Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye yeni bir şahlanış içinde”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye, doğuya ve batıya ait ne varsa hepsini kucaklayan, bağrına basan büyük medeniyet mirasının bugünkü varisi olarak yeni bir şahlanış içindedir” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin 950. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen Malazgirt Fetih Programı’na katıldı. Erdoğan, programda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
KOLAY KAZANILMIŞ ZAFER YOKTUR: “Malazgirt için ‘Anadolu’daki tarihimizin sıfır noktası’ tanımı yapılır. Türk tarihinin Malazgirt’ten önce ve sonra olarak tasnif edildiği yer, işte tam da burası. Bizim tarihimizde kolay kazanılmış zafer yoktur. Malazgirt zaferinin de gerisinde çok büyük emek, gayret, fedakarlık vardır. Bu zaferin ardından Malazgir ovasından başlayıp Ege ve Marmara kıyılarına kadar ilerleyen Türk obaları, adım adım bu topakları vatan haline dönüştürmüştür. Tarih, fethettiğimiz bütün bölgelerde güveni, huzuru, hoşgörüyü ve refahı hakim kılmak için milletçe verdiğimiz büyük mücadelelerin şahididir. Bugün de ecdadımızdan aldığımız ilhamla kendi vatanımızı ve bayrağımızı dalgalandırdığımız her yeri eman ve esenlik yurdu haline getirmenin mücadelesini veriyoruz.
ASLA İÇİ BOŞ BİR HAMASET DEĞİL: Bugün 950. yıldönümüne ulaştığımız Malazgirt zaferinin 1000. yıldönümü olan 1071’i de bu köprünün diğer tarafındaki ikinci büyük ayağı haline dönüştürmek istiyoruz. Bu iki sütun arasındaki kemerin her bir tuğlası alın teri ile kanla canla verilen mücadele ile döşenmiştir. Türkiye doğuya ve batıya ait ne varsa hepsini kucaklayan ve kuşatan bir büyük medeniyet mirasının bugünkü varisi olarak yeni bir şahlanış içinde. Bu atılımı gençlerimizle zafere ulaştırmakta kararlıyız. Bu asla içi boş bir hamaset, kibir ürünü bir böbürlenme, romantik bir mazi özlemi değildir. Tam tersine hakikatin ta kendisidir. Çünkü tarihte bu kadar geniş bir alanda anıtlarıyla şehitlikleriyle abideleri ve camileriyle iz bırakmış başka millet yoktur.
İSTİKRAR VE GÜVEN İKLİMİNİ KORUYARAK ZİRVEYE ÇIKMIŞ OLACAĞIZ: Eğer bugün bölgesinde ve dünyada gücü ve etkisi giderek artan bir Türkiye varsa ecdadın çok geniş bir coğrafyaya ektiği sevgi ve sevgi tohumlarını yeniden filizlendirmeye borçluyuz. Aynı şekilde ülkemiz içinde de asırlık ihmalleri 19 yıl gibi kısa bir sürede gidermeyi başardık. Her alanda ülkemizi gelişmiş ülkeler ligine kadar getirdik. İnşallah küresel siyasi ve ekonomik düzeninin yeniden şekillendiği bu dönemi de istikrar ve güven iklimini koruyarak değerlendirdiğimizde Allah’ın izniyle artık zirveye çıkmış olacağız. Bazıları bu ülkenin bırakın 50 yıl 50 dakika sonrasını bile düşünmüyor olabilir ama bizim vizyonumuz budur. Hayali olmayanın hedefi, hedefi olmayanın yolu olmaz. Davası hak olanın yardımcısı haktır. Hak olan davada zafer de muhakkaktır.
MAZLUMLARIN UMUT KAPISIYIZ: Anadolu’daki varlığımızın her dönemi gibi bugün de kolay geçmiyor. Bir yandan bölgemizde terör ve istikrarsızlık sorunlarının, diğer yandan tabii felaketlerin ve küresel çalkantıların etkileri ile yüzleşiyoruz. Bunun yanında önümüzde pek çok fırsat olduğunu biliyoruz. İstiklal Marşı bile ‘korkma’ diye başlayan bir millete yeis yakışmaz. Durmak, geri dönmek yakışmaz. Bu kükremiş sel gibi millete zincir vuracak gafiller, gerektiğinde dağları yırtacak azme sahip olduğumuzu unutmasın. Cumhuriyet’in 100. yılı da bizimdir. İstanbul’un fethinin 600’üncü yılı da Malazgirt zaferinin 1000. yılı da Hicret’in 1500’üncü yılı da bizimdir. Çünkü biz Türkiye’yiz; çünkü biz dünyanın en kadim topraklarına bütün mirasıyla sahip çıkan Türk milletiyiz. Biz insanlığın vicdanı, mazlum ve mağdurların umut kapısıyız.
Anadolu’daki tarihimizin sıfır noktası Malazgirt’ten söz veriyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye yolunun kesilmesine rıza göstermeyeceğiz. Daha çok çalışacak, gayret gösterecek, mücadele edecek ve Türkiye’yi 2071 hedeflerinden, 2023 ve 2053 vizyonlarından ayrı düşürmeyeceğiz. Milletimizin başını yere eğdirmeyeceğiz. Gençlerimizin umutlarının kırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Gençlerimizin coşkusu, enerjisi, sevgisi mücadele gücümüzü artırıyor.”