Dolar 34,3826
Euro 36,8470
Altın 2.970,27
BİST 9.184,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 15°C
Hafif Yağmurlu
Bursa
15°C
Hafif Yağmurlu
Pts 17°C
Sal 16°C
Çar 13°C
Per 13°C

Ben hem aceleciyim hem de yalancı

31 Temmuz 2024 10:40
73
A+
A-

Bugünün sorusu: Aceleniz var mı? Cevap: evet var.
Ne büyük bir yalan dimi, sıranızı almaya çalışan insana:’ hayır acelem yok ama sıramı vermek istemiyorum’ deme cesareti gösterememenin ardından gelen bir yalan.
Ben bugün yalancı olduğumu fark ediyorum. Ufak tefek yalanlar gibi gözükse de bir yalan. Ve gün içinde irili ufaklı birsürü yalan söylediğimizi farkediyorum. Toplamı ne ediyor biliyor musunuz? Toplamı siz ediyorsunuz. Toplamı sizin kimliğinize yapışan bir kene gibi, hatta binbir kene gibi kanınızı sürekli yavaş yavaş emen ve kaşındıran bir siz olmuş oluyorsunuz.
Ozaman bugün ‘ben kimim’ sorusunun cevabı:’ ben bir yalancıyım’ olarak karşıma çıkıyor. Sabah yürüyüşüne çıktığımda; aceleyle sağa sola bakmadan insanların ayağına dolanan bir köpek farkettim. Heyecanlı, neşeli, hareketli..ama sonradan ona yetişmeye çalışan yaşlıcana bir kadın vardı, ‘dur acelen ne’ dedi. Ben de iç soluğumla kadını dinlemeye başladım çünkü benimle konuşuyordu aslında.
Sana yetişemiyorum bekle acele etme diyordu, fakat bizim çılgın köpeğimiz dünyanın kendi etrafında döndüğü bilinci ile hareket ediyor ve trafiği bile durdurma cesaretini gösteriyordu:) hatta biraz trafiği bile karıştırdı diyebilirim. Kızlarım köpekten korkunca, yaşlı teyzem: ‘aa lütfen korkmayın, benim köpeğimin kendisi korkaktır, hatta kediden bile korkar demeye kalmadan karşısına bir kedi çıktı ve çılgın köpeğimiz sahibinin ayakları arasına girip iniltiler çıkarmaya başladı. Şimdi bugün ben korkak ve yalancı biri olarak karşınızda olduğumu fark ediyorum. Köpeğin sahibi vardı, yalnız değildi. Ona bakan koruyup kollayan ve hatta ona zarar gelmesini istemeyen bir sahibi vardı fakat o mizacına yönelik hareket ediyordu ve ne yazık ki bunların hiçbirinin farkında değildi. Her şeye rağmen beni ve kızlarımı eğlendirmeyi başarmıştı.
Eğlenen yanımız köpekte kendimizi gören yanımızdan başkası değildi tabi. O köpek bizdik, bizdik demeyelim, aslında bendim o köpek. Ve bir annelik içgüdüsü fazla olan bir anne, yani yaratıcının ta kendisi olan bir anne den bana bir uyarı gelmişti. ‘Dur acelen ne’ Benim düşünce hızıma, hareketlerime yetişemeyen bir evren ile karşı karşıyaydım. Hızlıydım. Hızlı olmamın sebebi korkularımdı, dünyanın yok olacağına dair korkularım bunların başında geliyordu, çünkü ben yok oluyordum. Zaman nekadar hızlı geçiyor son zamanlarda yetişemiyorum’, sözünü çok sık duyar olmuştum, çünkü zamanın kendisi de bendim, zamanı hızlandıran da yavaşlatan da bendim. Tüketim çağı bana ve çocuklarıma bunu öğretmişti.
Bir alışveriş bitmeden, şimdi sırada ne var, bir aktivite henüz bitmişken, şimdi ne yapacağız anne’ Bakın ne fark ediyorum şimdi, zamanı anneler hızlandırıyor, çocuklarına maddi ve manevi yetişmeye çalışan anneler. Sen an ı şekillendiremediğin zaman, kalabalık ve aceleci bir hal seni alıp oradan oraya sürüklüyor. Kendini kaybetmeni ve yok olmanı istiyor. Peki biz yok olmaya mı geldik bu dünyaya!
Yani yok olup gitmek mi istiyoruz. Yok olup gitmek istiyorsak eğer neden çocuk doğurup arkamızda iz bırakmaya çalışıyoruz. Hayır anneler, biz varoluşu ölümsüzlüğü, anın içindeki sonsuzluğu çocuklarımıza hatırlatmak için varız. Şimdi size biraz kök çakradan bahsedeyim, çünkü yeri gelmişken söylemem lazım. Kök çakra erkeklerde saat yönünde ama kadınlarda saat yönünün tersine bir hareket yapar. Peki şimdi şöyle bir masal anlatsam size, ya da bir hayalimden bahsetsem: saat yönü ölüme ve saat yönünün tersi sonsuzluğa açılan bir kapıysa. Yani fizik kanunları gereği kutupluluk yasasını biliyorsunuzdur. Bu dünya da her şey zıttıyla var olur. O zaman ölümlü bir dünya var evet peki ölümsüz bir dünya olabileceği hiç aklınıza düştü mü!
Düşmediyse neden düşmedi sorusunu bugün hep birlikte düşünelim mi? Yaşadığın her olay sensin, seni gösteriyor sana yaradan. Peki sen kimsin? Bugün dürüst bir şekilde ben yalancıyım ve ben aceleciyim diyebilecek kaç kişi var burada. Gurur yok kibir yok sitem yok ağlanmak yok. Neysen o sun. Bakalım kaçımız kendimizi kabul edebilecek cesarete ve farkındalığa sahibiz;)
Bir sürü uyanış videosu izliyoruz ya aslında bazen düşünüyorum da hepsi boşuna, çünkü sokak en iyi okul. Başkalarının farkındalıkları başkalarına ama senin kendine ait farkındalıklarının etkisi uyanışın karesi. Ozaman tekrar söylüyorum inatla, iç soluğuna bir isim bul ve onunla yaşa. Seni gerçek sana ulaştıracak yol orada. Sen bir elma isen, armut sana seni anlatabilir mi;) Şimdi günaydın, ya da gün aydık:)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.