COVID-19 hastaları nasıl beslenmeli?
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkçü, COVID-19 testi pozitif çıkan ve karantinada olan hastaların beslenme düzenine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ülkemizde yeni vaka sayıları gün geçtikçe artarken karantinadaki Covid-19 hastalarının doğru beslenmesi ve tükettikleri besinlerin niteliği büyük önem taşıyor. Karantina sürecinde stresle birlikte uyku bozukluklarının görülebileceğini söyleyen uzmanlar, bu sorunun önüne geçmek için köklü sebzeler, koyu yeşil yapraklı sebzeler, badem, muz, kiraz ve yulaf gibi besinler tüketilmesini tavsiye ediyor. Balık ve Omega 3 ise uzmanların karantinada depresyona karşı paylaştığı öneriler arasında yer alıyor.
UYKU BOZUKLUĞUNA DİKKAT
Karantinada stresle beraber uyku bozuklukları görülebileceğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkçü, “Akşam yemeklerinde seratonin ve melatonin sentezini teşvik eden yiyecekleri tüketmek önem taşıyor. Köklü sebzeler, koyu yeşil yapraklı sebzeler, meyveler; badem, muz, kiraz ve yulaf gibi besinler dâhil olmak üzere çok çeşitli besin türleri melatonin ve serotonin içeriyor” dedi.
HANGİ TAKVİYELER ÖNEMLİ?
Özden Örkçü, karantina döneminde alınması sayesinde fayda sağlayacak besinlerden şöyle bahsetti:
D vitamini: Bağışıklık sistemi üzerine önemli etkisi olan regülatör T hücrelerinin sentezini artıran D vitamini aynı zamanda solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkiye sahip.
C vitamini: Bağışıklık fonksiyonunu destekleyen, dokuların gelişimi ve onarımında gerekli koruyucu bir rol aldığı bilinen C vitamini, üst solunum yolu enfeksiyonlarının alt solunum yolu enfeksiyonlarına dönüşmesini de sınırlıyor.
A vitamini: A vitamini, iltihap reaksiyonunu önleyici özelliğinden dolayı anti-inflamasyon vitamini olarak biliniyor.
Ekinezya: Tekrarlayan solunum yolları enfeksiyonlarını önemli düzeyde azalttığı klinik çalışmalarda da gösterildi. Ekinezya, solunum yolları enfeksiyonlarını takiben oluşan zatürre, bademcik iltihabı, orta kulak iltihabı gibi komplikasyonları azaltan bir etkiye sahip. Ekinezyanın influenza virüsleri, herpes simplex virüsleri ve korona virüsler gibi zarflı virüslere karşı anti-viral etkilerinin olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar da mevcut. Ekinezya ekstraktlarının daha önceki SARS-CoV ve MERS-CoV virüslerine karşı doza bağlı olarak koruyucu olduğunu klinik çalışmalar gösterdi. Ekinezya ekstraktının yüksek dozlarda solunum yoluyla alınması da etkin bir koruma sağlayabilir.
Çinko: Çinko eksikliği zatürre riskini arttırırken, yüksek çinko seviyesi ise riski azaltıyor. Covid – 19’un akciğerlerde neden olduğu zatürreye karşı, çinkonun potansiyel koruyucu bir mikro bileşen olduğu, 75mg/gün dozunun zatürre süresini kısalttığı gözlemlendi. Fava fasulyesi çinko içeriği açısından oldukça zengin. Önemli bir çinko kaynağı olan yeşil mercimek ve benzeri baklagillerde bulunan lektin proteininin de SARS-CoV virüsünü inhibe edebildiği tespit edildi. Çinko içeriği en zengin besinler kümes hayvanları, kırmızı et, fındık, kabak çekirdeği, susam tohumu, fasulye ve mercimektir.
Probiyotikler: Bağışıklık sistemini olumlu yönde etkilemeleri açısından pandemi döneminde de probiyotik kullanımları önem kazanıyor.
YETERLİ BESLENME ÖNEM TAŞIYOR
Şu an için hastalığı durduracak bir aşı, ilaç, besin veya besin takviyesi bulunmadığını hatırlatan Özden Örkçü, “Pandemi süresince sosyal izolasyon, hijyen kurallarına uymak, yeterli ve dengeli beslenmek büyük önem taşıyor. Hastalık tanısı alan ve hastaneye yatan kişilerde yüksek ateş veya solunum sıkıntısı nedeniyle enerji, protein ve mikrobesin ögeleri gereksinimi artıyor. Hastaların hastaneye yatması ile beraber beslenme durumlarının değerlendirilmesi ve gereksinimi doğrultusunda beslenmesi, hastalığın seyrini olumlu yönde etkiliyor” dedi.
SEROTONİN İÇERİKLİ BESİNLER TÜKETİLMELİ
Uyku ve iştah kontrolünün serotoninin görevleri arasında yer aldığınu belirten Örkçü, “Serotonin hindi eti, balık, süt ve ürünleri, ceviz, yumurta, muz, ananas, erik, fındık, kuru meyveler, ıspanak, nohut, istiridye ve kalamar gibi gibi besinlerde bulunuyor. Artmış serotonin seviyesi, ruh halinin iyi olması ile ilişkilidir. Balık tüketimi ve Omega-3 yağ asidi alımı az olan bireylerde de depresyon riskinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz, bu açıdan balık ve Omega-3 tüketimi önem taşıyor.