Elektrik Piyasaları AŞ’nin (EPİAŞ) şeffaflık platformunda, Türkiye’deki doğalgaz çevrim santrallerinin pek çoğunun devre dışı kaldığının görüldüğüne dikkat çekerek şöyle devam etti: “Bu da aklımıza şunu getiriyor. Özel dağıtım şirketleri piyasada oluşan fiyatı acaba beğenmiyorlar mı? Bunun gerekçesinin açıklanması gerekiyor.”
Şirketlerin kuraklığı fırsata çevirmeye çalıştıklarını düşündüğünü söyleyen Özdağ, Türkiye’nin hidroelektrik kapasite hariç kurulu gücünün 66 bin megavat olduğunu ve barajlardaki su seviyelerinin düşüklüğünün kesintilerin sebebi olamayacağını belirtti.
Özdağ şunları söyledi: “Yani elektrik üretim fiyatını, kendilerine verilen fiyatı beğenmiyorlar ve elektrik üretmiyorlar çıkarımını yapıyoruz biz buradan. Elektriği piyasalaştıran, elektriği piyasada alınan, satılan bir meta haline getiren maalesef bu siyasi iktidar. Bunun sonuçlarını yaşıyoruz şu anda.”
Elektrik yılbaşından bu yana yüzde yüzde 28 zamlanmıştı.
‘Şirket-devlet hesaplaşması’
Birgün’e konuşan CHP Enerji Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ise kesintilerin nedeninin ‘şirket-devlet hesaplaşması’ olabileceğini ifade etti.
Akın şöyle konuştu: “Kurulu güç kapasitesi ve talep edilen miktar dikkate alındığında, elektrik iletim sisteminin neden çöktüğü ve elektrikte arz, talep dengesinin neden bozulduğu konusunda akıllara pek çok soru gelmektedir. AKP’nin enerji politikalarının iflası anlamına gelen bu durum, enerji güvenliğini tehdit etmeye başlamıştır. AKP döneminde elektrik üretimi büyük oranda özelleştirilmiştir. Elektrik üretiminde büyük pay, özel sektöre aittir. Başka bir deyişle elektrik üretiminde söz sahibi özel sektördür. Ekonomide yaşanan kriz nedeniyle Türk Lirası’ndaki değer kaybı, elektrik üretimi yapan özel şirketlerin döviz üzerinden maliyetlerini rekor oranda artırmıştır. Yapılan zamların özelleştirilen elektrik üretim santrallarına sahip kimi özel şirketleri memnun etmediği ifade edilmektedir.”
Zam baskısı mı?
Akın şöyle devam etti: “2 Ağustos’ta kurulu kapasite gücünün çok rahat bir şekilde talebi karşılaması gerekirken bazı özel santralların tam kapasiteyle çalışmadığı iddia edilmektedir. Özel şirketlerin iktidara zam yapma baskısı için elektrik üretim santrallarını çalıştırmadığı da ileri sürülmektedir. Bu iddia doğru ise ülkemizde enerji güvenliği tamamen özel sektörün inisiyatifine kalmış demektir. Çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız.”