Annem Kerbela ‘HA VİSKİ HA BEN’ dedi;))
Cızırtısız bir hat bulmaya çalışıyorum, en safından. Belki oradan yükselirsek başımızı arşa değidirebiliriz. Barış Manço, ‘Dönence’ ile arka planda çalıyor. Tam o sırada elimde tuttuğum Vileda sopası ile Yasemin Yalçın ın sahneleri aklıma geliyor.
‘Benim adım temizlik, her yeri siler parlatırım, banyoyu lavaboyu’ Ben heryeri silerken tersine dönen vileda sopası ile gücümü topladığımı farkediyorum ve en ufak yeğenmin ‘teyze ben çevirebilir miyim’ viledayı sorgusu. Evet canım tabiki, dediğimde ise klavyeyi hızlı kullanamadığımı farkedenlerin, nereden ne aşıracaklarından emin olamıyorum. Şimdi sizlere göksel çekim yasasını anlatacağım. Yer çekimin tersine dönen bir zaman mekan diliminden bahsedeceğim. Tesis denizimizin tuzu MAYİ aslında Dünya’nın lityum tuz ve su dengesini sağlıyordu. Kutupluluk yasasını aşmaya çalışamazsın. Yani MAYİ kuruduğunda bizim kedilerimizin dengesi bozudlu. Mahrem Anamızı bekleyen onlardı ve MAİ diye bağırırlardı. Onlar Meryem anamızı da kuruttular bu vesile ile. Benim bilmediğim ve hiçbir zaman da bilmek istemeyeceğim bir oyun da var etmeye çalıştılar kendilerini.
Olay çok basittir, mesela Kemal Sunal Şabanoğullarından gelir, ben Mustafa’nın soyundan ve Kemal’in yolundan ise giden benim. Babam ise dahi Davutların soyundan gelir, hernekadar ona deli denmiş olsa da, delilik ve dahilik arasında gidip gelir. Kutupluluğu aşabilmiş olsaydı o da bir dahi idi, tabi dahiliğe bir de irade eklemek gerekir. Fakat soyunun desteği çok önemlidir. Mesela şimdi bana biri hacemat için gelecek olsa bu ay da, ben derim ki acaba bu kişi Kemal Sunal ın yani Şabanoğullarının mı soyundan geliyor. Geldiği zaman yaradanın itişi ile ikisini birbirine hizalamam gerekir ve benim bu hacemat işlemlerim esnasında belki de bir Kemal Sunal filmi açmam da gerekebilir. Onun yolu yol da Şaban’ın yolu yol değil midir? Eğribüğrü olsa da yine de doğrudur. Aynı omurga hattım gibi.
Cinslik önemlidir ve senin bu anlamda kendini yönetebilmen çok daha kıymetlidir. Bir tavşan da bir sincapta hatta bir sarı çiyan da önemlidir. Fakat kendisini tanıyıp sincaplık yapmaması lazımdır. Bir aslan nasıl aslanlığını terbiye ediyorsa, bir sincabın da sincaplığını terbiye etmesi ve hatta bilmesi gerekir. Hele o kaplumbağlar ne güzel an ın bekçileridir, hele o sarı çiyanlar her erkeğe güven olmazın fısıldayıcılarıdır. İşte bu şekilde de tatlıya bağlamak gerekir. Her bitki bir hayvan içindir ve kediler kediotu türündendir, Mahrem yerimizi beklerlerdi çok eskiden, işlerin bukadar sarpa saracağını kimse düşünemezdi. Ben sadece farkındayım,ışığı veya aya doğru uzanmaya çalışan suretimin farkındayım. Gerisi kimi ilgilendiriyor derseniz; kim hırsızlık, fahişelik, ya da yataklık yaptıysa onları ilgilendiriyor elbette!
Babanenem derdi ki,’ içinde kübür tutma uşağım’, aslında aşığım içinde öfke ve kibir olmayışına demek isterdi. Tersten bakmak zamanı tesrten okumak ve çarkı saat yönünün tersine çevirmek zamanı bir nebze de durdurmak işte tam da orada durun bayım, ben kalakaldım kendimin ucunda, ıslak unutulmuş ve kötü kokan. Madağımın kendisini bu yolda feda etmesi beni çok ağlattı. Ben ona dedim ki: ‘Her güzel çevre tutunacak bir daldır’ Fakat o bu dalı bulup da konamadı. Konduğu dallar hep kırıldı, yufka yüreklimin. Birlikte çok ağladık. Ben Monapoli. Polianna ya da her neysem işte. İsmimin bazen hiçbir önemi yok lakin bazen de çok önemi var. Geçmişi eksiltip yukarıya kat çıkabilmem için. Yani geçmişimize bir sünger çekip, önümüze bakabilmem için. Hala(a lar şapkalı) ne olduğunu bilmediğim bir umudum var elimde, gözüm şişelere takılıyor, amaa içmiyorum, psikiyatristim yasaklıyor. Oysaki evde doğru yöntemlerle yapılmış bir yaş üzüm rakısının ne zararı olabilir ki, aksine faydası çok. Kör ünüğü temizleyip, ciğerleri ısıtıyor ve sonrasında da tependen ateş çıkarıyor ve benim gibi bir zihin yapısı yani theta boyutunda normal bir insana göre 5 kat daha hızlı frekans üretebilen bir zihnin havalanmasını sağlıyor. Ve Einstein bunu bilseydi belki de zihni yanmayacaktı.
Kerbelanın kızı Aybikeyim ben ve annem aslanlarını terbiye ederken bana demiştir: ‘HA VİSKİ HA BEN’
HA RAKI HA BEN, HA SİGARA HA BEN. HA SEN HA BEN! Bekleyen çoksa demek liman da bunların hepsi de sağlıklıdır o anda.