Ege Üniversitesi, kadın sorunlarını konuştu
Ege Üniversitesi (EÜ) Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EKAM) tarafından EÜ Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde düzenlenen “II. Uluslararası Kadın Sempozyumu”nun ilk oturumunda alanında uzman konuşmacılar kadın sorunlarını tüm yönüyle ele aldı.
İZMİR (İGFA)- İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin Mumcu, online düzenlenen sempozyumun başkanlığını yaptı.
Temelde kadın sorunlarını ele sempozyumda, “Evde Sıkışmak, Evden Taşmak: Pandemi Sürecinde Yaşlı Kadınların Gündelik Hayatlarının Dönüşümü”, “Farklı Coğrafyalarda Kadın
Ruh Sağlığı”, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kadın Sığınma Evlerinin Rolü” ve “Özel ve Kamusal Alan İkileminde Kadın: Tarihsel Bir Bakış Açısı” başlıklı konular hakkında sunum yapıldı.
'FEMİNİST YAKLAŞIM KENDİ İÇİNDE ÇOK YÖNLÜDÜR'
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayla Deniz ile Seher Selin Şahin’in “Evde Sıkışmak, Evden Taşmak: Pandemi Sürecinde Yaşlı Kadınların Gündelik Hayatlarının Dönüşümü” başlıklı yaptığı sunumda İstanbul Bağcılar’da yaşayan yaşlı kadınlarla gündelik hayatın dönüşüm pratikleri üzerine yapılan çalışmaların sonucunu katılımcılarla paylaştı.
Deniz, “Bağcılar'da yaşayan yaşlı kadınlarla ve pandemi döneminde kadınların gündelik hayatlarıyla ilgili yapılan bu çalışmada, kadınların sınırlı kaynaklarına rağmen evden kamusal mekâna kadar ve kadın kamusallığını yeniden düzenleyen taktikler geliştirdiği görüldü.
Feminist yaklaşım, kendi içerisinde çok yönlü yaklaşımlara sahiptir. Yapılmış en önemli feminist katkı olarak görülen kesişimsellik yaklaşımı, toplumsal cinsiyetin diğer kimliklerle birlikte hareket ettiğini ortaya koyar” dedi.
'KADINLARIN DEPRESYONA GİRME SIKLIĞI ERKEKLERDEN 1.7 KAT DAHA FAZLA'
EÜ Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Engin “Farklı Coğrafyalarda Kadın Ruh Sağlığı” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Prof. Dr. Engin, “Kadınların dünyada maruz kaldığı şiddet, yoksulluk, fazla iş yükü, stresle karşılaşmalarına neden oluyor ve kadınlarda maalesef erkeklerden 1.7 kat daha fazla depresyon görülme sıklığı biliniyor. Erkek hegamonyasının yoğun olduğu ülkelerde kadın ruh sağlığı daha fazla hassasiyet kazanıyor.
Dünyada var olan 3,1 milyar yoksul insanın yüzde 70'ini kadınlar oluşturmaktadır. Bu durum da kadınları açıkça yoksulluğa, yoksulluk da depresyona sürüklemektedir. Ayrıca son yıllarda
yapılan çalışmalar yoksulluğun şizofreniye yol açabildiği yönünde kanıtlar sunmaktadır” ifadelerini kullandı.
ŞİDDETE YÖNELİK İLK HAREKETLENME 1990'LI YILLARDA BAŞLADI
“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kadın Sığınma Evlerinin Rolü” başlıklı sunum yapan EÜ Kadın Çalışmaları Bölümü Öğrencisi Gülhan Ayaz, kadına yönelik şiddette kadın sığınma evlerinin tarihsel sürecini ve önemini anlattı.
Ayaz, “Kadına yönelik şiddet alanında ilk hareketlenme 1990'lı yıllarda başlamıştır. Kadın Dayanışma Merkezi adı altında bir yapılanmaya gidilmiş, bu merkezlerde psikolojik, hukuksal ve maddi destekler verilmiştir” dedi.
EÜ Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Sinem Utanır Altay ise “Özel ve Kamusal Alan İkileminde Kadın: Tarihsel Bir Bakış Açısı” sunumunda kadınların kamusal ve özel alan içinde bulunduğu durumu geçmişten günümüz tarihsel bir bakış açısıyla değerlendirdi.