Aklımızla Alay Edilmesi
Her türlü büyük marketin her semtte her mahallede yaygın bir şekilde yer aldığını görmekte ve bu marketlerden de alışveriş yapmaktayız. Meyve ve sebze reyonu ile şarküteri reyonuna gidip ihtiyacınızı alıyorsunuz ve aldığınız ürünleri şeffaf bir naylon poşete koyuyorsunuz. Diğer ihtiyaçlarınızı da alıp arabanızla kasaya gidiyorsunuz ve kasiyer soruyor “Poşet ister misiniz?” Eğer isterseniz poşet başına 25 kuruş ödemeniz gerekiyor. Saçmalık ve aklımızla alay etmek burada başlıyor. Zira o marketin reklamıyla süslü poşete para vereceksiniz. Hem para vereceksin hem de o marketin reklamını yapacaksın, böylesine büyük bir saçmalık ne yazık ki oluyor. O firmanın reklamını yaptığınız için size para ödenmesi gerekirken siz hem reklam yapıp üstüne de para vereceksiniz. Hadi ordan beee…..
Pandemi bir yılı aşkın tüm dünyayı kasıp kavuruyor, vaka sayısında Avrupa birincisi olmuşuz ve Dünya birinciliğine dörtnala koşuyoruz. Ülkeyi yönetenler şöyle ya da böyle, az ya da çok, yeterli ya da değil, bir takım önlemler almışlar ve hafta sonları sokağa çıkmak yasaklanmış. Hadi ordan beee, ne yasağı? Ekmek almak için fırına gittiğimde şaşırdım kaldım. Oturduğum semtteki ana yol vızır vızır işliyor. Hafta içi trafiğinden pek farkı yok. Özel otomobilinden Damperli kamyonuna kadar araçlar yollarda. Hani yasak vardı? Yasak sadece 65 yaş üstü insanlara var galiba, “nasıl olsa bunlar yaşlandı, hareket edip de yorulmasınlar, bir yerleri ağrımadan sızlamadan yattıkları yerde ölümü beklesinler” diye.
Evde televizyon izlemekten başka bir etkinliğiniz yok nasılsa. Futbola da biraz merakınız varsa hapı yuttunuz. Az sonra kendilerini spor veya futbol yorumcusu diye yutturmaya çalışan fanatik taraftarları izlemek zorundasınız. Bir Anadolu takımı hiç bir hakem katkısı olmadan bileğinin hakkıyla adamın tuttuğu takımı 3 – 0 yenmiş, bütçesi tuttuğu takımın yirmide biri kadar olmayan bu Anadolu takımını tebrik edip öveceğine “hoca kötü bir takım çıkardı ve yenilgi kaçınılmaz oldu MAALESEF” diye yorum yapıyor. Sanki yenildiği takım Moskof’tan gelmiş gibi derin bir üzüntü içerisinde güya yorum yapıyor. Dikkat ettim tam on iki dakika konuştu. Bu konuşmada tuttuğu takımın savunmasından hücumuna kadar her şeyi anlattı da o garibim Anadolu takımının hocasına ve oyuncularına ve takımın oynadığı oyuna bir dakika ayırdı. Sizin yorumculuğunuza……..
Ama tüm bu saçmalıklara rağmen ümidimi yitirmeyeceğim ve sevdiklerim ve ülkem için mücadeleye devam edeceğim.