Ateşi Bozbey Yaktı, Çelik Harladı
Mustafa Bozbey ateşi yaktı, Enes Çelik harladı.
Biri tribünleri ayağa kaldırdı, diğeri kulübü omuzladı.
Bursaspor’un yeniden dirilişinde iki imza var; ikisi de değerli, ikisi de unutulmaz.
Sezon başıydı. Umut kırıntıydı, inanç tükenmişti.
Tam o günlerde Bozbey çıktı, kalabalıklara seslendi:
“Bu şehir bu takımı yalnız bırakmaz.”
Bu sadece bir cümle değil, Bursaspor’un kaderini değiştiren bir çağrıydı.
Bozbey’in o sözü, tribünlerde yeniden yankı buldu.
Yıllardır küsmüş taraftar, formasını raftan indirdi.
Şehirde Bursaspor yeniden konuşulmaya başlandı.
Bir kıvılcım yeterdi; Bozbey onu yaktı.
Ardından sahneye Enes Çelik çıktı.
Genç, dinamik, kararlı.
Göreve geldiği ilk günden itibaren masal değil, gerçek yazdı.
Sadece sahada değil, kulüp binasında, muhasebe tablolarında, finans raporlarında mücadele verdi.
Yıllardır çözülemeyen sorunlara çözüm oldu.
Ve bugün, Bursaspor tarihinde belki de ilk kez,
bankalara tek bir kuruş borcu olmayan bir kulüp olarak yoluna devam ediyor.
Sadece futbolcuların maaşı değil; elektrik, su, altyapı, personel…
Her şey zamanında, düzenli.
Bu tabloda Enes Çelik imzası var.
Bu tablo, profesyonelliğin, samimiyetin, vizyonun eseridir.
Bazıları için borç silmek bir rakam meselesi olabilir.
Ama Bursaspor için bu, omuzlardan yük indirmektir.
Genç futbolcuların başını dik tutması, teknik heyetin sadece sahaya odaklanması, taraftarın içini rahatça doldurmasıdır.
Bugün şehir nefes alıyorsa,
Bugün minik bir çocuk okul çantasına Bursaspor rozeti takıyorsa,
Bugün Umurbey’de sabaha kadar meşale yanıyorsa,
Bunda Bozbey’in vizyonu ve Çelik’in kararlılığı vardır.
Biri kıvılcımı çaktı.
Diğeri o kıvılcımı aleve çevirdi.
İkisi de “Bursaspor bizimdir” dedi.
Gösterişsiz, iddiasız ama inançla.
Bursaspor yeniden doğuyor.
Ama bu kez sağlam temeller üzerinde.
Ve o temelin harcında iki başkanın emeği, alın teri ve cesareti var.
Şimdi o ateş yanıyor.
Bursa ısınıyor.
Ve bu kez sönmeyecek gibi duruyor