Bize her gün…
Bu yazı bolca sevgi içerir, bana her gün, dünya da bu gün kutlanan bir güzel güne ithafen yazılmıştır.
Sevgililer Gününüz kutlu olsun ❤️
Sevgi gününüz, sevebilen yüreğiniz, sevgiyi bilen aklınız, o güzel gönlünüz daim olsun zira o sayede dünya yaşanır bir yer olabilecek.
Sevin demiş şair;
Sev!
Mutlaka Sev!
Hiç bir şey bulamazsan bir kütüğün başına bir külah geçir onu sev.
Sonra düşün!
Ara, bul, Sevilmeye layık olanı SEV!
Necip Fazıl Kısakürek
Sevin dostlar her şeye rağmen, kasten, bilerek istikrarla sevin ki insan kalabilin.
Çiçek, insan, hayvan, dağı taşı sevin, yüzünüzde minicik bir tebessüm oluşuyorsa daha ne gerek fazlasına.
Apansız gelen ölüme inat gitmeden, geride adınızı anıp, sizi ölümsüz yapacak sevgiler bırakın geride.
Sevginizi hayatınızda ki her şeyden üstün tutarak sevin zira sadece o daimi, her şey gelip geçiyor.
Geçen yıl şimdi dertlendiğiniz konu neydi hatırlıyor musunuz, 3 yıl önce çok üzüldüğünüz mesele neydi, 5 yıl önce çok önemsediğiniz gündeminiz şimdi aklınızda mı, hiç sanmıyorum.
Acılar da mutluluklar da hayatın içinde var, hepsi geliyor ve gidiyor. Gece&gündüz gibi ne hep aydınlık ne hep karanlık. Dünya yaşaması zor bir yer ve hayat zorlu bir sınav. Her halükarda bu yaşanacak lakin tek başına mücadele etmek veya kalbi senin için çarpan birinin gözlerinden güç alarak yaşamak çok başka.
_”İnsanlar ikiye ayrılır: Bekleyeni olanlar ve olmayanlar. Savaşlarda ilk önce kimler ölüyor biliyor musun ?
Bekleyeni olmayanlar”
(Anadolu Kartalları)
Güzel replik, çocuğunun eve dönmesini bekleyen anne, bir eş, gerçek dostlar, evlat bir bekleyen olması insana güç veriyor belli ki.
Bu güzel günü Amerikan emperyalizmine bağlamayın lütfen, minik bir hediye sadece bu gün alıyorsanız o sizin emperyalistliğiniz 😂
Marketten gelirken minik bir çikolata ya da her ne seviyorsa, parktan minik bir çiçek, habersiz hazırlanmış bir kahve seni seviyorum demektir, bunun için 14 şubatı bekletiyorsanız da hediye alın, şiir yazın, gülümsetin , kocaman sarılın ama kendi lisanınızda sevgiyi ifade edin lütfen, ya olmasa ne yaparsınız bunu hiç unutmayın.
Sevgi iyi ki var, iyi ki insanız sevebilmeyi bildik, sevilmeyi deneyimledik yaşasın günümüz.
Her gün sevgililer günü tadında geçsin diyorum ve tatlı bir hikayeyle veda ediyorum.
Sevgiyle kalınız..
Uzun zaman önce, dünya yaratılmadan, insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış. Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha sakin oturuyorlarken Saflık ortaya bir fikir atmış:
“Neden saklambaç oynamıyoruz?”
Ve hepsi bu fikri beğenmiş, ve hemen çılgınlık, bağırmış:
‘’Ben ebe olmak ve saymak istiyorum, Ben ebe olmak istiyorum!” ve başka hiç kimse Çılgınlığı arayacak kadar çıldırmadığı için, Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1, 2, 3 ….Ve Çılgınlık saydıkça,iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar.
Şefkat Ay’ın boynuna asılmış;
İhanet çöp yığınının içine girmiş;
Sevgi bulutların arasına kıvrılmış;
Yalan bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş çünkü gölün dibine saklanmış;
Tutku dünyanın merkezine gitmiş;
Para hırsı bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış.
Ve Çılgınlık saymaya devam etmiş, 79, 80, 81, 82…..
Aşkın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış.Aşk, kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş..
Bu bizi şaşırtmamalı çünkü hepimiz Aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz.Ve Çılgınlık 95, 96, 97… ya gelmiş ve 100’e vardığı anda, Aşk sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış.Ve Çılgınlık bağırmış :
“Sağım solum sobedir, geliyorum!”, ve arkasını döndüğünde, ilk önce Tembelliği görmüş, o ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra Şefkati ayın boynuzunda görmüş,ve İhaneti çöplerin arasında, Sevgiyi bulutların arasında, Yalanı gölün dibinde, ve Tutkuyu dünyanın merkezinde, hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç.
Ve Çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, en son saklı kişiyi bulamamış, derken Haset, bulunamadığı için haset duyarak,Çılgınlığın kulağına fısıldamış:
“Aşkı bulamıyorsun, O güllerin arasında saklanıyor.” Ve Çılgınlık çatal şeklinde tahta bir sopa almış, ve güllerin arasına çılgınca saplamış,saplamış, saplamış, ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra, Aşk elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, ve parmaklarının arasından gözlerinden iki sicim gibi kan akıyormuş, Çılgınlık Aşkı bulmak için heyecandan Aşkın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş.
“Ne yaptım ben? Ne yaptım ben?’’ Diye bağırmış.
“Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim?” Ve Aşk cevap vermiş,
“Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin.”
Ve o günden beri, Aşkın gözü kördür ve her zaman Çılgınlık yanındadır…”
Sevgisiz kimse kalmasın,herkes sevsin sevilsin.