Bakan Akar: En büyük tehdit!
Orta ve doğu Avrupa’nın en büyük askeri fuarı olan Polonya’daki MSPO Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nın açılışında katılan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, en büyük tehdidin terör olduğunu belirtti.
ANKARA (İGFA) – Türkiye’nin “lider ülke” olarak yer aldığı Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyük askerî fuarı “MSPO Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı” düzenlenen törenle açıldı.
Türkiye’nin Bakan Akar tarafından temsil edildiği tören, Polonya askerî bandosu tarafından İstiklal Marşı ve Polonya millî marşının çalınması ile başladı. Törende konuşan Bakan Akar, özellikle dost ve müttefikler arasındaki savunma sanayi iş birliğinin her zamankinden daha önemli olduğu bir dönemde MSPO’nun lider katılımcı ülkesi olmanın büyük bir onur olduğunu belirterek sözlerine başladı.
Türkiye ve Polonya arasındaki ikili ilişkilerin 1414’e kadar uzandığını belirten Bakan Akar, “Polonya’nın 19’uncu yüzyılda zorluklar yaşadığı dönemde, atalarımız Polonya’nın bağımsızlığının, egemenliğinin ve bütünlüğünün güçlü destekçileri olmuştur” dedi. “Polonyalı köyü” anlamına gelen İstanbul’daki Polonezköy’de Polonya uyruklu insanların yaşadığını aktaran Bakan Akar, bunun iki ülke arasındaki tarihî dostluğu sembolize ettiğini vurguladı.
EN BÜYÜK TEHDİT…
Polonya’nın, Türkiye’ye ilişkin “Uyarlanmış Güvence Tedbirleri” kapsamında NATO’nun desteğinin bir parçası olarak Nisan 2021’den bu yana bir deniz karakol uçağı ile katkı sağladığını belirten Bakan Akar, Türkiye’nin de “NATO Geliştirilmiş Hava Polisliği” görevinin parçası olarak Baltık bölgesel güvenliğine katkı sağlamak amacıyla geçen sene dört F-16 uçağını Polonya’da görevlendirdiğini anımsattı. Bakan Akar, “NATO müttefikleri olarak maruz kaldığımız en büyük tehdit sınır, uyruk veya din gözetmeyen terördür. NATO’nun güneydoğu hattındaki müttefiki olarak terörün DEAŞ, El-Kaide, PKK/YPG ve FETÖ isimli tüm türevleri ve tezahürleriyle aynı anda mücadele etmekteyiz. Dahası, BM raporlarına göre Türkiye, dünyada en yüksek sayıda mülteci barındıran ülke olmaya devam etmektedir.” dedi.
Bakan Akar, insani yardımların ulaştırılması ve yerel yönetimlerin tekrar işler hâle gelmesiyle birlikte 1,1 milyondan fazla yurdundan olmuş mültecinin gönüllü, güvenli ve haysiyetli bir şekilde evlerine döndüğünü de söyledi.
POZİTİF ATMOSFER TEKRAR İVME KAZANMALI
Ukrayna bağlamındaki gelişmelere de değinen Bakan Akar, Ukrayna ve Rusya Federasyonu’nun Türkiye’nin Karadeniz’deki iki komşusu olduğuna dikkati çekti.
“Vurgulamak isterim ki Kırım dâhil olmak üzere Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğünü desteklemekteyiz. En başta belirttiğimiz üzere Rus askerî müdahalesine karşıyız.” diyen Bakan Akar, masum sivillerin ve sivil altyapıların hedef alınmasını kabul edilemez bir durum olarak nitelendirdi. Yaşananların ardından milyonlarca masum sivilin evlerini ve ülkelerini terk etmek zorunda kaldığını aktaran Bakan Akar, şunları söyledi:
“Milyonlarca mülteci bulunduran bir ülke olarak Türkiye, bu yükün taşınmasında katkı sağlayan Polonya ve diğer müttefiklerin yardımlarına minnettardır. Önümüzdeki dönemde daha fazla hayatın kaybedilmesini önlemek ve bölgedeki barış ve dengenin sağlanabilmesi için ivedi bir ateşkes ilan edilmesi önem arz etmektedir. Bildiğiniz üzere krizin başlangıcından itibaren yoğun diplomatik çalışmalar içerisindeyiz. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Sayın Zelensky ve Sayın Putin ile irtibat hâlindedir. Ben ve personelim ise aynı şekilde bu ülkelerdeki mevkidaşlarımız ile irtibat hâlindeyiz. Taraflar ile irtibat kurduğumuzda iki taraf için de acil ateşkes, gerginliğin azaltılması, insani yardım ve diplomasiye dönüş çağrılarımızı yinelemekteyiz.”
BARIŞÇIL VE GÜVENLİ BİR ÇÖZÜM UMUT EDİYORUZ
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna’yı ziyaret ederek Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Lviv’de üçlü toplantı gerçekleştirdiğini hatırlatan Bakan Akar, durumun daha da kötüye gitmesine sebep olabilecek eylemlerden kaçınmak adına, özellikle Karadeniz’de çatışmanın yayılmasını önlemenin kritik önem arz ettiğini düşündüklerini ve bu bağlamda Türkiye, Karadeniz’deki dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguladıklarını kaydetti.
Türkiye’nin coğrafi konumu ve karşılaştığı zorlukların düşünüldüğünde güçlü ve saygın bir silahlı kuvvetlerin varlığı gerekliliğinin ortaya çıkacağını belirten Bakan Akar, bunun sadece iyi eğitilmiş personel ile değil aynı zamanda bu personelin yüksek teknolojiye sahip silah, sistem ve teçhizatlarla donatılmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı.
Türk savunma şirketlerinin 2002’de 66 proje ile ilgilenirken bugün bu sayının 800’e ulaştığını vurgulayan Bakan Akar, Türk savunma sanayi şirketlerinden üç tanesinin dünya çapında en iyi 100 şirket arasında yer aldığını belirtti. Savunma sanayi alanındaki büyük iş birliği fırsatına dikkati çekerek “Savunma sanayisi ürünlerimizin müşterek olarak araştırılması, geliştirilmesi, inşası ve pazarlanması için hazırız. Bu nedenle Türk firmaları Polonya pazarlarında daha aktif rol oynamaya hazırdır ve hepinizi araştırma, geliştirme ve üretim tesislerimize, bugün ulaştığımız seviyeye ilk elden şahit olabilmeniz adına davet ediyoruz.” dedi.
Öte yandan açılış töreni başlamadan önce Bakan Akar, Romanya Savunma Bakanı Vasile Dincu ve Macaristan Savunma Bakanı Kristof Szalay Bobrovniczky ile bir süre sohbet etti.