Ben Halep’teyken…
Palavra atmak dünyanın her yöresinde ve her cins insanda var olan ilginç bir özelliktir. Olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek ya da olmamış bir şeyi olmuş gibi anlatmak genellikle yeteneksiz ve çaresiz insanların başvurduğu bir palavra şeklidir. Bu durum özellikle de kendilerini ve geçmişlerini pek tanımayan insanlar arasında anlatılır. Buradaki amaç, toplumda hak etmediği halde önemli bir yer edinebilmektir. Nasılsa kendisini tanıyan kimse yoktur ve atar atabildiği kadar. Pehlivanlıktan tutun da futbolculuğa kadar her şeyi çok iyi anlatır. Bu tür insanlar genellikle zararsız varlıklardır. Anlattıkları kimseye zarar vermeyen güzel palavralardır.
Olmayan bir şeyi yapmış gibi gösterip övünmek de vardır. İşte başlıktaki söz gibi; “Ben Halep’teyken 70 arşın atladım.” Bir arşın yaklaşık 70 cm. ve böylece 70 arşın yaklaşık 49 metre. Sürekli böyle söyleyip övünen adama sonunda mahalle sakinleri cevap vermiş, “Halep ordaysa arşın burada, atla da görelim.” Bu durum karşısında palavracının yüzünün kızaracağını sandıysanız yanıldınız. Kırk dereden sular getirip kırk tane mazereti sıralar ve yine zeytinyağı gibi su yüzüne çıkıverir. Şöyle bir bakın çevrenize bu tür insanlar mutlaka vardır ve bulundukları çevrenin eğlencesi haline gelmişlerdir. Şakacıdırlar ve kimseyi kırmazlar. Yaptıkları sadece kendilerine aittir. Herkes bilir palavra attığını ama utandırmak da istemez, inanmış görünür. Palavracı da bu durumun farkındadır ama devam eder palavralarına.
Ancak, bazı tipler vardır ki, onlardan uzak durmakta fayda vardır. Söyledikleri yalanlara kendileri de zamanla inanmaya başlar ve çevresine de zarar verir. Bu bir hastalık haline dönüşür zamanla ki, tıptaki adı hafızam beni yanıltmıyorsa mitomani’dir. Bu tedavi gerektiren bir hastalıktır ki benim boyumu aşar. Ben özellikle bu pandemi döneminde biraz hafızamızı zorlayıp çevremizdeki neşe saçan tatlı palavracıları anmak istedim. Özellikle bazı televizyon dizilerinde bu tiplemelere yer verilmektedir.
En güzel golü onlar atmıştır, en güzel şarkıyı da yazan onlardır. Her şeyin en güzelini yapabilmişlerdir. MFÖ’nün bir şarkısında da dediği gibi “Sen neymişsin be abi”.
Bu tür güzel insanları sevmek dileğiyle.