DOSABSİAD’dan 2024’e bakış
DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, 2023 yılında devreye alınan makroekonomik adımları anımsatarak, Türkiye’nin küresel ticarette yaşanan resesyon endişeleri nedeniyle frene basmasına rağmen yeni trendlerin iş dünyası ve ekonomiye de pozitif yansıyacağını söyledi.
BURSA (İGFA) – Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, geride bıraktığımız 2023 yılının iş dünyası için zorluklarla mücadele ettikleri bir yıl olduğunu belirterek, 2024 beklentileri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başkan Nilüfer Çevikel, gelişmiş ekonomiler dahil birçok ülkede negatif yönlü ekonomik konjonktür ve emtia fiyatlarındaki yükselişe paralel olarak önemli bir talep daralması ve küresel ticarette de duraksama yaşandığını aktardı.
Son dönemde ekonomimizi güçlendirmek ve sürdürülebilir bir büyüme sağlamak adına atılan adımların önemine vurgu yapan Başkan Çevikel, “Ekonomi yönetimindeki değişimle birlikte, rerform odaklı ekonomi politikalarına deneyimli isimlerin liderlik etmesi iş dünyası için güven ortamını güçlendirmiştir. Diğer yandan Orta Vadeli Program’ın devreye alınması, gelecek üç yıl boyunca ekonomik hedeflerimizi netleştirme ve bu doğrultuda stratejik adımlar atmamıza da büyük katkı sağlamıştır. Yapısal reformların hayata geçmesini beklediğimiz 2024-2026 dönemi, ülkemizin ekonomik geleceği ve iş dünyamız için hayati öneme sahiptir. Bu süreçte DOSABSİAD olarak, üretim kapasitemizi artırmak ve ülkemizi küresel arenada daha rekabetçi kılmak için kararlı bir çaba içinde olmaya devam edeceğiz. İç ve dış ekonomik dinamiklere uygun politikalarla güçlü bir büyüme tüm iş dünyamızın ortak hedefi olacaktır” dedi.
‘İHRACAT ODAKLI BÜYÜME İÇİN HEDEFİMİZ: YEŞİL DÖNÜŞÜM’
DOSAB sanayicileri olarak, ülkemizin ihracat odaklı büyüme hedefleri için gayret göstermeye devam edeceklerini dile getiren Başkan Nilüfer Çevikel, dünya ticaretinin gündeminde yer alan yeşil dönüşüm konusuna öncelik vereceklerinin de altını çizdi. Başkan Çevikel, “Ülkemiz, yeşil dönüşüm için hızlı adımlar atsa da öncelikli ticaret partnerlerimizin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olması; özellikle Avrupa’ya ihraç ettiğimiz ürünlerin imalat süreçlerindeki karbon yoğunluğunu azaltmamız gerekmektedir. Yapılan uyum çalışmalarında kriterlerin dışında kalmamızın, söz konusu ülke gruplarına yapacağımız ihracatlarda negatif etkisinin olacağı unutulmamalıdır. Bu bağlamda iş dünyasının yeşil dönüşümünü teşvik etmek, kamunun da bu süreçlerde gerekli sübvansiyonları sağlaması çok önemlidir. Bu anlamda hızlı hareket etmemiz bizi rekabette avantajlı konuma getirecektir. Ülkemizin ekonomik potansiyelini en üst düzeye çıkarmak ve ortak yaşam standartlarını daha da iyileştirmek için birlikte çalışmamız şart” ifadelerini kullandı.