Bencillik ve Empati: Kendi Mutluluğumuzun Peşinde
İnsanlar gittikçe daha bencil hale geliyor. Herkesin önceliği kendi mutluluğu, kendi egosu, kendi istekleri. Bu durum öyle bir noktaya ulaşıyor ki, en yakınız bile siz canınız sıkkınken onun konusu sadece kendi olabiliyor. O an sizin hissettiğiniz acıyı, sıkıntıyı görmezden gelerek, sadece kendi dünyasında yaşamaya devam ediyor. Ve bu sadece bir arkadaşla sınırlı değil; size en yakın olan kişi bile zaman zaman böyle davranabiliyor.
Evet, hepimiz mutlu olmak istiyoruz ve bu doğal bir istek. Kendi hayatımızda başrol olduğumuzu hissediyoruz. Ancak bunun yanında, empati yapabilme yeteneğimizi kaybetmememiz gerekiyor. Çünkü sadece kendimizi düşünmek, etrafımızdaki insanları yok saymak, bizi insanlıktan uzaklaştırır. Gerçek ilişkiler, karşılıklı anlayış ve duyarlılıkla kurulabilir.
Empati, karşımızdaki insanın duygularını, düşüncelerini hesaba katabilmek demektir. Kendimizi onların yerine koyabilmek, onların hissettiklerine saygı gösterebilmektir. Elbette kendi mutluluğumuzun peşinde koşmalıyız, ama bu süreçte başkalarını çiğnemeden, onların varlığını ve duygularını yok saymadan ilerlemeliyiz.
Bencilliğin, insan ilişkilerinde açtığı yaraları görmezden gelmek mümkün değil. Biraz durup düşünsek, empati yapsak, belki de hayatlarımız çok daha anlamlı olur. İnsanları yalnızca kendi isteklerimiz doğrultusunda kullanmaktan vazgeçmeli, duygusal olarak da onlara değer verdiğimizi göstermeliyiz.
Sonuçta, bencilce bir hayat yalnız bir hayattır. Ve kimse gerçekten yalnız olmak istemez.