Ektiğini Biçmek

İnsan ne ekerse onu biçermiş. Eskiler bunu çok güzel ve ilginç deyişlerle anlatmışlardır. “Rüzgar eken fırtına biçer” sözü bu konudaki en çarpıcı örnektir. Elinize hangi tohumu alır da toprağa onu ekerseniz onun meyveleri çıkıyor. Soğan ektiğinizde pancar çıkmıyor, soğan çıkıyor. Toprak ektiğiniz tohuma ihanet etmiyor. Ektiğinizin8 karşılığını veriyor. Ama onun da şartları var, suyunu vereceksiniz, gübresini atacaksınız, gerekirse budamasını yapacaksınız. Özetle ektiğinizin meyvesini alabilmek için sadece ekmek yetmeyecek ayrıca çabalarınız da olacaktır. Ürünü hasat etmek de ayrı bir çaba ve ihtimam gerektirecektir. Yani “emeksiz yemek” olmayacaktır.

İnsan da böyledir, ham ve boş olarak gelir dünyaya. O insan yavrusunu büyüteceksiniz, büyütürken eğitecek ve öğreteceksiniz. Belli bir yaşa gelene kadar ona vereceklerinizi tam olarak verdiğinizde o da bundan sonrasını öğrendikleri ve aklının yardımıyla daha da geliştirecektir. Yani bir tohumun meyveye dönüşmesi için gereken süreçte yapılanlar gibi emek verilmesi gerekecektir insana da.

Eğer iyilik tohumlarını ekebilmişseniz ve iyi bir eğitim vermişseniz iyi bir insan meydana gelecektir. Ama çocuğun yanında pervasızca yalan söylemişseniz ve her türlü fesat ve kötülükle yoğurmuşsanız farklı bir şey bekleyemeyeceksiniz. Toplumların gelişmesinde eğitimin ne kadar önemli olduğu gerçeğini unutmamak gerekmektedir. Çağdaş, laik ve bilimsel eğitimin verildiği ülkeler diğer ülkelere göre her konuda birer adım öne geçmiştir. Bilim ve aklın birleşmediği ve uyum sağlamadığı eğitim sistemleri çocukları ve gençleri her geçen gün karanlığa sevk etmektedir.

Hurafelerle ve merdiven altı tabir ettiğimiz kurslarda verilen eğitim çocukların beynine örümcek ağlarıyla örülmüş zararlı fikirleri dolduracak ve aydınlıktan uzaklaştıracaktır. Özellikle kız çocuklarına verilecek eğitim çok önemlidir. Bu konuda ülkemizde 81 yıl önce olağan üstü bir hamle yapılmış ve Köy Enstitüleri kurularak Dünyada bir ilk gerçekleştirilmiştir. Köy Enstitüleri, bugünkü çağdaş dünyanın öncülerindendi. Ancak, ülkemin gelişmesini bir türlü kabullenemeyen egemen güçler burada “Komünist yetiştiriliyor” diyerek çok kısa bir zaman sonra kapattırılmış ve aydınlığa açılan bir kapı daha yok edilmişti. Köy enstitüleri hakkında dostlarıma tavsiyem bu konuyu objektif kalemlerden okuyup öğrenmeleridir.

Fırtınalar içerisinde savrulmemak için rüzgar yerine meltemler ekmeliyiz. Atatürk’ümüzün dediği gibi zeki, çalışkan ve ahlâklı nesiller yetiştirmeliyiz. Çağdaş bilim ve aklı birleştirerek yetiştireceğimiz bu nesiller ülkemizi içinde bulunduğu karmaşadan kurtarabilecek ve yine dünyanın en güzel, kendi kendine yetebilen ülkeleri arasına sokacaktır.