Aşk Hikayesi’nin Oliver’ini kaybettik
Aşk Hikayesi/Love Story filmi, 1970’lerin unutulmaz bir sevda masalıydı.
Aşk Hikayesini izleyen sinemaseverlerin gözyaşları, sonu hüzünle biten büyük bir aşkın, büyük bir trajedinin sessiz tanıklarıydı.
Bu kült filmin hikayesini bilmeyenler için kısaca özetleyelim.
“Oliver(Ryan O’Neal) Harward Üniversitesi’nde okuyan geleceği parlak bir Hukuk öğrencisi, zengin ve köklü bir ailenin çocuğudur.
Radcliffe Koleji’nde müzik eğitimi alan Jennifer(Ali Mac Graw) ise işçi sınıfından fakir bir pastacının kızıdır.
Kader ağlarını örmüş, Jennifer ve Oliver birbirlerine büyük bir aşkla bağlanmışlardır.
Başlangıçta her şey güzeldir. İki sevgili bulutların üzerinde mutluluktan uçuyordur, adeta.Ne var ki bu mutluluğa ilk gölgenin düşmesi uzun sürmeyecektir.
Nitekim, Oliver Jennifer ile evlenmek istediğini babasına söylediğinde, hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşır.Babası oğlunun fakir bir kızla evlenmesine onay vermediği gibi,
Jennifer’den ayrılmaması halinde,Oliver’i mirasından mahrum edeceğini ve okul masraflarını karşılamayacağını ifade etmiştir.
Aşkı için her şeyi göze alan Oliver, zengin ailesinin tüm imkanlarını reddederek, Jennifer ile yaşadığı aşkına sahip çıkmıştır.
Hayata sıfırdan başlamak zorunda kalan Oliver ve Jennifer okul masraflarını karşılamak için iş ararken, çocuk sahibi olmak için çifte yapılan testler sonucunda, Jennifer’in lösemi hastası olduğu anlaşılır.
Jennifer’in ölümcül hastalığı genç çiftin üzerine karabulut gibi çökmüştür.
Ölmeden önce Paris’i görmek isteyen Jennifer’in isteğini yerine getirmek isteyen Oliver’e,
Jennifer sadece aşklarını yaşamak için zaman istediğini söyler ve “Dünya üzerinde varlığımız son bulana dek birbirimizden vazgeçmeyelim” der.
Ne yazık ki, dünya üzerindeki hiç bir servet, kaybedilen bir sağlığı ve yitirilen bir zamanı geriye getiremez.
AŞK HİÇ BİR ZAMAN PİŞMAN OLMAMAKTIR.
Oliver hastane odasında canı gibi sevdiği Jennifer’in cansız bedeni başında çaresizlik içindeyken,yaşadıkları dramı öğrenen babasını karşısında bulur.
Yaptıklarına pişman olan Oliver’in babası, özür dilemek için sözlerine başladığında, Oliver “Aşk hiç bir zaman pişmanlık duymamaktır” diyerek babasını susturmuştur.
Jennifer’siz bir hayatı yaşamak zorunda kalan Oliver’in tek tesellisi, ölümün elinden aldığı aşkına kavuşacağı anın, elbet bir gün geleceğidir.
*
Senaryosu Erich Segal, özgün müziği Oscar ödüllü Francis Lai ve Yönetmenliği Arthur Hiller’e ait olan bu unutulmaz aşk hikayesinde, Oliver’i canlandıran Hollywood yıldızı, ünlü aktör Ryan O’Neal 82 yaşında hayata gözlerini yumdu.(Filmin diğer yıldızı Ali Mac Graw ise 84 yaşında olup, hayattadır.)
Gençlik hatıralarımızdan bir yaprak daha düştü, anılara karıştı.
Bir sinema efsanesi daha iz bırakarak bu dünyadan gelip geçti.
Ruhu şad olsun…