İntiharlar, Yalnızlık Bakanlığı kurmaya yöneltti!
Yalnızlığın akut bir duruma dönüşmesi ve özellikle pandemi sürecinde intihar vakalarının yüzde 3,7 oranında artması Japonya’yı Yalnızlık Bakanlığı kurmaya yöneltti. Yalnızlık ve pandemi bağlantısının önemine işaret ederek bu tarz örneklerin çoğalacağını belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, insanların salgının neden olduğu karantinadan daha çok çevrelerinden koparak yalnızlaşmaktan korktuklarına dikkat çekiyor.
BURSA (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, Japonya’da kurulan Yalnızlık Bakanlığı ve yalnızlık konulu araştırmaların çarpıcı sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Yalnızlığın Japonya’da akut bir duruma işaret ettiğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, Yalnızlık Bakanlığı kurulmuş olması, sorunun değerlendirilip harekete geçildiğini gösterdiğini söyledi. Yalnızlık ve pandemi bağlantısının önemini Japonya’daki Yalnızlık Bakanlığı örneğinin pekiştirdiğini ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, pandemiden önce de yalnızlığın dünyada yükselen boyutuyla göze çarptığına dikkat çekti.
YALNIZLIK KÜRESEL BOYUT
Finlandiya’da yapılan bir araştırmanın sonuçlarına değinen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Araştırma sonuçlarında kendilerini yalnız hisseden kişilerin oranının yüzde 26’ya yükseldiği görüldü. Pandemiden önce bu oran yüzde 20,8 olarak görülmekteydi. 2020 yılının ilkbaharında yapılan araştırmada bu oran yüzde 32’ye ulaşarak daha yüksek olduğu görülmüştür. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre katılımcıların yüzde 50’si bu yalnızlığın zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini düşünüyor” ifadelerini kullandı.
“PANDEMİ KONTROL DUYGUMUZU SARSTTI”
Yalnızlığın başlıca anlamları ve farklı kavramsal yönleri ile birlikte pandeminin yeni ve daha karmaşık bir pencere açtığını söyleyen Prof. Dr. Süleymanlı, “Zira COVID-19 salgını tarihte görülmemiş bir hızla yayılırken; farkında olmadan güvencesi altında yaşadığımız kontrol duygumuzu ve geleceğin öngörülebilir olduğuna dair inancımızı sarsarak tahammül sınırlarımızı zorlayan bir belirsizlik yarattı. Bu süreçte yalnızlığımız da arttı” dedi. Prof. Dr. Süleymanlı, olumlu ve olumsuz, tercih edilen ve zorunlu gibi temel ayrımlarla ifade edilen bu çeşitliliğin, ikiliklerin ötesinde çok daha geniş ve kolektif bir kapsama işaret ettiğini pandemiyle yeniden gözlemlendiğini söyledi.