Ben anne olmayı çok sevdim!
Anneler Günü için yazmakta ilk defa zorlandım ben.
Ben anne olmayı çok sevdim, doğmuş olan her çocuk benim için evlat oldu, biyolojik olarak benim olmaması sevmeme engel değildi.
Bana verilen kocaman kalp için, sevebilme yeteneği için müteşekkirim.
Ya sevmeyi bilmeseydim, ya hiç sevmeyi deneyimlemeden bu dünyadan geçip gitseydim düşününçe çok kötü oluyorum.
Sevebilmek dünyanın en güzel duygusu daha büyük bir zenginlik yok.
Binlerce kez şükür ki sevgiyi maddi şartlara değişen biri olarak yaratılmamışım.
En kutsalı, en tatlısı da evlat sevgisi..
Parmağına iğne batacağını görünce irkilen insan yapısı evladı için kolayca canını ikram ediyor.
Hamilelik, içinde onun varlığını hissetmek, doğduğu an yüzünü görmek ki kesinlikle aşina bir sima tam da dimağında canlandırdığın gibi, ilk emzirme hepsi anlatılınca anlaşılacak gibi değil.
Ben anne olmayı çok sevdim, dalıma konan o minik kuşları hep çok sevdim.
Anneliği yüreğinde büyüterek yaşayanlar da çok seviyor bunu görüyorum.
Dünyanın en masum, en tatlı canlısı çocuklar.
Lakin bu gün zorlanmama sebep olan, yazmak kutlamak istemekte hevesimi kaçıran durumlar var.
Onlara sebep olanlarda bir zamanlar bahsettiğim gibi tatlı çocuklar, annelerinin minik kuşları.
Annelikte bir hata yapılmış belli ki zira o sevimli minikler büyümüş ve bir ölüm makinesine dönüşmüş.
Dünya da şu an bir çok farklı yerde öldürülen çocuk, bebek ve anneler milyonları buldu.
Bu yıl anneler günü bana bunları düşündürdü ve kutlama modunda olamadım.
Daha iyi zamanlarda neşeli kutlamalarda buluşmak dileğiyle.
Anneler evlatsız, çocuklar annesiz kalmasın.
Dünyayı sevgi kurtaracak..
Cennet Anaların ayakları altında olması, bu şekilde kutsal kılınması da ayrı bir gurur ve onur, Anneler özel insanlar..