Anlaşılabilmek
25 yıl.. seyahatlerde, seyahat sonu varılan hastanelerde, şifa dağıtan insanların yanında geçti.
İlaç firması çalışanları alışıktır poliklinik önü beklemelerine, servis ziyaretlerine.. fakat yakınlarının alışmışlığı uzun sürer neredesin cevabına hastanedeyim dediğinde ne oldu?, geçmiş olsun dedikleri çokça olmuştur. Hastane demek, şifa arayışı demek, umut demek hastalar için.
Benim için bu yıllar, yalnızca bir iş değil, dolu dolu gözlem yaptığım bu gözlemlerden çıkarımlarımın olduğu binlerce insanla temas edip binlerce hikâye duyduğum yıllar oldu.
Kendini bilime, araştırma ve geliştirmeye adamış yüz otuz ülkede faaliyet gösteren saygın bir firmada çalıştım ve hep gurur duydum. Ancak asıl zenginliğim, gözlemlerimden, hikayelerden ve o insanlara duyduğum derin saygıdan geldi. Meslek hayatım boyunca, kendini bilime, yeniliğe ve insan sağlığına adamış hekim ve sağlık çalışanları gördüm. Sadece altı yıl tıp fakültesi dört yıl uzmanlık okuyarak doktor olunmadığına dair o adanmışlığı, derinliği gördüm, kelimeyle ifade edemeyeceğim kadar derin bir adanmışlık gözlemledim.
Kendileri hasta oldukları halde poliklinikte hasta bakmalarına, ailelerinden önce hastalarının geldiğine şahit oldum, sadece bilgiyle değil kalpleriyle de iyileştirmeye çalışmalarına da.. Hepsi beni derinden etkiledi.
Bu süreçte fark ettim ki, başarılı bir hekim olmak yalnızca bilgi ve beceriyle değil, hastayla kurulan bağ, iletişim gücü, empati yeteneği de bu mesleğin ayrılmaz bir parçasıydı. İnsanlar sadece doğru tedaviyi almakla yetinmiyor; duygusal bir bağ kurmayı, anlaşılmayı, dinlenilmeyi de bekliyorlar.
Hele ki Akdeniz ikliminin hakim olduğu ülkemin, kanı kaynayan güzel insanı için önemli bir konu iletişebilmek, anlaşılabilmek, dinleniyor olmak. Hasta, hekimle duygusal bir bağ kurabildiğinde, tedavi sürecine daha olumlu yaklaştığını ve iyileşme sürecinin hızlandığını gördüm. Hekimlikte iletişim ve empati, bir hasta için en kritik ilaçlardan biri. Ancak empati, kelimede kolay, uygulamada sabır ve derin bir insan sevgisi gerektirir. Bir hekimin, hastasıyla göz teması kurması, onun sorularını anlayacağı bir dille cevaplaması, güven vermesi büyük bir fark yaratıyor ve hasta için en büyük beklenti.
Her meslek, her insan ilişkisi, empati, iletişim ve anlama becerisi gerektiriyor. İster bir öğretmen, ister bir şirkette yönetici, ister bir ebeveyn olun karşınızdakini dinlemek, duyabilmek ve anlaşıldığını hissettirmek sizi ve ilişkiyi farklı kılıyor. Hayat bize sürekli insanlarla kurduğumuz bağlar aracılığıyla öğretiyor.
Hangi meslekte olursak olalım, her anımızda karşımızdaki insana değer veren bir iletişim dili kurduğumuzda, yalnızca işimizi değil, hayatı da anlamlandırıyoruz. Şifa yalnızca hastanelerde değil; doğru sözlerde, içten bir bakışta, samimi bir bağda, anlaşıldığını hissetmekte gizli.
Anlaşılmak insanoğlunun en büyük ihtiyacı. Sıra beklemeden cevap vermeye odaklanmadan merak eden bir anlayışla dinlemek ve duymaya çalışmak..